Çağımız insanı bireysellik, özgürlük, bencillik türküleri tutturmuş gidiyor. Kimse bir başkasını yüreğine, ömrüne alamıyor tam olarak. Herkeste bir güven sorunu. Sanırsın herkes en ağır yaralı. Oysa, adına özgürlük dedikleri, sorumluluktan kaçtıkları hayatın hayali hercai bir savruluştan ötesi değil. Bir yere ait hissedememek, hiçbir duygu besleyememek, hiç kimseye güvenememek ve sonunda kahredici bir yalnızlığın içine hapsetmek kendini. Adına özgürlük dediğin, geceleri dört duvar arasında koca bir kafes yaratmak kendine. O yüzden herkesin dilinde "takılmak" sözcüğü... Koca bir çölün ortasında anlık serap görmekten ötesi değil sanki çağımızın sözde aşkları...