Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Buse Emir

324 syf.
6/10 puan verdi
Yazarın körlük kitabından sonra okumak istediğim bir kitaptı. Ama maalesef belki de ciddi beklenti ile okuduğum için kitap bana hayal kırıklığı yaşattı. Anlatmak istediği siyasi ve toplumsal mesajlar her ne kadar çok iyi olsa da bunu anlatma yolu benim için hüsran. Kitap sürekli kendini tekrar ediyor, yaklaşık 200 sayfa zaten sıkıcı bir anlatımla geçiyor, sürpriz bir şeyler ha geldi ha gelecek derken kitapta hiç beklenmedik bir biçimde bitiriyor. Siyasi olarak vermek istediği mesajlar (okurken tanıdık geliyor zaten) her ne kadar etkileyici olsa da maalesef konuyu anlatım şekli ve yazı dili beni tatmin etmedi.
Görmek
GörmekJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınları · 202217,9bin okunma
Reklam
160 syf.
10/10 puan verdi
Beni Kim Öldürdü?
Çok eğlenceli, dili akıcı, bir solukta okunup bitirebilecek tabiri caizse çerez bir kitap. Kahramanımız Berke Beyaz bir beyaz yakalı. Ve kitabın ilk sayfasında bize öldüğünü söyleyip ölümüne giden yolu ve Uyum Apartmanının uyumsuz komşularının entrikalarını bize mizahı bir dille anlatıyor. Ben yazarın kalemini çok sevdim, okurken de epey eğlendim
Beni Kim Öldürdü?
Beni Kim Öldürdü?Burcu Arman · Epsilon Yayınevi · 2021185 okunma
336 syf.
10/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
MÜKEMMEL. Kelimenin tam anlamıyla mükemmel. Normalde bilim kurgu kitapları okumayı pek sevmem, ama bu kitap sizi o kadar sürüklüyor ki bir çırpıda okuyup bitiriyorsunuz. Uzun zamandır kitaplığımda duruyordu fakat filmi öncesinden izlediğim için elim gitmiyordu bir türlü, filmini de beğenmiştim ama kitabı çok çok daha güzel. Tabiki birkaç uyarlama yapılmış ama kitaptan çok fazla ayrılmamış bir film. Yazarın diline gelirsek, o kadar akıcı bir anlatımı var ki asla sıkılmıyorsunuz. Bu kadar zamandır okumadığıma gerçekten pişman oldum. Korona sırasında okuduğum içinde biraz fazla empati kurdum sanırım. Kitapta insanlar gözlerini, bilmedikleri ve kendilerini delirtip öldürten bir şey için kapatıyorlar. Biz de burun ve ağzımızı bilmediğimiz ve bizi öldürten bir virüs yüzünden bir yıldır kapatıyoruz. Karakterler eve hapsolmuş durumda, tıpkı bizim şuan da olduğumuz gibi... Garip, özünde aynı şey olmasa da benim benzerlik kurduğum bir noktaydı bu. Uzun zamandır dikkat dağınıklığından dolayı gün içinde bu kadar sayfa okuyamıyordum. Bu kitap seri okumalarımın başlangıcı oldu, umarım devamı da böyle akıcı ve güzel gelir.
Kafes
KafesJosh Malerman · İthaki Yayınları · 201813bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
72 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Kitap incelemesinden ziyade, önce yazarın kendi hayatından bahsetmek istiyorum. Zweig 1. Dünya savaşına gönüllü olarak katılmasına rağmen, Galiçya'ya gittiğinde cephedeki acılara bizzat şahit olduktan sonra savaşın anlamsızlığını kavrayarak savaş karşıtı bir tutum sergilemeye başladı. Hümanizmi savundu, ve her fırsatta savaşın anlamsız olduğunu anlattı. Bu eser Zweig'in savaş hakkındaki tutumunu tüm çıplaklığıyla bize anlatıyor. Kısa hikayelerinden olmasına rağmen, sanırım bu zamana kadar okuduklarım arasında en fazla not aldığım kitabı bu. Kendini savaşa gitmek zorunda hisseden Ferdinand, bize tam olarak Stefan Zweig'in kendi duygularını anlatıyor belki de. Bir yanı devlete itaati mecbur hissederken, bir yanı özgür olduğunu söylüyor. Ve Ferdinand ikisi arasında sıkışırken, karısı Paula'nın ve sınırda gördüklerinin etkisiyle kendi kararını veriyor.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Venedik Yayınları · 201961,8bin okunma
136 syf.
6/10 puan verdi
Kitap 4 farklı kısa hikayeden oluşuyor. Mürebbiye, Yaz Novellası, Geç Ödenen Borç, Kadın ve Yeryüzü... Kitaba adını veren Mürebbiye'den ziyade Geç Ödenen Borç ve Yaz Novellasını daha çok sevdim ben. Her Zweig kitabı gibi, insan psikolojisini çok iyi yansıtan, betimlemeleriyle sizi hikayenin tam ortasına çeken, samimi bir kitap. Fakat diğer eserlerine nazaran, ara ara sıktığını da söylemeden geçemeyeceğim.
