Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Başkaları kiliseyi, rahatsız edici düşüncelerden kaçınmalarına olanak verdiği için kabul ederler. Ve dikte edilmiş bir inanç sisteminin sağladığı sosyal faydaların keyfini süren Hıristiyanlar da vardır, ama tartışılamaz gerçekler olarak sunulan her şeyi körlemesine kabul de etmezler. Bu açık fikirli üyeler FSM kilisesine geçmeleri en olası kesimdir. Bu insanlar Incil’in harfi harfine doğru olduğuna inanmazlar örneğin ilk kadının bir ka­ burgadan yaratılması, veya tüm dünyanın sel altında kalmış olması fikirlerini uygunsuz bulurlar. Kısacası bunlar Hıristiyandır ama dogmayla zehirlenmemişlerdir ve özgür düşünce yeteneklerini hâlâ kaybetmemişlerdir. Bunlar FSM’ye geçebilecek öncelikli adaylardır.
Ayrıca lütfen Hıristiyanların çoğunun dogmatik inancı özgür düşünceye tercih ettiklerini iddia ediyoruz diye, herhangi bir şekilde onların inançlarını küçümsediğimizi düşünmeyin. Dogma kuşkusuz çok işlevsel bir şeydir öncelikle toplumsal kontrol sağlar ve takipçilerine kesin bir ahlaki ve davranışsal kılavuzluk sunar. Birçok insan için bu sadece rahadatıcı bir şey değil aynı zamanda olmazsa olmazdır özellikle yeniden doğuşçular için, kilisenin deli gibi davranmayı bırakmaları hususundaki dogmatik yönlendirmesi olmasa çoğu şimdi hapiste olurdu. Eminim ki yeniden doğuşçuların uyuşturucu parası toparlamak için araba teybimi çalmalarındansa, okulları yönetmelerini tercih edecek tek kişi ben değilim.
Reklam
Örneğin cuma geceleri sokağın köşesinde toplanan Hıristiyanlar, partilere giden gençleri PARTİ CEHENNEMDE BİTECEK ve TÖVBE EDİN GÜNAHKÂRLAR: PARTİ CEHENNEMDE BİTECEK gibi yardımsever, önyargısız tabelalarla protesto ediyorlar. Bu elçiler Hıristiyan inancından anladıklarını yabancılarla paylaşmak için soğukta saatlerce dikilecek kadar azimliler. Böylesine açık fikirli, paylaşımcı insanlar FSM misyonerleri için uygun hedeflerdir.
Şimdi çeşitli inanışların üzerinden geçerek, misyonerlere önerilerde bulunacağız. Yukarıda da belirtildiği gibi, başka inanışlarla etkileşim kurmak ince bir mesele, çünkü halihazırda bir dine inanan insanların çoğu, kendi dinlerinin tartışmasız en doğru din olduğuna inanıyor. Bunun sebebi ana akım dinlerin çoğunun inananlarını imanın kanıtlarla desteklenmemiş inancın iyi bir şey olduğuna ikna etmiş olması. Bu sebeple, birisinin dinini değiştirirken, mesela Hıristiyanlıktan Pastafaryanlığa, onları başka bir Tanrıya inanmaya ikna etmeniz yeterli değil, aynı zamanda temelsiz ama güçlü bir inanca sahip olmanın, düşünmekten daha kolay olsa da, bizim yolumuz olamayacağına da ikna etmeniz gerekli. Başka bir deyişle Pastafaryanlar dogmayı bütünüyle reddeder. Yani iş oraya geldiğinde, potansiyel döneğiniz Uçan Spagetti Canavarı’nın varlığını kabul etse bile, ahlaki kararlarının onun adına başkaları tarafından verilmesine alışacak şekilde yetiştirildiği için, dogmatik inanç sisteminden vazgeçmeye istekli olmayabilir. Zorlu bir mücadele. Ama bu denemeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Pastafaryanlar zoru sever.
