Hep çoğaltıp hep azaltır kişi, ilişkilerini - o yere; hiç çekincesiz, hiç kuşkusuz, kendisi olabileceği yere, ulaşamadan -kendisi de, hep çoğalıp hep azalarak...
Kaçınılmazca bencillik mi vardır her ilişkide, diye düşündüm
(...)
- Yalnızca, "Bunu kendime istiyorum" dediğimiz yerlerde değil, "Bunu senin için istiyorum" dediğimiz yerlerde de, bu , 'isteyen' 'ben', ben değil mi, işte ?!..
Şöyle de düşünmüşüm: "Kişi daha kendi varoluşundan kuşkuluysa, nasıl edebilir de gidip öteki kişiyi bilebilir; 'gerçekten' tanıyabilir?!-"
Sonra, şöyle: "-Ama başka yolumuz yok -olmamalı : hep, bunu denemek; kendimizi de ötekini de, 'gerçek' kılmak ..."
"Bu senin için ne anlama gelirse gelsin, senin gelip beni bulman, ile, benim seni yıllar yılı beklemiş olmam, hem
bu kendiliğin; hem de o çarpıklığın, kanıtı : sen olarak sen; ben olarak ben - biz... "
imge, bilmen bir düşünceyi, bir duyguyu saklamak, başka kılığa sokmak
için değil, bilemediğimizi, ancak sezer gibi olduğumuzu dile getirmek için
kullanılır.
İlişki : en arı ç e l i ş k i...
Varlığın insanlara özel olarak ayırdığı
çarpıklık-ve yücelik.
Yapmalann karşılıklılığı-karşılıklı eylem.
Yaparılan da kendi içine alan,
ama yapılanlardan da, yapanlardan, onların
toplamından da, büyük olan bütün.