sığındım eski pencerelerin hıncına
ağır uykuların seyrine daldım
kamaşan nesneler
duvara gömülen aynalar gibi dağıldım,
artık solgundur hiç tutulmamanın elleri
oysa ne tende arzu
ne ruhta selâmet istemiştim
yalnız, başka biri gibi şer edip
mahâret dilemiştim cüret gözlerden:
beni de öğüt ölümün yaşını öptükçe
çünkü daha ashâbına kirlidir
bizden yükselen ibret