Her şeye alışmışım yaşamaktan yana,
Sefaya, cefaya, ölene, doğana,
Kuş cıvıltısına, insan hıçkırığına.
Alışmış kimimiz yalnayak yürümeye,
Kimimiz kuru ekmeğe,
Göğüs germeye, sabretmeye,
Alışmışız yaşayıp gitmeye…'
| Ziya Osman Saba
Zeyd bin sabit r.a. anlatıyor
O Yüce Rasulden size ne haber vereyim?
Onun bütün hal tavır ve sözlerinden sual ederseniz
O, sahili olmayan bir denizdir♡
Aşkın doyumsuz pınar, sevgindeki tat güzel
Yüzün bir Levha-i Nur, Yusuf'tan kat kat güzel Ey alemin övüncü, Ey Rahmet nebi Meded Sevmeyen nereden bilsin, Aşkın, hakikat güzel
Yanağının güneşi âlemi süsleyen Ay
Sende Vefa tükenmez..sende şefaat güzel!
ﷺ
Ben, ömürleri bir sayfadan bir sayfaya,
Bir satırdan bir satıra,
Bir harften bir ötekine gezinip durmakla geçen ama içinde yaşadıkları kitabın ne kendisine, ne de onu yazana dair hiçbir şey bil(e)meden yaşayıp ölen o küçük kitap böcekleri gibi olmayı istemedim\
Okuyup mütâlâa ettiğin ilimler, kalbini feyizlendirip ahlâkını güzelleştirici mâhiyette olmalıdır. Meselâ, ömrünün sonuna bir hafta kaldığını öğrensen, bu kısacık zamanda mutlaka sana faydalı olacak bir ilimle uğraşırsın. Hemen kalbini yoklar, dünyevî ihtiras ve menfaatlerle alâkanı keser, güzel huylarla bezenmeye çalışırsın. Hâlbuki insanın kavuştuğu her gün ve gecede ölmesi mümkün ve muhtemeldir. Buna göre, seçip meşgul olduğun ilimler; seni azamet-i ilâhiyye karşısında duygulandırıp mâneviyâtını düzeltecek ilimlerden olmalıdır
Imamı gazzali