Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Değerli Kütüphaneciler, öncelikle belirtmek isteriz ki Kütüphanecilik sistemi şu anda geliştirilmeye devam ediyor. Bu nedenle yakında bir çok yeni yetki sahibi olacaksınız. Fakat şu anda gördüğünüz eksik kitapları, yazarları ekleyebilirsiniz. Ayrıca eksik bulamazsanız, panelinizde (anasayfanızın sol tarafında) 'Geliştirilicekler' bağlantısı mevcut. O bağlantı aracılığıyla eksik bilgileri olan içerikleri bir arada görüp düzenleyebilirsiniz. Ayrıca yaptığınız düzenlemelerin editörler tarafından denetlendiğini unutmayın. Şu anda böyle bir potansiyele sahip kutüphaneci olmamakla beraber, umuyoruz ki yetkileri kötü niyetli kullanmazsınız. Son olarak http://1000kitap.com/kutuphanecilik?sayfa=hakkinda sayfasındaki bilgileri okumanız çok elzemdir. Kolay gelsin muhteşem insanlar. :)
Çanta "Muhteşem bir hikaye" Genç yönetmen yeni filmi için yüzü düzgün, kamera karşısında rahat, düş gücü gelişkin bir kadın oyuncu arıyordu. Gazeteye ilan vererek adayları davet etmişti. Gün boyu peş peşe girdiği mülakatlardan yorgundu. O, kendine yeni bir kahve koyarken, sıradaki oyuncu adayını içeri aldılar. Alımlı genç kız, yüzünde
Reklam
Bu yıl keşf etdiğim benim için özel 10 kitap: 1.Uçurtma Avcısı-Khaled Hosseini ( bu kitapta hiçmi gülmedim, evet hiç gülmedim ) 2.Ustam ve Ben - Elif Şafak ( yeri başka bu kitapın Çoto deyince yüzüm güler ) 3.Şeker Portakalı-José Mauro De Vasconcelos ( ağladığım ilk kitaptır kendileri :) ) 4.Yağmur sonrası-Sarah Jio ( aşk kitabı deyince henüz aklıma bu kitap gelir ) 5. Beyaz gemi- Cengiz Aytmatov ( Orozkulu öldüresim geldi :) Sonu şaşırtıcı güzel bitti ) 6.Fareler ve İnsanlar-John Steinbeck (aşktan başka da şeyler var hayatta sadakat ve dostluk gibi ) 7.Bin muhteşem güneş- Khaled Hosseini ( Khaled Hosseiniye şapka çıkarasım geldi kadınları bu kadar derinden anladığı için ) 8.Aşk- Elif Şafak ( bu kitap özeldir çünki yarım bırakıp ardından 1 yıl sonra başlamıştım ) 9.Böğürtlen kışı- Sarah Jio ( bir oyuncak ayı için bile gözleri dolarmı insanın :)) ) 10.Leyla- Alexandra Cavelius (2014ün tüylerimi diken diken eden kitabı)
Şehzade Mustafa (1515, Manisa - 6 Ekim 1553, Konya)
ŞEHZADE MUSTAFA MERSİYESİ I. Meded meded bu cihânûn yıkıldı bir yanı Ecel Celâlîleri aldı Mustafâ Han’ı İmdat! Eyvahlar olsun! Bu cihanın bir yanı yıkıldı;
Çok güzel bir hafta sonu geçirdim ve yazmazsam olmaz düşüncesiyle sizlerle de paylaşmak istedim. Geçen hafta ki herkesi Zeynep Atamer Hanım’a benzetmeler, sokakta karşılaştığımız herhangi birilerini acaba bu 1000kitaptan mıdır sorgulamalı yazışmalar üzerine, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda kitap bakarken, arkamdan bir ses, “Zeynep, sence bu nasıl” diye. Aniden hızla arkama döndüm, acaba olabilir mi diyorum kendi kendime. Ayy çok komikti, bekliyorum belki bir şey söylerler diye. Yahu bu 1000kitap nasıl da güldürüveriyor insanın yüzünü böyle. Diyarbakır’da evlerine konuk olduğumuz yakınlarımızın mini kütüphanesi önünde, Zübeyde ablamın kitap ve yazarlar hakkında verdiği bilgiler eşliğinde, okunacak kitap listesi çıkarırken buldum kendimi. Güzel bir okuma sohbeti üzerine, yarın sizi öyle bir yere götüreceğiz ki, bayılacaksınız, biz hep gidiyoruz dediler. İlk durağımız Hasan Paşa Hanı – Ensar Kitabevi. Allahım, o ne muhteşem bir yerdir. Buram buram tarih ve kitap kokuları arasında, tazecik çayınızı yudumlarken, kitabınızı okuyabilir, sohbet edebilirsiniz. Mümkün olsa fotoğraf eklerdim buraya, yolunuz düşerse mutlaka uğrayın ya da açın bir resimlerine bakın internetten. Bir adam, ablasının kitaplarını kıskanıp, biz de evimize çok güzel bir kitaplık yaptıralım, şu şu kitapları alalım hayali kuruyorsa, o ne güzel bir adamdır, o ne güzel bir hayattır. Başka bir şehre gidip sadece kitaplarla dönenlerdeniz biz.
