Bayraklarla, renkli kağıtlarla donatılmış bir yapının önüne çıktık. Bu yapı önündeki alanda toplaştık. O partici başkan hafifçe yüksek bir yere çıktı, ordan konuştu. Konuştu ama ne konuşma! Ben öyle bir konuşmayı bugüne dek daha hiç dinlemedim.
(...)
Konuşmayı dinlerken başladım ağlamaya. Ne anladın da ağladın derseniz bir şey anladığım yok. Ben küçükken babam camiye götürürdü beni. Cami hocasının, namazdan sonra okuduğu Arapça duayı dinleyenler ağlarlardı. Babam da ağlardı. Babam ağlayınca dayanamayıp ben de ağlardım. Hocanın Arapça dediğini anlamadan nasıl ağlıyorsak, bu da öyle işte...
Arkadaş, karşındakine hiçbir şey anlatmadan yarım saat konuşmak kolay bir iş değil...
Sayfa 101 - Nesin Yayınevi - Yaşar Yaşamaz