İçini dökmek, arzuhal yazmakla aynı şey değildir.
Bize içini döken bir insan, içimizde onu kabul edecek bir boşluk olduğunu varsayarak başlar ilk kelimeye.
Hemhal olabilmek için halleri içimize alabileceğimiz bir boşluğa gereksiniriz.
Bir usta, kendisine sual eden adamın fincanını durmadan çayla doldurur, bardak taşar. ‘Fincan ağzına kadar doldu, daha fazlasını alamaz!’ der kişi.
‘Bu fincan gibi sen de kendi düşüncelerle ağzına kadar dolusun’ diye cevaplar usta, ‘fincanını boşaltmadan sana ne anlatabilirim?’ Kalbini hikmete açmak istiyorsan önce ruhunu mâsivadan boşalt. Eski evin üzerine yeni ev bina edilmez.
İşe, bildiğini unutmakla başla.