Dünya'da gelişmiş ülkelerdeki insan eğitiminde, ülkeye bağlılık sürekli vurgulanan ama samimi olarak vurgulanan bir husustur... Verilen değerler eğitiminin içerisinde paraya değer vermekte vardır. 2005 yılında paradan altı sıfır atıldığında 1 dolar 1,5 tl. civarında idi. Hatta bir ara 1,2 TL ye kadar inmişti... Bu arada bizim yazılı ve görsel basınımız sürekli dolar ve eurodan nasıl para kazanılacağını anlatan muhteşem tüyoları ile tiraj yapma peşinde paramızı yerden yere vururken pek gıkımız çıkmadı... Şimdi dolar 2,5 TL. yi geçti. Bu demektir ki 10 yılda paramız % 100'e yakın değer kaybetmiş. Meblağ küçük olunca dikkatimizi çekmiyor ama enflasyonunun her gece çılgın atlar gibi koşturduğu o dönemlerde bile ara sıra % 5 -10 develüasyon yapılırdı. Paranın değer kaybetmesi böyle psikolojik etkilerin yanında daha çok makro ekonomik göstergelere bağlıdır. Kısaca anlatmak gerekirse üretmiyor ve satamıyorsanız paranın değer kaybetmesi kaçınılmazdır. Biz büyük ve karmaşık bir ülkede yaşıyoruz. Herkesten aynı duyarlılığı beklemek safdillik olur. Bu yaşadığımız gemi gideceği limana malesef herkesin gayreti ile değil duyarlı insanların gayreti ile gidecek... Duyarlı insanların artması dileğiyle...
Reklam
Görsel sanatı dalında televizyona çok bindirilmesinden dolayı karşı tez atmaya karar verdim. :D Bu zamana kadar ne çok etkilendiğiniz , dünyama farklı bir bakış açısı kattığını düşündüğünüz ilk 5 film hangisi sizde açıklamalarıyla beraber yalnız. :D Örneğin(sıralama önemli değildir. Ruh halime göre dakikalık bile değişebilir benim liste.
Büyük İskender’in ölüm döşeğinde yatarken, cenazesinin kaldırılması konusunda, herkesi çok şaşırtan üç istekte bulunduğu rivayet olunur. Birinci isteği, boş tabutu saraya doktorunun tek başına taşımasıdır. İkinci isteği, tabutu saraydan mezarlığa taşınırken yola altın ve gümüşlerin saçılmasıdır. Üçüncü arzusu, tabutu taşınırken her iki elinin tabuttan sarkıtılmasıdır. Herkesin merak ettiği soruyu, İskender’in en gözde generali sorar: “Efendim, bize verdiğiniz talimatları yerine getireceğiz. Fakat lütfen, cenaze töreninin neden bu şekilde yapılmasını istediğinizi söyler misiniz?” Bütün dünyayı önünde titretmiş, en büyük başarıları tatmış, en büyük hazineleri ele geçirmiş, en muhteşem iktidar duygusunu yaşamış bu adam, hasta ve güçsüz sesiyle tane tane açıklamış: Bu üç isteğimle, bütün hayatım boyunca öğrendiğim üç dersi herkesin anlamasını istiyorum. Doktorumun tabutumu tek başına taşıması, ölüme bir çare olmadığını gösteriyor. Yola altın ve gümüş saçılırken, benim gibi olmayın demek istiyorum. Zenginlik peşinde koşarken zamanımı boşuna harcadım. Ellerimin tabuttan sarkıtılmasını istiyorum, çünkü tıpkı geldiğim gibi, bu dünyadan boş ellerle ayrıldığımı herkesin görmesini istiyorum, demiş... * * *
Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. Artık siz orada yaşamasanız da o içinizde yaşar. Afganistan’ın Khaled Hosseini’de yaşadığı gibi Bin Muhteşem Güneş, ilk romanı Uçurtma Avcısı’yla tüm dünyada inanılmaz bir başarı yakalayan Hosseini’nin ikinci romanı. Yazar bu romanında da yine doğduğu toprakları anlatıyor. Bu kez iki kadının kesişen yaşamları ve dostlukları üzerinden Küçük yaşta evlendirilen kızlar, çocuğu olmayan kadınlar, babaya ya da çocukluk arkadaşına duyulan, geçmişe gömülmüş aşklar Khaled Hosseini, hasreti, dostluğu, aşkı ve insanlığı en iyi anlatan yazarlardan. Başarıyla kurduğu olay örgüsüyle, çıkmaz yolların nasıl düzlüklere açılabileceğini gösteren yaratıcı bir kalem. Bin Muhteşem Güneş, kelimenin tam anlamıyla "beklenen" bir roman...