Bu cümle sadece nesnel bir gerçeği anlatmakla kalmıyor, spiritüel olarak da doğru. Eğer bir Mormon’la konuşuyorsanız ve yüzündeki hoşnut gülümseme silinmiyorsa, ellerini takip etmeyi sakın unutmayın. Siz potansiyel bir Pastafaryanı köşeye kıstırdığınızı zannederken, o tabancasını çekmeye çalışıyor olabilir. Her zaman tetikte olun. O’nun için çalışıyorsunuz, ama O’nun koruyucu uzantıları o sırada başka işlerle meşgul olabilir. Kendinize sorun, bu herif portakallı gazozunu gereğinden fazla mı yudumluyor? Karılarından biri arkada bir yerde gizlenmiş olabilir mi? Bir şeyler ters geliyorsa oradan ayrılın ve başka bir gün savaşmak için hayatta kalın. Diğer dinler ısrarcı olabilir: Biz değiliz. Mormonlardan ve Yehova Şahitlerinden öğreneceğimiz şeyler var. insanlar evlerinin, onlara büyük olasılıkla cehenneme gideceklerini söyleyen yabancılar tarafından ziyaret edilmesinden ne kadar hoşlanıyor olsalar da, biz bu kadar sırnaşık olmamayı tercih ediyoruz. Bizim yöntemlerimiz daha ince.
Misyonerliğe başlamadan önce, şu uyarıyı hatırlayın: Kimin dinini değiştirmeye çalıştığınıza dikkat edin. Bazı din­ lerin inananlarına itinayla yaklaşılmalıdır.
Reklam
Bu O’nun Kelamını yayma sürecinin çok önemli bir parçası. Eğer televizyondaki ürün tanıtımlarında işe yarıyorsa, din için de kesinlikle işe yarayacaktır. Tanrı’ya geri dönme garantisi en baştan sunulmalıdır. Bu bizim inançlarımızdan emin olduğumuzu gösterir ve güven yaratır. Birinin inançlarını değiştirmeye çalışırken güven çok önemlidir. Ve inanmayanları hiç tehdit etmemiş nadir dinler­ den biri olduğumuz için elimizde güvenden başka bir şey yok.
Amma velâkin bu cüce çok gürültücüydü. FSM dünyadan gelen şikâyetlerle başedemedi ve cüceye emretti, “Bak aklıma ne geldi... Neden biraz buğday, pirinç falan toplayıp beni andıran makarnalar yapmıyorsun. Onların varoluş sebepleri bu. Ve ağzını o makarnayla doldur, sessiz ve huzurlu ol. Ama zeytin ağacına dikkat et, çünkü zeytinin kendisi iyidir ama içindeki çekirdek kaya gibi serttir ve boğulabilir veya dişini kırabilirsin. O yüzden onun şeytan olduğunu düşün, eğer yutarsan öleceğin kesindir, bu da seninle boşu boşuna vakit kaybettiğim anlamına gelir, zaten daha şimdiden şüphelerim » var.
Beşinci gün büyük gün olacaktı, o yüzden FSM erken kalktı. Sonra dedi ki O, “Sular hayatla kaynasın, gökyüzü kuşlarla dolsun ve topraktan her türden canlılar fışkırsın. Birbirlerini kucaklasınlar ve bereketli olsunlar.” Bunun iyi olduğunu gördü ve kendisiyle gururlandı, o yüzden o gün öğleden sonra Bira Volkanına sıkı dadandı. O gece geç bir saatte yataktan kayıp Gökkubenin üzerine sertçe düştü ve bu, sevgili okuyucu, gerçek Büyük Patlamaydı. Kendini garip hissediyordu ve o sarhoşluk halinde Cennet’te az kıyafedi, yüksek topuklu kadınlar üreten bir fabrika ve dünyada “Adam” adını verdiği bir cüce yaratmış olduğunu farketti. “Vay be. Bu sefer Makamâvi Uzvumu biraz fazla uzatmış olabilirim,” dedi ve artık hangi günde olduğundan bile emin değildi. Tüm bu yaratma işine bir ara vermeye karar verdi, hızlıca kutsamasını yaptı ve “Bugünden itibaren, her Cuma günü tatil olacak,” diyerek yeni tatili ilan etti.
