İran Kralı Kisrâ, evlerimizdeki “koltuk
takımlarının” kendi tahtından daha konforlu olduğunu tahmin bile etmemişti.
Başında kölelerine yelpazeler sallattıran Rum Kayseri, evlerimizdeki “klimaları” görmeden şu dünyadan gitti.
Etrafındakilerin kıskanmasına neden olan cam kavanozlarda soğuk su içen Bizans Kralı Heraklius, evlerimizde sularımızı birkaç saniyede soğutan “su sebilleri”nden hiç su içmedi.
Kölelerinin sıcak su ile soğuk suyu birbirine karıştırarak duş almasını sağlayan Sultan Mansur, banyolarımızda derecesini istediğimiz şekilde ayarladığımız “şofben”lerimizi aklından bile geçirmemişti.
Aylarca süren hac yolculukları artık klimalı
uçaklarla birkaç saate düştü. Develerle yapılan uzun seferler, artık klimalı arabalarla çok kısa zamanda kat edilir oldu.
Vallahi, kralların ve padişahların sahip olamadığı, hatta akıllarından ve hayallerinden geçirmedikleri onca nimete sahibiz.
Lakin…
Gözümüzü yükseklere diktikçe, gönlümüz daralıyor! Nimetler arttıkça azgınlık da artıyor.
Allâh’ım! Verdiğin bunca nimetten dolayı Sana hamd ediyoruz. Söz ve amel olarak bu nimetlerin şükrünü eda etmeyi bizlere nasip et.
"Ey aşk ! Ateştir senin nesebin…
Niteliğin dumandır, kaynağın ise rüzgar...
Su, tufana dönüştü... Toprak da küle
Senin kokunla ateş rüzgara karıştı...
Şirin’siz her saray, bi sütûn gibi viranedir
Ferhat’sız her dağ bir saman çöpüdür rüzgarda
Yedi nesil öteye, tüm atalarımız gâmdı
Bize miras kalan hep sonsuz keder oldu
Rüzgar esince toprağımızdan senin kokun geliyor
Sadece Sen kalacaksın;
Biz hepimiz gidince…"
Hafız-ı Şirazi
“ısrarla birinin içindeki görmek istediğin kişiyi beklemek yerine, sana göstermeyi tercih ettiği kısma odaklan. Bu kısım seni mutsuz ediyorsa oradan uzaklaş”
Belki de yeni bir başlangıç yapmanın vaktidir. Yeni bir başlangıç için herşeyi yıkmanın vaktidir. Kapana kısılmışken ayağa kalkmaya çalışmanın tam vakti.
Sabahattin Ali