“Canımın canı, senin hayat dolu dokunuşunun tüm uzuvlarımda olduğunu bilerek, bedenimi hep saf tutmaya çalışacağım”
“Senin yerinin kalbimin en iç hariminde olduğunu bilerek, kovacağım her türlü kötülüğü kalbimden ve hep çiçeklenecek sevgim”
hüznün tüyleri dökülür, lirik bakar kedilerin camdan gözleri
çocukluğumun kelimeleriyle şımartsam da gurbet gibi bakarlar
kedilerde gördüğüm keder üşümüş sokaklar ve akşam kokuyor
peşime takılır tenha bir şiirden atılmış masum yazlar ikindisi
güz yüzlü bir kediniz olsun boşluğunuza tutunan, kalbinize taşınan
odalar birbirinin rüyasına karışsın,
gözlerin yağmurdan yeni ayrılmış
gibi çocuk, gibi büyük, gibi sımsıcak
sen bir şehir olmalısın ya da nar
belki granada, belki eylül, belki kırmızı
gövden ruhunun yaz gecesi mi ne
çok idil, çok deniz, çok rüzigar
çocukluğun tutmuş ta yine aşık olmuşsun
sanki bana, sanki ah, sanki olur a
aşk bile dolduramaz bazı aşıkların yerini
diye övgü, diye sana, diye haziran
heves uykudaysa ruh çıplak gezer
gazel bundan, keder bundan, sır bundan
gözlerin şehirden yeni ayrılmış
gibi dolu, gibi ürkek, gibi, konuşkan
hadi git yeni şehirler yık kalbimize bu aşktan
“Küsecek kadar sevmeli insan birini
O gelince küsmeli: nerdeydin bunca zaman
Niye sevmedin beni, küsecek kimsem yoktu
Demeli, o varken de kimseye küsmemeli”
“Her şeyin önce çöktüğü ve nihayetinde hızla çürüdüğü zamanlardı…diye anlatacaksın bu günleri ileride. Ve kim bilir ne tuhaf hikayeler uyduracaksın, “Peki o sırada sen ne yapıyordun?” Diyenlere.