O gün FSM aşırı çalışmaktan dolayı biraz bitkindi. Gece boyun­ ca dinlenmek için rahat bir pozisyon bulmakta zorlanmıştı, gece ge­ lecekte mürekkep balıklı makarnanın olacağından daha karanlıktı. O yüzden dedi ki, “Gökyüzünde ışıklar olsun ve iki ışık olsun: güne hükmedecek daha büyük bir ışık ve geceye hükmedecek küçük ışıklar.” Ve o gün erken yattı, çünkü ertesi gün için büyük planları vardı. O gece ve gündüz dördüncü gündü.
Reklam
Hareketsizliğin önüne geçmenin tek yolu harekete geçmektir. Haritalarını inceleyip, sakin bir balıkçı kasabası tespit et. Sonra yağmala! Varlıklı asilzadelerin yaşadığı bir kasaba bul. Ve yağmala onları! Bu günlerde hiçbir şey yapmadan oturup bahaneler üretmek çok kolay. Şu hayatta neler olduğunu görmek istiyorsan. Yağmala, yağmala, yağmala. Bu temel Korsan ilkelerine sadık kalarak hayatını mutluluk ve refah içerisinde geçirebilirsin. Her zaman bu ilkeleri takip et, tropik iklimlerde yolunu kaybettiğinde önemlerini hatırla. Ve hâlâ rüzgârı arkana alamadıysan, şu son noktayı hatırla... Korsan hayatını kabul etmek, ebedi “Aaağğrrhh!!!”ı kabul etmektir. Onsuz, bir kara adamından başka bir şey değilsin.
Bütün büyük adamların, yanlarında kendilerine eşlik edecek neşeli bir haydut grubu vardı dişsiz, traşsız ve kokan adamlar. Bu tip insanlar bulun. Düştüğünüzde onlar sizi kaldırır. Ve birisi sizi kan dökmeye teşvik ettiğinde, onlar bunu yapmanıza izin vermez. Ünlü korsan Karasakal kendini en hassas hissettiği günlerden bah­seder sahilde arkasına bakıyor ve tek gördüğü bir ayak ve bir tahta bacağın izleri. Sonra ilk dostu, “İhtiyar Longshanks,” onu kucağına alıp sahil boyunca taşıyor. Unutulmayacak bir hikâye. İçkinizi, papağanınızı ve haydut takımınızı bulduğunuza göre, artık gerçek bir Korsan gibi davranmaya hazırsınız. Bir Korsan en çok ister? Bir Korsan gemisi...
İçki hayatın ekmeği değilse de, o ekmeğin boğazınıza kaçmasına engel olan şeydir. İçki zihni açar ve ruhu özgürleştirir. Tutukluğu alır, o yüzden arayışınız esnasında yanlışlıkla yüzlerce içki içmemeye dikkat edin. Çok fazla içki içmek, garip arkadaşlar edinmenize sebep olabilir, zaten göz bandınızla bir sıfır mağlup başlamışsınız.
Pek çok kişi sonsuz kafa karışıklığının bataklığına saplandı, seçenekler arasında yolunu kaybetti. Belki de tam şu anda kendinizi böyle hissediyorsunuz. Eğer öyleyse, inancınızı kaybetmeyin. Onun yerine, gözlerinizi kapatın ve seçeneklerin daha az olduğu, hayatın iyi kalpli güneşin altında geçen uzun günlerden ibaret olduğu ve insanın nerede durduğunu bildiği daha rahat zamanları hayal edin. Tek bacağı tahtadan da olsa. Eğer hayat cesaretinizi kırdıysa, kendinize basitçe şunu sorun: Bir Korsan Ne Yapardı? Bu soruyu sormak hiç kuşkusuz sizi civardaki barda başlayan bir yola götürecek. Orada ilk yanıtı bulacaksınız...
S: FSM’nin mizah anlayışı var mı? C: FSM’nin mizah anlayışını diğer dinlerle olan ilişkilerinden çıkarabiliriz. Barış yanlısıymış gibi görünen Evanjelik Hıristiyanların nasıl çoğu defa savaş yanlısı gruplarla yanyana durduklarını düşünün. Açıkça görünüyor ki bu karşıtların bir araya gelme­si FSM’nin işidir. Eğer kutsal bir etki olmasaydı, iki grup da bu bariz fikir çatışmasının bariz bir şekilde Makarnâvi müdahaleden kaynaklandığını farkederdi.
605 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.