163. Öğrendikleriniz, tatbik edildikleri sürece size yararlı olur. Aksi hâlde siz, “bilgi hammalı” olarak bu dünyadan geçer gidersiniz!
"Pamuk ipliğinden biraz daha sağlam tek bağ: Düşünce birliği. O da rüzgârın her an tehdit ettiği bir kandil. Düşünce birliği, düşünen insanlar arasında olur. İnsanların kaçta kaçı düşünür? Düşünenlerin kaçta kaçı karşılaşır ve açılır birbirine?"
Reklam
218 syf.
·
Not rated
Her satırındaki derin ve ince mânayı sezebilmek, kitap ile olan kesişimlerimizle alâkalı. Bir parça Nastenka'yız, bir parça Hayalperest'in ta kendisi. Bir parça 16 yaşındaki sevgi bekleyen genç kızız, bir parça da kendine buzdan, aşılması zor duvarlar ören sevgiye kendine kapatmış kişi. İçten içe sevmelerimizin aslında "sevmek"e ne kadar dahil olduğunu sorgulamalıyız gibi. Sevgi ile suyu bağdaştırırsak, çölde susuz kalmış bir kişiye ilk başta ıslak bir bezle, sonra dudaklarına su damlatarak, yudum yudum su vererek müdahale ederler. Bir anda verilen su, kişiye şok etkisi yaratır ve ölümünün sebebi olur. Sevgi şokuna uğramak da, bunun gibi bir şey sanırım. Her şey bur yana, mühim olan, onlar üzerinden kendimizi yorumlayabilmek. “Sevginin gıdası izhardır.” diyordu, üstadım Ömer Tuğrul İnançer. Ben gözyaşı ile bitirdiğim bu kitapta bu cümleyi bir kez daha tasdik ettim kalp ile. Okumanızı tavsiye ettiğim, ince lâkin derin bir kitap. İlgilisine tavsiye olunur.
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202074.4k okunma
Bu defa soruları kendimize soralım. Bakalım cevaplar bizi nereye ulaştıracak?
Eğer hayatınız yakından tanıdığınız birinin hayatı olsaydı onunla yoldaşlık etmekten memnun olur muydunuz? Onunla ilişkinizi nasıl değerlendirirsiniz? Çok yakın iki dost olur muydunuz? Aranızda destekleyici bir ilişki mi olurdu, yoksa yıkıcı ya da suçlayıcı mı?
Sabır ve kararı kalmamış âşıktan daha biçare kimse olur mu? Zira bu aşk, devasızlığa uğramaktadır. Aşk eleminin dermanı ne cimrilik ve ne de riyadır. Çünkü hakiki sevgide ne vefa vardır, ne de cefa…
Sayfa 53
Teslimiyet...
Hamile bir ceylanın doğum sancısı başlar ve rahat doğum yapmak için, ormanın uzak bir köşesine gider. Nehrin kenarında, doğum yapacağı esnada, bir anda gök gürler, şimşek çakar ve ormana yıldırımın düşmesiyle ormanda büyük bir yangın çıkar. Ceylan, yangından uzaklaşmak için sağına döner, bir bakar ki, ona ok atmak için bekleyen bir avcı var. Bu sefer soluna döner, ancak o tarafta da aç bir aslanın kendisini yemek için pusuda beklediğini görür. Ceylan bir kıskacın içinde kalmıştır. Ya avcının okuna teslim olacak, ya aç olan aslana yem olacak, ya da yanan ormanda kül olup gidecektir. Dört bir yanı tehlikeyle doludur ceylanın. Tehlikenin ortasında, hiç bir yere kaçışı ve yapacak bir şeyi olmayan ceylan, hem hamile hem de zayıf olmasına rağmen, gücünün yettiğini yapmaya yani doğumunu gerçekleştirmeye karar verir. Ceylan gözlerini kapatmış doğumunun gerçekleşmesini beklerken, okunu atmaya hazırlanan avcının yakınlarına bir anda yıldırım düşer. Düşen yıldırımdan etkilenen avcının yayından çıkan ok, yön değiştirerek aslana isabet eder. Aslan oracıkta ölür. Yağan yağmur ise kısa sürede yanan ormanı söndürür. Ve ceylan sağ salim doğumunu yaparak kurtulur..
Reklam
Günaydın. Geride bırakmak ne zor. Bir yeri terk etmek ya da birini, küsmek, görüşmemeye çabalamak değil; geride bırakmak. Varlığını hiç olmamışçasına yok etmek. Ne zor. Calligarich, "Ama hep böyledir işte, yaşam boyu tanıştığımız değil, geride bıraktığımız insanlardır bizi biz yapan," der. Geride bıraktıklarımıza da şükür sevgili okur.
“ Kendimizi düzene sokmalı ve liderlerin gelişimlerine dikkat etmeliyiz. Geçmişte, hazırlığımızın sınırlılığı, devrimci uyanıklığımızın eksikliği, devrimci dayanışmamızın güç süzlüğü gibi nedenlerle, çoğu liderimiz kendi hükumetini sattı. Bazen de onları bizi seçmemiştik. Örneğin, biz biri iyi konuştu mu, “işte!… Bu arkadaş çok iyi konuşuyor, iyi bir lider olur!“ Diyerek büyük yanlışlar yapmıştık. Çoğu zaman bu doğru çıkmadı. Her iyi konuşan doğru hareket eder, denebilir mi? Başka zamanlarda da işçi sınıfına hizmet etmek isteyen dürüst sağlıklı gençlerle karşılaşmış, onları seçmiş, sonra da unutmuştuk. Onları şirketle, hükümet ile yüzyüze geldiklerinde yapayalnız bırakmıştık; bir kısmı da öldürüldü ya da ortadan kayboldu. Ve bu yolda asla iyi bir liderimiz olamadı. Neden? Büyük ölçüde bu bizim suçumuzdur.”
"İnsanı cemiyet yaratır. Hangi cemiyet? Insan cemiyetle tam bir uyum hâlinde olduğu zaman tarihi yoktur; doğar, yaşar, ölür. Tarihi yaratan, fertle kalabalık arasındaki anlaşmazlık... Fert cemiyetle kaynaştığı zaman tarihi yoktur... Her büyük adam, kucağında yaşadığı cemiyetin üvey evladıdır. Zira o, yarınki veya dünkü veya ötelerdeki bir cemiyetin çocuğu, kendi cemiyetinin değil... Kaderimizi çizen cemiyet; fakat ona ırzımızı teslim ettiğimiz anda erimişizdir, denizdeki herhangi bir dalgayız.
Golda Meir, Eski İsrail Başbakanı
'' Bu ülke bizzat Allah tarafından yapılmış bir vaadin gerçekleşmesi olarak mevcuttur. O yüzden bu ülkenin yasallığı konusunda hesap sormaya kalkışmak gülünç olur ''
Sayfa 67 - Destek YayınlarıKitabı okuyor
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.