Mürebbiye
MürebbiyeStefan Zweig · Venedik Yayınları · 201926,4bin okunma
Reklam
71 syf.
9/10 puan verdi
Aslında o kadar bizden ve o kadar içten bir kitap ki. Zweig yıllar önce yazdığı eserlerle, bugün bile içimize dokunabiliyor. Kitap akıcı ve sade bir anlatımla yazılmış. Kitabı bitirdiğinizde aniden sizi düşündüren "Peki ben ne için yaşıyorum?" diye sorgulatan, aslında insanları mutlu etmenin ve bu mutluluğu içinizde yaşamanın size yaşattığı hazzın ne kadar ulaşılabilir ve ne kadar mükemmel olduğunu bir kez daha hatırlatan bir eser. Bir çırpıda bitiveriyor ve siz kitabı okuma sürenizden daha uzun süre düşüncelere dalıyorsunuz
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Turkuvaz Kitap · 2019143,9bin okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
Kitap beklediğim hissi uyandırmadı ben de. Bence kitaptan bir şeyler elde edebilmek için ya zengin olmanız ya da 14 15 yaşlarında olmanız gerekiyor. "vaay be neler neler gezmiş, görmüş bize de nasip olur mu bir gün" diye ağzınız açık okuyorsunuz sadece.
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?İlber Ortaylı · Kronik Kitap · 202055,2bin okunma
240 syf.
10/10 puan verdi
Bir yandan herkesin görmezden geldiği kaçak göçmenlerin trajedisi bir yandan olay örgüsünün inanılmaz komikliğiyle traji-komik romanların çok güzel örneklerinden biri :) Edebi yönünden ziyade kendinizi aniden kitabın içinde bulduğunuz, çok akıcı bir çırpıda bitiveren ve yüzünüzde gülümseme yaratan şahane bir eser, herkesin okumasını tavsiye ederim. Ben kitabı okuduktan sonra Romain Puértolas ile instagram hesabından iletişime geçip, kitap hakkındaki yorumlarımı da sunmuştum, kitap kadar yazarı da çok samimi birisi. Kendisiyle konuştuktan sonra aslında kitabın yazarla nasıl güzel örtüştüğünü fark ediyor insan :)
Bir İkea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağanüstü Yolculuğu
Bir İkea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağanüstü YolculuğuRomain Puertolas · Can Yayınları · 2017341 okunma
120 syf.
6/10 puan verdi
Yazar Daragane inziva bir hayat yaşarken, bir gün tanımadığı birinden gelen bir telefonla kendisini geçmişte bir yolculuğa çıkarır. Arayan kişi Gilles Ottolini, Daragane'nin eski bir telefon defterini bulduğunu söyleyip rehberdeki kayıtlı kişilerden biri olan Guy Torstel hakkında bilgi almak ister. Fakat Daragane bu isim hakkında hiçbir şeyi hatırlamaz, Ottolini ve yardımcısının Daragane sunduğu kanıtlar Guy Torstel'la geçmişte hayatlarının kesiştiğini göstermektedir. Daragane bu kanıtları inceledikten sonra iç dünyasının derinlerine gömülen ağır bir tramvayla yüzleşir ve unuttuğu geçmişini hatırlar. Kitap adı, konusu ve Nobel Edebiyat ödüllü olduğu için dikkatimi çekmişti, belki de bu yüzden sanırım beklentim de yüksekti. Fakat kitapta çok fazla zaman karmaşası vardı, geçmiş, yakın geçmiş, uzak geçmiş, şimdiki zaman.. Çoğu kez zamanı takip etmekte zorlanıp 'Acaba ne zamandan bahsediyor?' diyerek tekrar okumak zorunda kaldım. Ayrıca kitapta yazarın kendine sorduğu ve Gilles Ottolini'yle yardımcısının sorduğu bir çok soru cevapsız kaldı. Sonuç vermekten ziyade süreci anlatan, ve okuyucuyu sürecin içine dahil etmeye çalışan bir kitap. Fakat beklentimi karşılamadı, ve bir çok merak ettiğim konu açıklanmadığı için sürece dahil olamadım. Yazar dili açısından gayet anlaşılır ve sadeydi ama aynı şeyi anlatımı için söyleyemeyeğim. Karmaşık ve aklımda bir çok soru işareti bırakan bir kitaptı. Kötü demeye dilim varmıyor ama okunmalı diyeceğim kitaplar listesine girmedi. En azından benim tercihim değil
Mahallede Kaybolma Diye
Mahallede Kaybolma DiyePatrick Modiano · Can Yayınları · 2019428 okunma
48 syf.
