"Kabul ediyorum. Bilge bir adamım. Bunun için özür dilemek için elimden geleni yapıyorum. Bilimsel olarak bilimden nefret ediyorum. Cehalet, beslendiğimiz bir gerçeklik; bilim, açlıktan öldüğümüz bir gerçektir. Genel olarak iki şey arasında seçim yapmak gerekir; öğrenmek ve büyümek ya da olduğumuz yerde sayıp eşek olmak. Ey beyler, bakınız! Bilim için güzel sözler etmeye değmez. Psoas kasını bilmek yerine sığır filetosu yemeyi tercih ettim. Sadece bir erdemim var - kuru gözlerim. Gördüğünüz gibi ben hiç ağlamadım. Çünkü hiçbir şeyden memnun kalmadım, asla tatmin olmadım, kendim dahil.
Hiçbir şey söylemeyen kişi, her şeye karşı hazırlıklıdır. Ağzınızdan çıkacak bir kelime bazen bilinmeyen bir sistemde ele geçirilebilir ve karmaşık makineler arasından geçerek tamamen sizi yıkmak üzere hazırlanabilir.
Sessizlik bir güçtür. Kör olma şansınız yoksa gözlerinizi kapatın, sağır olma şansınız yoksa kulaklarınızı tıkayın, sessiz kalmanın mükemmelliğine erişemiyorsanız dilinizi felç edin. O muhteşem insanlar ne isterlerse yaparlar, zavallılar ise ancak güçleri yetebildiği kadarını yaparlar. Bilinmeyenlerin fark edilmeden geçmesine izin verin. Mitolojiyi sıkboğaz etmeyin. Görünüşleri sorgulamayın. Asillere derin bir saygı duyun. İyi ve kötü, dedikodularınızı, neler olduğu hakkında fikrinizin olmadığı üst düzey hayatlara yöneltmeyin. Orada yaşananlar, çoğunlukla biz aşağılık yaratıklar için sanrılardan ibarettir... Kayıtsızlık zekâdır. Kurcalamayın, güvende olursunuz. Ölü taklidi yaparsanız, sizi öldürmezler. Böceklerin bilgeliği de buradan geliyor.