Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Refleksif empati
Duygularımız bazen çözmek için zor bir mekanizma haline döner, ince işçilik ve anlama kabiliyeti ister, biz buna kendinin farkına varma diyoruz. Nasıl yerinde bir tabir; sen orada duruyorsun ve onun farkına yeni varıyorsun. Bu bazı duygularımıza nasıl istemsizce kör olduğumuzu gösterir niteliktedir. Örnek vermek gerekirse tedavisi olmayan bir hastaya kalkıp da "sen niye kendine dikkat etmedin de hasta ettin" diyerek kızmayız. Kimse kimseye bunu öğretmiş olmasada o kişiyi son yolculukta uğurla yollaması gerektiğini bilir ve ona merhamet ile yaklaşırız bunun adına ise empati denir.Lakin bu istemsizce (refleksif)yapılan bir empatidir. insana gereken ise düşünerek kendinin farkındalığını kazanıp karşıya kurulan empatidir. Toplumca eksik olduğumuz bu konunun sebebi alışa gelmiş duygu ve düşüncelerimize o kadar takılı kalmış bulunmaktayız ki bir başkasını kendi isteğimiz ile düşünür halde olmayışımızdır. bunun en yakında farkına varılması umudu ile size iyi haftalar diliyorum... 𝓔𝓵𝓲𝓯𝓮 𝓪𝓲𝓽...
Vurma beni! Kıyma bana!
chng.it/yGDVYY4qxk İmza istemiyoruz, sadece bu linki paylaş, Twitter'da destek ol ve hayvanların hayatını kurtar! Tek isteğimiz bu! Her yıl kaç yaban hayvanının avlanacağına karar veren Merkez Av Komisyonu iki gün sonra toplanıyor.  İki gün sonra toplanacak olan Merkez Av Komisyonu, maalesef bu yıl da hangi türün ava açılacağına ve ne kadar vurulabileceğine karar vererek binlerce canlının kaderini belirleyecek. Biz de bugün (28 Haziran) saat 15.00'te yaşam savunucuları olarak bir kez daha twitterda biraraya geliyor ve #HayvanlarYaşamakİstiyor hashtagiyle sesi olmayan canlıların sesi oluyoruz!
Reklam
Ne yani, 3-5 dk ile mi kaybediyoruz?
Mesela namaz kılmak vaktine göre 5 ile 15 dk arasında değişiyor. Bu bizim bu tarz platformlarda bir tur atışımıza bile denk gelmiyor kimi zaman. İşlerimiz var diye sünnetleri terk ettiğimiz oluyor. Halbuki bir sünneti kılmak 5 dk. Abdest aldıktan sonraki zikri yapmak ne kadar sürer ki, saniyeler.. Ya namazdan sonraki tesbihâtler, toplasak 5 dk
Bir hiç için
Ne de boş geçirmişiz dakikalarımızı hiç haketmeyen birisine. Hiç hatırlamayacak birisini aylarca kalbinde tutmaya, ve hiç dönüp arkasına bile bakmayanlar için ne de çok yollarını gözlemişiz. Oysa ki dakika yıllar gibi gelirken çokça umutlandık, bir saniye bile düşünmeyenler için. Ne de çok şey istemişiz hiç sevmeyecek birisi için. Ne de çok dakika harcamışız hiç arkasına dönüp bakmayacak birisi için. Ne de çok beklemişiz hiç gelmeyecek birisini. Hiç gelmeyecek birisi. Yolda geçerken gelen parfüm kokusunda hatırlanacak kadar bile düşünülmemişiz. Bir şarkının, bir kaldırımın, bir tanıdık sesin, bir dakikanın ortasında bile hatırlanamamışız. Ben varmışım biz yokmuşuz. Aslında ben hiç yokmuşum sadece biraz fazla içmişim. Hiç gelmeyecek birisi için. Zaten ne geliyorsa bu içinler için geliyor. İçin için yokmuşuz. Kimse için yokmuşuz ne sen ne de sen için.
Biliyor musun, bitti her şey. Söndü tüm duygular. Hayat biz giderken yeni başlangıçlara, hep savurdu bir yerden bilinmeyenleri. Bugün milat dediğim her gün, yeni bir milatla son buldu kara yazgımda. İçimdeki çocuk ruhlar aleminde zavallı bir çare belki. Belki de zaman, çoktan aldı beni ondan. Tek bir şey kaldı alınmayan ölümlerin şerefine, sözlerim şimdi içimde ağır bir valsle haykırıyor dizelerimi. Kime ne anlatmışım ki sahi, ben değil miydim oysa kaybolmak isteyen. Şimdi sonsuz bir karanlık içinde, kalbimle aydınlatacağım tüm yarınları. Varsın koca bir geçmiş samanyolunda saklansın sönmüş yıldızlarımla beraber. Gitmeden daha yapacak işlerimiz var eyy ruh, daha kocaman düşlerimiz var. Son mektup henüz yazılmadı. Tek bir şey kaldı... Belki de zaman onu da aldı içimden, al sana koca bir bilinmez daha...
349 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.