Kur'an kulak verilmesi gereken bir kitaptır; tapılması gereken kutsal bir fetiş, bir "şey" değil. O, "söz” dür, o düşünce yüklüdür, "mana" değil. (Dokunup elinizi çektiğiniz zaman eşyaya ve şahıslara hulul eden ve gaybî bir gücü kendinde barındıran gizemli bir şey). Evet, Kur'an eğer Müslüman toplumlarda "kitap" olsa, okunsa, anlaşılsa, konuşulsa ve ona inananlara denilse ki: "O konuşuyor, onun muhatabı sensin, sana hitap ediyor, ona kulak vermelisin, onun sözünü dinlemelisin."* İşte o zaman kurtarıcı, uyandırıcı, inşa edici olur Kur'an. Ve Kur'an bu gücünü sadece geçmişte ortaya koymamıştır; aynı zamanda bugün de aynı güce sahiptir. Sadece Bizans ve İran emperyalizmine karşı değil, bugünün sömürgecilerine karşı da direnebilir, nitekim direnmektedir!
Sayfa 66 - *-Kur'an okunduğu zaman ona kulak verin, dinleyin ki merhamet olunasınız." (7/Araf Suresi 204) Burada Kur'an'ın kastı işte budur. Yoksa çok kutsal, ahenkli ve dinî bir sesle dinlemek değil!Kitabı okudu
#twilight
" Benim hayatım sensin.Kaybetmekten korktuğum tek şey sensin.“Bu işte artık daha iyiydim.Ona ne kadar ihtiyacım olduğunu itiraf etmek artık daha kolaydı. "
Epsilon YayıneviKitabı okudu
Reklam
"...Yalnızlıktan ölüyorken, insan sahteyi gerçekten nasıl ayırabilir? Adamın birine rastlıyorsun, onu ilginç kılmak istiyorsun, baştan yaratıyorsun, tepeden tırnağa güzelce giydiriyorsun, daha iyi görmek için gözlerini kapıyorsun, o da gözünü boyamaya çalışıyor, siz de öyle; güzel ve aptalsa akıllı bulursunuz onu, o sizi aptal bulursa kendini akıllı hisseder, memelerinizin sarktığını fark ettiyse, kişilikli bulmuştur sizi, yavaş yavaş hödüğün teki olduğunu hissetmeye başlamışsanız, yardım etmem gerekir ona, diye düşünürsünüz, eğer eğitimsizse, her ikiniz için yeterli bilginiz vardır, sürekli sevişmek istiyorsa beni seviyor, dersiniz kendi kendinize, sevişmeye pek de gönüllü değilse önemli olan bu değil, dersiniz, cimriyse, sebebi yoksul bir çocukluk dönemi geçirmiş olmasıdır, hıyarın tekiyse, bunun bir huy olduğuna inandırırsınız kendinizi ve böyle ayan beyan ortada olan şeyleri yadsımak için var gücünüzle çabalayıp durursunuz; oysa gün gibi ortadadır her şey ve ilişki sorunları denir buna, artık sorunların üzerini örtmek mümkün olmadığındaysa, çocuklar için ya da yalnız kalmaktansa hâlâ boka batmış şekilde birlikteliği sürdürmeyi yeğleyerek hüznü, kini, nefreti ve bir enkazı ayakta tutmaya çalışır insan. İşte böyle. Uyu. Harika, kendimi öyle bir korkuttum ki uyuyamayacağım. Işığı yak biraz, içim rahat etsin, yüzünü göreyim. Of. Sensin."
Sayfa 28
“Tanrı aşkına! Evet, bu denli düştüm, bir kadından acıma dilenecek kerteye geldim işte. Gene de bu kadın sensin, sen.”
