"Dünyanın gerçeği var olduğu,
hakikatiyse fani olduğudur."
Sayfa 114
Ölüm bilimden büyük olduğu için ortadan kalkan sebeplerle ilgilenmez ve işini yapmaya devam eder. Bilim ilerlemeye, insanlar ölmeye devam eder.
Sayfa 104Kitabı okudu
Birbirlerine baktıklarında, sadece bir an baktıklarında bütün bir insanlık tarihinin aşık kadınlarıyla bütün bir insanlık tarihinin aşık erkekleri birbirlerine bakıyorlarmış gibi olmuştu. Bütün bir insanlığa yetecek kadar aşktı. Ve zaten sadece aşk yetebilirdi bütün insanlığa...
Sayfa 27Kitabı okudu
Onun gibileri tanımlamak için sığınabileceğimiz ilk kelime "uyumsuz" sözcüğüdür. Dünyaya bir türlü uyamamak...Dünyanın vadettiği düzene bir türlü uyum sağlayamamak...Herkesin "önemli", "mühim","hayatî" bulduğu şeyleri elinin tersiyle itivermek kenara. Çünkü dert sahibi olmak...Çünkü derdini sevmek...Çünkü derdini sevebilmek için geriye kalan ne varsa hepsini uzaktan sevmek...
Sayfa 104Kitabı okudu
Keşke Balıkpazarı’nda çarşının çocuklarından birine rastlayıp aşık olsaydı Amy. Kafaya format atıp olaya yeniden başlardı. Ama Cüneyt Arkın’ın dediği gibi, böyle şeyler sadece filmlerde olur..
Nefesimi bu şehrin nefesine uydurma telaşında.
"Ev dediğin yirmi kat olur mu? Arş-ı alaya mı ulaşacan a deyyus?" deyince güldüler hep Mehmet amcaya. "Elin oğlu yüz kat bina yapıyor, sen hâlâ yirmi katlısına şaşırıyon" dediler.
Sayfa 50Kitabı okudu
"Sen şimdi bu hikâyenin sonunu merak ettin değil mi okuyucu? Böylesin işte sen. Mutlaka bir son bekliyorsun. Hâlbuki bütün aşk hikâyelerinde "üzgünlük" doğal sondur. Yoksa öyle değil mi?"
Sayfa 11Kitabı okudu
...Kazdığı çukurlar, standart ölçülerin hafif dışında, biraz genişçe olurdu. Soran olmazdı ya, soran olursa “bari burada biraz rahat etsinler” diye cevap vermeyi tasarladı hep.
Sayfa 45Kitabı okudu