Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Buğra Dirican

Buğra Dirican
@bugradirican16
Dokuz Eylül Üniversitesi
İzmir
2003
5 okur puanı
Şubat 2022 tarihinde katıldı
331 syf.
·
Puan vermedi
Türk Tarihinden Yapraklar
Türk Tarihinden YapraklarYılmaz Öztuna
8.7/10 · 242 okunma
Reklam
Silah arama bahanesiyle evleri basanlar Fransızlar, aramayı yapanlar Ermenilerdi. Evinde birkaç mermi bulunan Tevfik Bey'i, sömürge usulü, bir ağaca baglayıp vücudu simsiyah olana kadar kırbaçlayanlar da İngilizler oldu. Aramaları soyguna çevirmiş bulunan Fransızlar, bu olaydan sonra hırsızlığı daha da arttırdılar. Halılar, kilimler, kıymetli eşyalar, Çukurova Türklerinin ecdat yadigârı neyi var neyi yoksa Fransa'ya taşındı. Gümüş tepsiler, çatal bıçak takımları, antikalar, av tüfekleri, hiçbir şey ellerinden kurtulamadı. Bir taraftan soygun yapıyorlar, bir taraftan Arap Kulübü, Kürt Kulübü, Çerkes Kulübü, Boşnak Kulübü, Asuri Kulübü, Gildani Kulübü açıyorlardı. Zeytun ve çevresinde 30 bin kişilik silahlı bir Ermeni kuvveti oluşturmayı da unutmadılar. Aynı zulüm Antep'te İngiliz eli ile sürüyordu. Müslümanların silahları makineli tüfeklerin gölgesinde toplandı. Silah teslimi bittikten sonra, Amerikan Koleji Müdürü Meryl, "Türklerde daha 26 bin silah var." dedi. Bundan sonrası, köylerde kafaların çizmeler altında ezilmesiydi. 16 Subat'ta Ermeni lejyonerler İskenderun'da Müslüman evlerine saldırdı. Köylerde değil, dünyanın gözü önünde Müslümanlar boğazlandı. Öyle çok cinayet işlediler ki bir sayı belirlenemedi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
6 Şubat’ta, Osmanlı’nın eski Stockholm Büyükelçisi ve Osmanlı bürokrasisinin yıldız isimlerinden, âyan üyesi Kürt Şerif Paşa, birdenbire sahneye Kürt heyeti başkanı olarak çıkıp İngilizlerin telkiniyle Diyarbakır, Harput(Elazığ), Bitlis vilayetleri ile Musul ve Urfa’yı kapsayan bir Kürt devleti istedi….. ……26 Şubat’ta Ermeniler “Büyük Ermenistan” istedi. Bu devlet; Adana, İskenderun, Maraş, Kozan, Osmaniye, Erzurum, Bitlis, Van, Diyarbakır, Harput, Sivas, Trabzon ve Rusya Ermenistanı’nı kapsıyordu. Aharonyan’ın heyeti, “Erivan Ermeni Cumhuriyeti”ni, Bogos Nubar’ın heyeti bütün Ermenileri temsil ediyordu. İngilizler, Kürt ve Ermeni haritalarının çakışmasından doğacak anlaşmazlıkların kendi planlarını aksatmasını önlemek için Kürt Paşa ile Bogos Nubar arasında bir antlaşma yapılmasını sağlayacak, böylece ortaya Artvin'in Kürdistan sınırları içinde yer aldığı ilginç bir harita çıkacaktır.
İngilizler ve Fransızlar, Ermenileri, Türkleri sindirmek amacıyla terör vasıtası olarak kullanıyordu. Böylece Türkiye'yi daha rahat paylaşabileceklerdi. Ermenilerin Türk aleyhtarı kampanyalarda kullanılmasının sebebi de buydu. Paylaşmayı kolaylaştırmak.
Reklam
Fransızlar 11 Aralık'ta Ermeni gönüllülerle birlikte İskenderun’a çıkarken, Ermenilerden oluşan bir Fransız taburu da aynı gün Dörtyol'a girdi. Derhal Türk köylerine karşı saldırıya geçtiler. "Ermeni kız arıyoruz" bahanesiyle evleri basip Türk kızlarını götürdüler. Dağlara çekilen Türklerin malları yağmalandı. Ardından Ermeni Fransız askerleri, bölgeye toplanan Ermeniler ve yerli Ermeniler hep birlikte Samandağı ve Kırıkhan'a hücum ettiler. Bütün bu saldırılarda, Fransızlar Ermenileri kışkırttı ve cesaretlendirdi.