10/10 puan verdi
Evde kaldığımız bu zor günlerde odaklanma sorunu yaşadığım için daha çok öykü okumayı tercih ediyorum. Edebiyatta doğalcılığın kurucusu olan Emile Zola'nın yapıtları ise her zaman sade, anlaşılır ve akıcı. Tıpkı bu kısa klasiği gibi. Ölüm herkes için kaçınılmaz son. Peki ölüm herkesi eşitler mi? Yazar bu kitapta toplumsal ve ekonomik koşulların ölümü nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seriyor. Kont de Vertueil 55 yaşında bir aristokrat Bayan Guerard 68 yaşında bir burjuva Adele Lemercier 28 yaşında (tahmini) bir esnaf Charlot 10 yaşında bir işçi çocuğu Jean-Louis Lacour 70 yaşında bir köylü 5 insan 5 farklı hayat 5 farklı öykü. Yazar tek ortak noktaları ölüm olan bu insanların ölümlerinin arasındaki eşitsizliği olanca sadeliğiyle anlatıyor. Kuşkusuz beni en sarsan öykü minik Charlot'un öyküsüydü. Okurken bir çok şeyi sorgulamanızı sağlayacak çarpıcı bir ölüm. Herkesin bildiği, hayatın gerçeklerini gözler önüne seren bu kısa öyküyü hiç sıkılmadan tek solukta okuyup bitireceğinizden emin olabilirsiniz.
Nasıl Ölünür
Nasıl ÖlünürEmile Zola · Can Yayınları · 202015,4bin okunma
Reklam
56 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Mihail Bulgakov ile tanıştığım güzel bir öykü. Kitabın dili o kadar akıcı ve güzel ki yazarın diğer kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum. Öncelikle kitabın en can alıcı noktası yazarın kendi deneyiminden yola çıkarak yazması bence. Öyküyle bu kadar bütünleşmesine bir sebepte odur belki... Dr. Bomgard zorluklarla çalıştığı taşradaki görevinden şehre atandıktan birkaç ay sonra, eski görev yerine gönderilen arkadaşı dr. Polyakov intahar eder. Ölmeden önce günlük yazan Dr. Polyakov bu notlarını Dr. Bomgard'a emanet eder. Dr. Polyakov günlüğünde intaharına sebep olan ağrıları için aldığı morfinin hayatını nasıl ele geçirdiğini anlatır. Kitapta morfin bağımlılığı anlatılıyor fakat okurken aslında bütün bağımlılıkların insanı nasıl da ele geçirdiğini hissettiriyor bize yazar. Tek seferde soluksuz okunabilecek, çarpıcı bir öykü.
Morfin
Morfin
Mihail Bulgakov
Mihail Bulgakov
Morfin
MorfinMihail Bulgakov · Can Yayınları · 20191,349 okunma
88 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Anatole Vasanpeine "İyi bir kulağı olan ve farklı türde kuşların ötüşlerini yanılmadan ayırt edenlerimiz ya da çapraşık mantık problemlerini çözme yeteneğine sahip olanlarımız , yıllarca böyle bir yeteneğe sahip olduğumuzun bilincine varmadan bu yeteneklerden yararlanır ,ancak biri bizim dikkatimizi o yeteneklere çekince onları fark edebiliriz." Vasapeine de kendi yeteğini Mösyö Kusakabe'ye rastlamasıyla birlikte, bir sanata ve saplantıya dönüştürüyor. (blason) Yazar bize bir romandan ziyade, bir tarih kitabı okurmuş hissine kapılarak anlatıyor Vasanpeine'nin hikayesini. O dünyayı bütününden ayrı tanımlanabilir parçalar biçiminde görüyor. Gerçekten ayrıntılara aşık bir adam. Bu ayrıntılar başta sadece gündelik yaşamının birer parçasıyken, fotoğraf makinasıyla tanıştığında bir sanata dönüşüyor. Bu sanat onu tatmin etmiyor, hep daha fazlasını istiyor. Ve en sonunda bu sanatı onu bir saplantıya ve hazin sonuna götürüyor. Bence fotoğrafla ilgilenen kişilerin kesinlikle okuması gereken bir roman.
Ayrıntılara Âşık Adam
Ayrıntılara Âşık AdamAlberto Manguel · Kırmızı Kedi Yayınları · 2019158 okunma
88 syf.
6/10 puan verdi
Kitabı internetten satın aldım. Aldığım sitede roman diye geçtiği için kitabı ilk elime aldığımda biraz hayal kırıklığı yaşadım :) çünkü kitap aforizmalardan oluşuyor sadece. Aforizmaların kimisi çok sıradan geldi bana, ama kimisi de oturup üstüne düşünülecek kadar iyiydi. Kitabın bana tek artısı yazarı tanımak ve hayatını araştırmak oldu. Açıkçası yazarın hayatını okurken, kitabı okuduğumdan daha çok zevk aldım :)