Hemen söyleyeyim: Kırmızı pantolonlu At Pazarı "İslâmcı" erkekleri gibi, başörtüsünün bağlama şeklini veya bonesinin rengini filan eleştirmek değil burada amacım. Ben bir "şuur" eleştirisi yapıorum, "şekil" eleştirisi değil. Zira başörtüsü eleştirisi yapmanın bile içini boşalttılar. Başörtüsü tenkidi, onu takan hanımın şuuru ve dünya görüşüyle birlikte yapılmalıdır. Oysa şimdi, özellikle "İslami" camianın erkekleri; başörtülülerin bonesinin rengi yahud feracesinin uzunluğuna bakarak sözüm ona eleştiri yapıyorlar. Sanki kendimiz erkek gibi Müslüman olduk, erkek tesettürüne riayet ettik de, başörtüsünün rengine kumaşına kaldı iş. Hele "dünyanın en mükemmel kadını; Hazret-i Aişe anamızın yolunun yolcusu!" diyerek methettiği bir hatun kendisine yüz vermeyince, hemen başörtüsünün renginden, feracesinin kumaşından sallandırıp aforoz eden yeni yetmeler var ki, evlere şenlik. Bunların yaz gelince diz kapaklarını milimi milimine geçen kısa pantolonlar giyip kıllı bacaklarını sergileyen cinsleri de var üstelik. Madem karşı cinsin tesettüründe bu kadar detaycısın, bu ne hal kardeş? Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diye sorası geliyor insanın. Sen erkek olarak kendi tesettürüne ancak ucu ucuna riayet ediyorsun, karşındaki bayan da ucu ucuna tesettüre riayet ediyor işte; sana ne?
206 öğeden 291 ile 206 arasındakiler gösteriliyor.