Eleman aynı ağabeyi Koyçuman gibi "Manas" ozanı olmak istiyor. Ne olur, onun bu isteğini de reddetme, her şeyden ve hepsinden önce, ona sozün kadim gücünü ver. Ver ki, onun söylediği soz bir ağacın dallsrı gibi gönüllerde büyüsün. Sözün atadan oğula, deden toruna, kuşaktan kuşağa geçmesini sağlasın, Kırgızlar Kırgız olduklarından beri biriktirdikleri tüm sözler hafızasına yazılsın diye ona kuvvet ve manevi güç ver...
Burun
Ama son derece utanç verici bir olay bu! Bir burun nasıl olur da İvan Yakovleviç'in evinde pişen bir ekmeğin içinden çıkar? İşte buna gerçekten de anlam veremiyorum! İşin tuhafı da yazarların sanki matahmış gibi bu tarz olayları hikâyelemesi...
Sayfa 81 - İndigo YayıneviKitabı okuyor
Reklam
-Qardaş, deyirəm, həyatda hər şey məlumdur; ölüm, doğum, nigah. Bu darıxdırıcı deyil? Bir tərəfdən insan dünyaya gəlir, o biri tərəfdən ölür, köçüb gedir o dünyaya. Arada isə nigah var, bir-birilə evlənib, ailə qururlar. Yəni bu artıq neçə min ildir ki, davam edir. Adamlar bunu, bu prosesi, bu doğuluş və ölüm prosesini seyr etməkdən doymayıblar? Niyə axı insanlar min illərlə çeynənmiş prosesi müşahidə edirlər? Qəribədir ki, adamlar darıxıb, özlərini asmırlar. Bir kinoya neçə dəfə baxmaq olar? - Deyim nəyə görə bu eyni tipli səhnələrdən camaat doymur? Çünki ölüm və doğuluş trafaret kimi eyni və dəyişməz qalsa da, bu prosesdə iştirak edən aktyorlar müxtəlifdir. Aktyorlar isə bizik -insanlar. Ona görə də kütlə yeni aktyorlara tamaşa edir və doymur.
Sayfa 126Kitabı okudu
Sevdiğini söylemek ve sevdiği için fedakarlıklar yapmak ,sevginin artmasına vesile olur.
Medyanın ne menem bir gerçeklik yarattığı ve kişileri nelere inandırdığı sorusu 1950'lerden itibaren bu iki çerçevede de sorgulanır. Roland Barthes (1990) her görsel imajın mitolojik düzlemde anlam ifade ettiğini söyler. Örneğin bir popüler derginin kapağında yayımlanan genç siyah bir askerin Fransız bayrağını selamladığı fotoğrafın anlamı Fransa tarihine, ülkenin emperyalist geçmişine ve o tarihte yaşadığı sıkıntılara atıfta bulunmuş olur. Barthes'a göre burjuva toplumlarda, ulus-devlete ve tüketime dair mitolojiler medya marifetiyle bu şekilde üretilir. Burjuva ideolojisi, anonim bir şekilde ve sık sık kişilerin gündelik hayatlarına uzanır ama kendini önemsizmiş gibi saklar; böylece normalleşir ve doğallaşır.
Hayat, her birimizin derinlemesine arzuladığı ve beklediği özel anlara sahne olur. Bu anlar, bazen beklenmedik bir mutlulukla karşımıza çıkarak, umutlarımızı yeşertir. Ancak hayatın akışı her zaman isteklerimiz doğrultusunda ilerlemez; zaman zaman karşılaştığımız hayal kırıkları, beklentilerimizin sarsılmasına neden olabilir. En çok istediğimiz şeyler bazen en ulaşılmaz olabilirken, bazı hayaller gerçekleştiğinde, beklediğimiz tatmini bulamayabiliriz.
Sayfa 12 - Alaska YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Asıl mesele de bu işte. Zaman ne kadar geçerse geçsin, bazı konularda hiçbir şeyi değiştirmez. Elinden malını mülkünü, varını yoğunu alsalar, bundan ölmezsin. Bunları yine edinebilirsin. Ama senin onurunu kırar, ruhunu öldürürlerse, işte buna çare yoktur...
Allah ölüm verirse bu hayatın sona ermesi demektir.Çünkü insan doğar ve vakti gelince ölür.Bunun dışında bu dünyada olan her şeyin hesabı sorulur.
“Bu haldeki bir varlığa acı çekmemesini söylemek fazla olur, çünkü, apaçık bir mutsuzluğu görüp de üzerine mutluluk yaftası yapıştırmak, işte bu insanoğlunun gücünü aşıyor; ama mutsuzluğu olduğu gibi kabul edince de bu sefer acı duymamak imkânsız.”
Hepimizin içine rastgele atılmış tohumlar var. Kim bilir nerenin rüzgarı sürüklemiş. Olur da bir tanesi yeşerirse diye hevesle suluyoruz, her fırsatta güneşe çıkarıyoruz ki imkan bulursa büyüsün. Bu ümitvar çabaya rağmen biliyoruz ki, ömrümüzün geri kalanı bu küçük bahçenin talan edilmesini izleyerek geçecek. Ama çiçeklerimizi koparmasınlar diye birilerinin yanan ormanlarına mı sevinelim?
Hanımlar Beyler/İlkay YıldızKitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.