Tüm büyük hareketler gibi insanlık tarihi de döngüseldi ve başlangıç noktasına geri dönerdi. Doğru bir çizgi üstünde sonsuz biçimde ilerleme fikri, hayal gücünün doğada hiçbir örneği bulunmayan bir kuruntusuydu.
Bu seferlik kaybetmiş olabiliriz canım sevgilim, fakat bu sonsuza dek böyle sürmez. Dersimizi aldık. Dava, yarın yeniden, akıl ve disiplinin verdiği güçle donanmış olarak ayağa kalkacak.
Efendileriniz den bu yasaya karşı oy vermek için emir aldınız. Ve buna rağmen bana anarşist diyorsunuz. Halkın hükümetini yıktınız ve halkın karşısına geçip kan kırmızı üniformanızla utanmadan caka satarken bana anarşist diyorsunuz. Cehennem ateşine ve cehennem azabına inanan biri değilim; fakat bu gibi anlarda inançsızlığım yüzünden hayıflanıyorum. Hayır, aslında bu gibi anlarda cehenneme inanmak geliyor içimden. Kuşkusuz bir cehennem olmalı, zira işlediğiniz suçların karşılığında cezanızı çekmeniz için cehennemden aşağısı paklamaz sizi. Sizler var oldukça kainatta cehennem ateşine büyük bir ihtiyaç duyulacak.
Ey kör! Aç gözünü de düşlerden uyan. Simurg’u göremesen de bari küçük bir serçeyi gör. Kaf Dağı’na varamasan bile hiç olmazsa evinden çıkıp kırlara açıl; böcekleri, kuşları, çiçekleri ve tepeleri seyret. Bırak dünyanın haritasını yapmayı! Daha hayattayken bir taşı bir taşın üstüne koy. Gülleri ve bülbülleri göremeyip gün boyu evinde oturan adam Dünyanın kendisini hiç görebilir mi?
Zekalarını sırf başkalarını tenkit ederek gösteriyorlar, bir akılsız keşideciler topluluğudur onlar, birer yaban arısı, birer bokböceği ve kınkanatlıdır hepsi.
Nice hukukçuları, avukatları, nice mahkemeleri ama çok az adaleti; nice sulh hakimini ama ihtimam gösterilen çok az amme menfaatini; nice kanunları lakin asla çoğalmayan intizamsızlıkları; davaların hasatı olan mahkemeleri, mahkemelerin bir labirente dönüştüğünü, bir salonda bazen binlerce davanın vahşiyane takip edildiğini görseydi! En büyük suçlunun sıklıkla adalet işleri yürüttüğünü, en büyük dinsizin dinden mesul olduğunu, en kara cahilin ilim irfana, en büyük avarenin çalışmaya, en büyük kalpsizin ise sadaka dağıtmaya riyaset ettiğini görseydi! Bir kuzunun idam edildiğini ve ceza hükmünü bir kurdun verdiğini, bir haydudun mahkemeye celb edildiğini ve bir hırsızın kürsüde oturduğunu, yargıcın başkalarını haşince cezalandırdığını fakat kendisinin daha da beter şeyler yaptığını görseydi! Kanunların değiştirildidiğini, yanlış tefsir edildiğini, lehte ve aleyhte yorumlandığını, yargıcın dostların tesirinde kaldığını, onlardan rüşvet aldığını veyahut her cihete doğru kolay kolayca büküldüğünü, bugün iyiyse yarın kötü olduğunu; veya fikirlerinden şaşmaz, kendinden emin olduğunu görseydi ne düşünürdü! Hükümler, yargıcın canının istediği gibi temdit ediliyor, değiştiriliyor, mütemadiyen aynı vakalar yaşanıyor. 
Ey hemşehriler! Niçin uyanıp bu sefalet tozundan silkinmeye uğraşmıyorsunuz? Kabahat herkesten çok kendinizde… Siz, sizi bu cehalet ve geriliğe bağlayan fikirlere destek ve taraftarsınız. Cidden fikirlerinizi aydınlatmaya uğraşanlara sövüp onların iyi, yeni, besleyici, güzel telkinlerini adeta cinayet sayıyorsunuz. Onlar, sizin cahilce kınamalarınızdan korkmasalar, lanetlemelerinizden çekinmeseler, kaç zamandır artık kangrene dönmüş, çürüyüp kokmaya başlamış bu derin gerilik yarasının kaynağını size pek büyük bir açıklıkla gösterecekler… Duyduğunuz her yeni fikre kızmayınız. Onları güzelce kabul için anlama kabiliyeti edinmeye uğraşınız.