Ah İstanbul İstanbul seni nasıl anlatsam?
Yahya Kemal gözüyle yedi tepeden baksam.Orhan Veli misali,gözlerimi kapasam.
Geçmişinden bu güne,geniş hayale dalsam.
Özdemir Asaf gibi.seyretsem yalıları
İntikam öfkesiyle köpüren dalgaları.
Boğazda kuğu gibi süzülen vapurları.Cahit Sıtkı gibi baharı yaşasam doya doya
Yeşilliklerini giydiğin günde.
Güverciner kadar özgür / Eminönü'ndeNecip Fazıl benzeri;
Bir yanına bakınca ağlasam,
Bir yanınla avunsam.
Beyoğlu kaldırımlarında serseri;
Eyüp'de mana eri olsam.Bir pazar sabahı vapura binsem Kadıköy'den
Yağmura tutulsam Üskküdar'a giderken.
Sarayburnundan gelen namelerinle mestolsam,
el sallasam kız kulesine.Akşam güneşiyle izlesem silüetini.
Ufkuna çil çil serpilen kubbelerini;
Seherde ezanlarını dinlesem;
Göklere uzanan minarelerinden.
Ve arınsam,
Gece hayatının kirlerinden..Ah İstanbul İstanbul
Değer biçemem başına.
Verseler mülk-i acemi,
Değişmem bir taşına.Ah İstabnul İstanbul,senin iki yanın var;
Bir yanın kan ağlarken,diğer yanın bahtiyar.