Kazım Karabekir, 30 Kasım'da Harbiye Nazırı Abdullah Paşa’ya bir ikazda bulundu: "Basın, her şeyi İttihat ve Terakki erkânına yükleyerek kurtulabiliriz zannıyla, Ermenilerin öldürüldüğünden bahsederek zararlı neşriyat yapıyor. Ermeniler Şark'ta kat kat fazla katliam yaptı. Yeni katliamları da Müslümanları tamamen imha etmek olacaktır." O anda ikisinin de Fransız Yüksek Komiseri Picot'un, 19 Kasım’da Kahire'den Paris'e gönderdiği telgraftan haberi yoktu: “Toros geçitlerinin işgal edilmesi için Ermeniler ilk fırsatta oraya gönderileceklerdir."
İngilizler ve Fransızlar, Anadolu'yu bir an önce parçalama isteğinin ötesinde Türkleri yok etmek peşindeydi. İstanbul'a ve Saltanat'a dokunulmaması karşılığında Anadolu'nun paylaşılmasını kabul etmeye hazır olanların sayısı az değildi. Tek çarenin, işgalcilere uzlaşmacı ve uysal görünmek olduğunu düşünen hükümetlerin kollarında yeniden canlanan ihanet, her yerde başkaldırmıştı. Yalnız Osmanlı Devleti değil, Anadolu'daki Müslüman varlığı, Türk egemenliği de son bulmak üzereydi.
Sayfa 197Kitabı okudu
Edirne’de ateşkes için Osmanlı-Rus görüşmeleri sürerken Ermeni Patriği Varjebetyan bir mektup yazarak, Rus Çarı’ndan Anadolu’yu Fırat’a kadar işgal etmesini istedi. Patrik aynı isteği 13 Şubat 1878’de de Prens Gorçakof nezdinde tekrarladı: “Sadık köleleriniz olmakla gururluyuz. Çar, kılıcını kınından sıyırmışken Ermenileri de savunmalı.” Ruslar Yeşilköy’e indiğinde Patrik bu sefer Grandük Nikola’ya koştu, ona “Ermeni vilayetlerini hiç olmazsa denetiminiz altına alın.” dedi. Ermeni Patriği, vatandaşı olduğu devletin topraklarının başka bir devlet tarafından işgal edilmesini istiyordu. Öte yandan bu isteğin yalnız ihanet kavramı içinde değerlendirilmesini doğru bulmamak gerekir. Asırlarca süren yönetim hataları ve bu hataların büyük güçler tarafından insafsızca kullanılması karşısında gelişen olayların doğal sonucudur bunlar.
500 yıllık mezarların alt üst edildiği Eski Zağra, 500 yıl boyunca tek bir kiliseye, tek bir papaza, tek bir gayrimüslim komşuya yan bakmış değildi.
Reklam
Türksüz İslam Alemi
İngiliz Dışişleri Bakanı Balfour, 9 Kasım 1919’da, İstanbul’daki Amiral Calthorpe'a verdiği talimatta "İslam dünyasının, Türklerin tamamen yenildiğini anlamasını özellikle istiyoruz." dedi. Bağdat'taki İngiliz yönetimi de "Türklerin yenik ırk olduğunu anlatmanın önemini" bildirdi. Sömürgelerdeki İngiliz yönetimlerinin ortak talebi şuydu: "Türklerin bozguna uğratıldığı, diğer Müslümanlara iyi anlatılmalıdır. Yoksa sömürgelerde işimiz zordur. Türklere karşı kesinlikle yumuşak davranmayın. İslam dünyasına boyun eğdirebilmemiz için Türkler ezilebildiği kadar ezilmelidir." Sömürgeciler, Türk hâkimiyetinde geçen asırlardan sonra “Türksüz İslam âleminin” kendileri için ne kadar gerekli olduğunu çok iyi anlamışlardır.
Sayfa 195Kitabı okudu
1919’da Türkler artık Anadolu’ya çekilmişti. Fakat anlaşılıyordu ki onlar şimdi Anadolu’da da kuşatılacak, hesaplar tutarsa orada tamamen imha edileceklerdi. İngiliz yöneticiler, İngiliz sömürgesi olan İslam topraklarını Türkler yaşadıkları müddetçe ellerinde tutamayacaklarına inanmışlardı. Bu sebeple “Türksüz İslam dünyası” peşinde koşan İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Balfour, “İslam dünyasının, Türklerin tamamen yenildiğini anlamalarını özellikle istiyoruz.” diyordu. Bunu sağlamanın tek yolu, Türkleri her türlü vasıtayla ezerek, önce Anadolu’da bir sığıntı durumuna düşürmek, sonra yok etmekti. Türkiye’nin İngilizcedeki ismiyle dalga geçen İngiliz Başbakanı Lloyd George’a göre, “Türkiye’den geriye ne kalır?” sorusuna cevabı, “belki birkaç kemik”ti.
59 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.