Ebu Hanîfe'yi gıyaben vasî tâyin eden bir adam ölür ve olay, zamanın kadısı bulunan İbni Şubrume'ye arzedilir. Ebu Hanife, falan adamın öldüğüne ve kendisını vasî tâyın ettiğine dair delilini ortaya kor. İbnı Şubrume, ona, şâhidlerınin olayı gerçekten gördüklerine dair yemin eder misin? diye sorar. Irak'ın fakihi Ebu Hanîfe de; bana yemin düşmez, çünkü olay yerınde bulunmuyordum, der. İbni Şubrume ise; senin kıyâsların burada yanıldı, der. Bunun üzerine Ebu Hanîfe, ona şöyle bir soru yöneltir, "iki gözü kör olan bir kimsenin başını yarsalar ve buna iki kişi şahitlik etse. gözleri hiç bir şeyi görmeyen böyle bir davacıya, şahidlerının olayı gerçekten görüp görmediğine dair yemın teklif edilebilir mi? ne dersiniz? Bu durum karşısında İbni Şubrume, büyük İmamın savunmasını kabul eder ve hükmü lehine verir.
“Evet dostum, böyle olması gerekir. Başa geçecekler, baş olmaktan daha üstün bir değere yükselmişler mi? Yükselmişlerse, bilki, o devlet iyi yönetilen bir devlettir. Çünkü böyle bir devletin başındakiler gerçekten zengin kişilerdir. Altın zengini değil, akıl ve erdem zengini. İnsanları mutluluğa ulaştıracak da zenginliğin bu türlüsüdür.”
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
..."Bunlar için ödeme yapıyor musun?" "Elbette, " dedi Magnus, Jace ve Alec kıs kıs gülerken . "Nakit kasalarında büyülü bir şekilde dolar banknotların belirmesini sağlıyorum." "Gerçekten mi?" "Hayır." Magnus kahvesinin kapağını kaldırdı. "Ama kendini daha iyi hissedeceksen böyle farz edebilirsin..."
Ama şimdi, ilk kez, çok kötüyüm, son derece rahatsızım, hastayım. Midemde bir yumruk var. Soluğum kesik, kalbim yara bere içinde, midem tamamen ezik. Dayanılmaz bir fiziksel acı. Bu acıdan bir gün kurtulabilecek miyim bilmiyorum. Çığlık attıracak kadar acı veriyor. Ama çığlık atmadım. Şimdi acının hep burada olduğunu ama yürümemi ya da konuşmamı engellemedigini hissediyorum. Tam bir güçsüzlük ve saçmalık duygusu. Böyle mi gerçekten? Aniden bütün olasılıklar yok mu oluyor? Projelerle, yeni başlamış tartışmalarla, yerine bile getirilmemiş arzularla dolu bir yaşam bir saniyede yok olup gidiyor ve artık hiçbir şey yok, yapacak hiçbir şey yok. Geriye dönemez miyiz?
Sayfa 298
"Aşk," dedi, "insanın hayat gayesini ve kendisini ve çok büyük her şeyi yani tam ne bilmiyorum ama böyle bir şeydi işte, unutması onları düşünmemesi için insanın kendi kendine uydurduğu bir kandırmaca bir kaçış mı gerçekten?"
Bir akşam, bekleme salonum neredeyse boşalmışken, benimle konuşmak üzere bir rahip girdi içeriye. Bu rahibi tanımıyordum, neredeyse kapıya koyacaktım. Papazları sevmezdim, kendimce haklı nedenlerim de vardı, özellikle San Tapeta limanında bana atılan kazıktan beri. Ancak bu seferkiyle, ne kadar hatırlamaya çalışırsam çalışayım, hani ona adam gibi
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.