İleti sorularındaki vasatlığı görerek kendimce eskimiş olduğunu düşündüğüm fakat beyin fırtınası için güzel bir tartışma konusu olacak bir soruyu akışa bırakayım. Tarihte olmuş ve gelecekte olabilecek devrimlerin temel itici gücü felsefi bakımdan fikirsel bir değişim arayışı mıdır yoksa kültürel, ekonomik ve sınıfsal bir değişim arayışı mıdır? Bu bağlamda, devrimin tanımı köklü ekonomik, kurumsal ve sınıfsal değişimlerin sonucu mu, yoksa fikirsel temellerin sonucu mu yapılır?
Örneğin modern çağın Descartes ile başlaması fikri, Fontenelle, d'Alambert ve Condorcet gibi aydınlanmacı yazarlar tarafından öne sürülmüştür. Dahası, modern devrim bir fikir ve esasen felsefi ve bilimsel kavram olarak başladığı fakat sonradan politika ve teolojik anlaşmazlığın kelime dağarcığına dönüştüğü söylenmiştir. Kartezyen ve Bilimsel devrimler bu konuda Fransız devriminden önce gelir ve bahsettiğim sözde-ikilemi yansıtır.
Aslında böylesi soruların tek bir basit cevabı olduğunu düşünmüyorum. Yine de konu üzerine düşünenler buyursun yoruma.