"günlerden Pazar, yağmur yağıyor. Kalorifer çok yeni daha evimizde, ne Memet Ali yakmaya alışmış, ne biz yanına gidip ısınmaya. Ablamla orta odadayız, tek ablam, ağzı var dili yok ablam; konuştuğunu hiç hatırlamıyorum. Ben gözbebeğiyim yine de, erkek çocuk; büyük övünç belgesi gibi duvara asası geliyor herkesin beni, görür görmez" diye
Reklam
Kutup yıldızı ile ilgili sorduğum sorunun cevabını dilim döndüğünce anlatayım. Güneş kendi ekseni etrafında dönerken gezegenler de güneş etrafında döner. Ancak dünya güneş etrafında dönerken yörüngesi 23° 30' kadar güneş ekseni yörüngesine göre eğridir. Yani dünya güneşin etrafında göreceli olarak aşağı ve yukarı yönlü hareket ederek dönen bir yörünge çizer. Bu dönüşler esnasında hareketi o kadar muntazamdır ki kutup yıldızından hiç ayrılmaz. Yani aslında dünya güneş etrafında dönerken gercekte yalpalamaďan döner. Mevsimler ise bu yukarı aşağı yönlü hareketten meydana gelir. 26000 yıllık presesyon hareketine gelince; bu tam bir mucize gibi birşeydir.Dünyanın 23° 27' lık yörüngesi sabit değildir. Yaklaşık 24° 30' ile 23° 00' arasında değişir. Ancak bu değişimin periyodu 26000 yıl sürer. Dünya 24° ye doğru yörüngesi eğrilirken yaklaşık 10000 yıl sürecek olan buzul çağına girer. 23° ye doğru gelirken de buzul çağından çıkar. Bir derecelik bir farkın dünya üzerinde bu kadar büyük değişimlere yol açması muhteşem değil mi? Bu bilgiler dediğim gibi akademik değil amatör bir araştırmanın ürünüdür. Daha detaylı bilgilere sahip olan varsa seve seve dinlemeye hazırım.
Ailenin ve aşkın gücüne dair muhteşem bir roman… Çok sevdiği karısı Mikaela geçirdiği bir kaza sonucu komaya girince Liam’ın dünyası başına yıkılır. Liam karısının bir daha asla uyanamama ihtimaline rağmen hem umudunu yitirmemeye hem de çocukları için güçlü olmaya çalışmaktadır. Günlerini Mikaela’nın baş ucunda oturup ona hatıralarını ve sevgisini anlatarak geçirmekte, bir mucize, bir umut ışığı görmek için dua etmektedir. Fakat daha sonra karısının geçmişine dair beklenmedik bir şey keşfeder: Mikaela ilk evliliğini dünyaca ünlü bir film yıldızı olan Julian True’yla yapmış ve görünüşe bakılırsa onu hiç unutamamıştır. Liam yalnızca eski kocasının ismine tepki veren karısını hayata döndürmek için her şeyi göze alarak Julian’ı kasabaya çağırır. Birlikte kurdukları o sıcacık aile ortamının acı verici sırlarla dolu olduğunu öğrenmek Liam’ı paramparça eder. Hayatlarına giren bu yeni gerçekle birlikte umutlar, acılar ve hayal kırıklıkları birbirine karışacak, bazı şeyler sonsuza dek değişecektir. Gümüş Gözyaşları, aşk uğruna her şeyini riske atmaktan çekinmeyen sıradan bir adamın hikâyesini anlatırken evliliğe ve bağlılığa dair dokunaklı ve akıllardan çıkmayacak bir portre çiziyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.