Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Beğeni yapmak ya da takipleşmek iletişim kurmak kötü ya da ayıp mıdır ki? Ya da hadi diyelim ki, hoş görünmüyor peki bu bizi neden ilgilendirsin değil mi? Biz her gördüğümüz ya da bize hoş gözükmediğine inandığımız benimsediğimiz şey? Ya biri için çok hoş gözüküyorsa? Saygı duymak gerekmez mi?
Yaşamaya Dair
1 Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani bütün işin gücün yaşamak olacak. Yaşamayı ciddiye alacaksın, yani o derecede, öylesine ki, mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda, yahut
Reklam
Su-i zan,Ön yargı..
Önceki gün metrodan indim elimde 10 kiloya yakın ağır bir çanta vardı neyse asansöre doğru yetişeyim diye hızlıca yürüyorum.Bu arada benden önce de bir teyze ve tekerlekli sandalye de bir adam onlarda yetişmeye çalışıyorlar.Bir adam bindi.Gelen var mı diye arkasına bakmadan kapı kapandı.Tabi biz aaa insan bir bakar olur mu öyle şey diye hepimiz birer laf ettik.Aa bi bakdık ki asansörün kapısı açıldı aynı adam.Meğersem asansörün kapısı hızlı kapandığı için tekrar açma tuşuna basmakla uğraşıyormuş bizi alsın diye.Sonra bindik kapı hakaten o kadar hızlı kapandı ki bu sefer de tekerlekli sandalyedi ki adam dışarda kaldı.Biz kadınla açma tuşuna basmakla uğraştık.Tabi kapı da geç algılıyor.Yani anlayacağınız aynı şeyi biz yaşadık.Sonra adama dedik ki kusura bakmayın biz de önyargılı olduk arkasına bakmadan gitti vs.diye.Sonra dedim ki kendi kendime hemen suizan 2 dk sabret diğer sefer bin.Ve hocamızın şu lafı geldi aklıma hüsnü zannımız öyle olmalı ki sobaya elinizi uzattığınızda nasıl yanma refleksinden dolayı hemen çekiyorsak olaylara karşı da aynı refleksi hüsnü zan olarak yapmalıyız.Sensörlü lamba gibi yani.Ve bunu alışkanlık haline getirmeliyiz.Bunun üstünde çalışaçağım.Rabbim eksikliklerimizi tamamlatsın ne diyelim.
Dialog
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
Vücud ve iç
Vücud ve iç Beden formuna ben dediği an. Kendini yaşamdan ayırdı insan. Vücudun yerine denilir mekan. Form yaranmasına söylenir zaman. Cisime göredir zaman ve mekan. O,yoksa ne yer var,ne de ki,zaman.
Yok biz ona değişmek demeyelim ne mal olduğunu geç anladım hak ettiği gibi davranmaya başladın diyelim evt ya güzel oldu böyle diyelim
Reklam
Gök kubemizi 1923 te çaldılar… Harf İnkilabı isimiyle
Kendi Gökkubemiz Yahya Kemal Merhum'dan mülhem bir ifade. Biz Gökkubemizi nerede yitirdik, ne zaman yitirdik, nasıl yitirdik... …bunu buna başlayalım mı…? Bu soruyu sormak bile aslında, bu yolculuğun ilk adımlarından biri olmalı. Çünkü birçok insan Gökkubemizi kaybettiğimizin bile farkın da değil. Önce meseleyi doğru ortaya koymak lazım.
Ebrar 2126
Ebruar kavramını veya Ebruarı bunların nasıl kimseler olduklarını el alacağız, konuşmaya çalışacağız Ebruar her ne kadar Türkçe'ye bir isim olarak geçmişse de aslında Arapça eril bir çoğul yani Ebruar iyiler demek Bu kekili bunun Ber veya Ber ayette geçtiği üzere Cenab-ı Hak Hz. Yahya için o Ber ile bir valideyhi Olem yakın Cebber'in
İyilik yoktur esasında. Kötülük adı altında yapılan iyiliktir sadece. İyi değil de biz ona olması gereken diyelim. İnsan doğası gereği sevebilmeli, yardımlaşabilmeli zaten, iyiyim diye dolaşan, masum olduğunu söyleyen şeytanlar kandıramadınız beni.
Mesela çağlaya bakıyorum, onun sorunları yok mu? Var. Onun çevresindekilerin sorunları yok mu ? Var. Ama mutlu yani. Hayat dolu, enerjik. Çevresi de öyle. Oraya gittiğimde dedim ki ya ben de böyle bi çevrenin içinde büyümüş olsaydım ben de pembe olurdum. Biz dışardan da böyle görünmüyoruz içerden de böyle değiliz. Diyelim ki içerden her türlü mutsuzluğa sorunlara mahkumuz en azından anın tadını çıkarmayı, yaşamayı öğrensek keşke. Yeri gelince yine üzülelim tamam. Tamam Allahım tamam. Ama mutlu da olalım ya. Nolursun lütfen. Bıktım usandım hep mi problem olur. Kaç yıllık hayat hep mi sorun olur. Hele o annemin bıkmışlığı içimi yaktı ya. Şu kadının da bi yüzü gülsün artık. GÜLELİM ARTIK! ÇOK FAZLA ŞEYDE GÖZÜM YOK
Reklam
Çocukluğumda içinden çıkılmaz bir kafa karışıklığıyla, ergenliğimde güçlü bir öfkeyle şimdilerdeyse garip, huzurlu, anlayışlı bir kabullenişle irdeliyorum özgür iradeyi. Olmak zorundadan olmalıydıya sonrasında ise olabilirdi belki de diyerek kabul ediyorum olmadığını. Özgür irade yalnızca bir yanılsamadan ibarettir. Tıpkı tanrı gibi o da
Keşke!
Bir tarafta çocuklar, bebekler, hamile kadınlar ölürken 23 Nisan çocuk bayramını eğlenerek havai fişekler patlatıp sanki hiçbir şey yokmuş gibi vahşetin sesini kahkahalarımız ile bastırmak ve kutlamak yerine, daha duyarlı ve tüm dünyaya ders niteliği taşıyacak gösteriler yapılabilirdi. Hem belki böylelikle çocuklarımız da adil dünya için küçük
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.