Bize hep başarı hikayeleri dinleyip ilham alabilmek öğretilmiş. Bu hikayelerin hemen hepsinde kahraman istediğine ulaşır ve mutlu son. Sonra yeni istekler, hedefler vs. Örnek, tedx konuşmaları. Peki bu istisna ve yüzeysel kısım olabilir mi? Hangi başarı olursa olsun, sadece size bağlı olmayıp şansın da biraz sizden yana olması gerek. Sınavı geçmek mi? Sınav yerine giderken, önündeki araçlardan birinin kaza yapmayıp trafiği kitlememesi ve sizin o sınava yetişmeniz de bir şans. Ve elinizde olmayan, yaratamadığınız bir şans.. Peki bu durumda, elde ettiklerimizi ne kadar sahiplenebiliriz? Ya da elde edemediklerimiz, ne kadar bizim olmayabilir? Ne kadarına "benim, ben yaptım" diyebiliriz? Ya da büyük kısmını gerçekten siz başardınız diyelim, peki ya size ait olan büyük kısmı, payı çok daha az olan şans sağladıysa? Yine aynı örnek, kazanabilecek kadar çok çalıştığınız o sınav; o kaza olup o trafik kitlenip yetişemediyseniz.. Başarısızlık öyküleri dinliyorum. Dibe vurmuşları.. Dipten geri çıkabilenleri değil. O dibin içerisinde kendisine bi yaşam kurarak hayatlarını devam ettirenleri.. Yenilginin garip bi sakinliği var. Kazanmak ise tanrı gibi hissettiren bir mutluluk ile aslında bir fani oluşunla çabalamanın getirdiği ve bir tanrı olamayacağını yüzüne çarpan yorgunluğun bileşimi. Uğraşıp başardıklarımı düşünüyorum.. Hadi diyelim düşülen o boşluk, hemen yeni bir hedef koymadığımdan olsun. Peki, neden başardıktan sonra gelen o iç sıkıntısı? Huzursuz eden ne beni? Ve aklıma düşer: "Dünyada belanın başarı ile satın alınan bir illet olduğunu elbet bildim."
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Reklam
Cihad Kıyamete Kadar Devam Edecek!..
Bütün dünya İslamdaki bir ibadete karşı birleşmiş ve bu da Cihad! Dini, ekonomik, medyasal, kültürel ve popüler güçlerinin hepsini Cihada karşı mücadele etmek için harekete geçiriyorlar! Dini güçlerine örnek olarak Hiristiyan ve Yahudiler yaptıklarını yasalaştırmak için dini kullanıyorlar. Ortadoğu’ya yapılan bütün müdahaleler İsa’nın geri dönüşü
Karalama1
Son yıllarda çok kitap okuduğumdan olsa gerek, yazarlara özendiğim zamanlar oluyor. Bir şeyler anlatma, ahkam kesme, bir şeyleri tanımlama, o şey hakkında yargılarda bulunma ve o şey hakkında hüküm verme ihtiyacı mı desem bunun adına, bilemiyorum. O kadar anlatılmaya, tanımlanmaya, hakkında yargılarda bulunulup, hüküm verilmeye muhtaç konu varki,
AYNA NÖRONLAR? NİSA 140; " Size inzal olan bilgide şu vardır: Allâh işaretlerinin inkâr edildiği ve onlar hakkında uygunsuz konuşulduğu ortamda oturmayın; başka bir konuya dönülmedikçe! Aksi hâlde kesinlikle siz onların misli (benzeri) olursunuz. Bu uyarıyı “ayna nöronlar” bilimsel bulgusuyla bütünleştirelim. Sistem 1400 yıl öncesinden insanların insanları, ortamların ortamları programladığına işaret ediyor. Uygunsuz bir ortamda oturduğunda oradakilerin bir benzeri olarak düşüncen, duygun, bilgin, hatta halin şekil alıyor. Konuşursan, katkı sunarsan, susarsan diye ayırmıyor ayet; onlarla beraber bulunmak yetiyor, negatif- olumsuz- şer yayınının kişiye akması için! Yani dedikodu meclisinde gıybetin, yalan konuşulduğunda sahteliğin negatif enerjisi akıyor beyinlerden beyinlere… Duygusallığa yer yok sistem değerlendirmelerinde. “Ben otursam da konuşulanı onaylamıyorum canım, içimden reddediyorum” gibi bir istisna da kişiyi kurtarmıyor. Kur’an-ı Kerim’den sonra, atasözleri ve halk deyişleri de bu mekanizmaya işaret ediyor olabilir mi? -Üzüm üzüme baka baka kararıyor!.. - Körle yatan şaşı kalkar. - Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan. - Kılavuzu karga olanın burnu boktan kurtulmaz. Mehmet DOĞRAMACI
♤ Yola çıkmak..Ìkna edilmiş olanla mı? İnanmış olanla mı?
Yola veya yollara dair söylenecek yada söylenmiş çok söz vardır.. Ahmet Turan esin'in dile getirdiği sözde olduğu gibi" Sakin ol, çıktığın yol sukûnet ve sabır ister.. Yola çikarsın, ya yol arkadaşı vardır, ya da yanlızsındır. Yolun her haline hazırsın ki yola çıkmışsın.. Sakin ol, sabret, seyret, dalma fazla yolcusun
Reklam
Neden alim yetiştiremiyoruz? Prof.Dr. Mehmet Akif Koç’un konuşmasından geniş bir özet sunuyoruz: Hicri ilk üç asırda ne zaman ne gerekmişse ulema onu görmüş ihtiyacı karşılama teşebbüsüne girişmişler. Mesela Hicri dördüncü asırda İbn-i Nedim’in fihristiyle karşılaşıyoruz, daha önce yok. Dört asır boyunca bütün alanlarda ilim kaleme alınmış,
Anatomi
_ORGAN SİSTEMLERİ_ _Organ, belirli bir görevi olan doku grubudur. Doku, hücreler topluluğudur. Hücre ise canlıların yapıtaşıdır. _Atom > Molekül > Hücre > Doku > Organ > Sistem > Canlı (Organizma) _Çok hücreli canlılarda aynı yapı ve görevdeki hücreler birleşerek dokuları, dokular birleşerek organları, organlar birleşerek
Diyalektik 2 – Şeref, Bilgelik, Sanat
*_Düşünce_ _Buda: Her şey düşüncedir. Ne düşünüyorsak o oluruz. Bize düşüncelerimiz şekil verir. Hepimiz düşüncelerimizden doğarız. Bu dünyayı yaratan, zihnimizdir. Bu dünyayı bir hava kabarcığı, bir serap gibi düşün. Dünyayı böyle gören kişiyi ölüm görmez. Biz, içselliğimizin meyvesiyiz. İçimizde ne varsa biz oyuz. Bizi biz yapan zihnimizdir.
106 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.