Sayfa 253Kitabı okudu
-Kızıyor musun bana? -Çok!!! - Bilmediğin şeyler var. Anlatırsam, hak verirsin belki. - Hak vermem!!! Dedem gözlerimin önünde şu an. O hep sana hasret duyarak yaşadı... Onunla aranızda bitmeyen bir garazın savaşı varsa, bil ki o savaşın yıkılan harabesi altında annemle ben kaldım. Sesi ağlamaklıydı. O da erimişti duygularının pençesine düşüp: - O acımasız terk edilişin arasında, anamla benim ne günahımız vardı, bunun izahını yapabilecek misin baba? Bir canavar vicdanı oluşturup ona tutundum yaşamak için... Ne zaman çocuğunun elinden tutup yürüyen bir baba oğul görsem, her defasında öldüm. Düşman kesildim ömrümce öylesi bir manzaraya... "Baba" diye seslenen çocuklara düşman kesildim. İşte o zamanlar sana hep kızdım... Çocukluğumu hiç yaşayamadım ben... Bazen içim ezilir bir haksızlığın karşısında ve bazen taş kesilir kalbim, acımam kimseye. Bu sebeple çokları, "dengesiz" derler... Bana bıraktığın en büyük miras, acımayı unutmam oldu. Yüreğimde hasretini duyup yollarına baktıkça, benim de vicdanım tutuldu tıpkı senin gibi. Taş kesilen yüreğimin duyarsızlığında işlediğim bütün günahlarımın sebebi sensin. Yalnız bıraktın bizi. Düşünebiliyor musun baba, her akşam yatmazdan önce anneme yalvarırdım, "Anne başımı dizlerine koy ve içinde baba olan bir hikâye anlat bana" diye. Kırmazdı, mutlaka bir hikâye bulur, anlatırdı.
Sayfa 150 - 151Kitabı okudu
Sen sadece sen değilsin, Harper. Zekisin, komiksin ve muhteşemsin. İnanılmaz yeteneklisin. Bazen şu sevimli saçmalamalarını yapıyorsun. Neyi seviyorsan onu sevmeye devam ediyor ve bunun için kimseden özür dilemiyorsun. Toplum için belli bir kalıba sığmaya çalışmıyorsun. Sen sensin... ve iste tam da bu yüzden senden hoşlanıyorum.
Sayfa 200Kitabı okudu
Reklam
+Madem ki hayattan tiksiniyor da vazgeçemiyorum, saadet nedir? Bunu söyleyiniz! Cenab-ı Halil(Hz. İbrahim): "Saadet çalışmak, kazanmak ve kazancını diğer insanlarla paylaşmaktadır." Cenab-ı Kelim(Hz. Musa): "Saadet, nefsini Firavun ihtiraslarından kurtarmaktadır." Cenab-ı Adem: "Saadet, şeytana uymamak ve Havva'ya aldanmamaktadır." Konfüçyus: "Bir tencere pirinç pilavına bütün lezzetleri sığdırmaktadır." Eflatun: "Daima yücelikleri düşünmektedir." Aristo: "Mantık! İşte saadet." Zerdüşt: "Saadet, karanlıkta kalmamaktadır." Brahma: "Saadet mi? Herkesin zannı neyse onun aksidir." Cenab-ı Mesih(Hz. İsa): "Saadet, maziyi unutmak, bugününü hoş görmek, geleceği düşünmemekle mümkündür." Lokman: "insanlar bu kelimeyi bütün özlemlerini bir sözle ifade etmek için icat etmişler." Hızır: "Saadet, bitmek bilmeyen arzuların giremediği gönüllerde bazen şimşek gibi parlayan bir hayalettir." Beşeriyet ayağa kalktı ve: "Ya Fahr-i Alem(Ey alemin övünç kaynağı olan Muhammed)! Beşeriyetin dertlerini anlayan, ilacını bulan yalnız sensin!" dedi.
Sayfa 90 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Güzel şeyler yaşamış olduğunu söyleyeceksin, mutluluğun o anda ölümsüzleşecek. Şimdi bütün şairler senden ve ondan söz etmeyecek mi? Bak, işte bu sensin, bu da o... Ne ilginç, bütün şairler biliyordu aramızdaki aşkın ne kadar olağanüstü olduğunu. Ah, ondan söz etmeyelim, suskun ve mutlu kalalım yeter...
Dostumla münasibətim ;
“Ne güzel söz. Sonraları yazımda kullanırsam laf etme." "Kafası çalışmayan adam cümleyi nasıl hatırlasın.” "Vay be... İşte bu yüzden seninle buluşmamam gerekiyordu. Her neyse, beni çok iyi tanıyorsun." "Problem sensin. Ben iyi bir insanım zaten." “Ben doğduğumdan beri iyi bir insandım."
Athica BookKitabı okudu
Bana, “Kimi seviyorsun? İsmini söyle,” dediklerinde, “Hava,” diyorum, “Su,” diyorum, bazen “Gökkuşağı,” diyorum. Adı aklıma gelmeyen ama bu dünyaya güzellik katan ne varsa hepsinin ismi sen oluyor işte. Bana göre bütün güzellikler sensin müzeyyen.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.