Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
KOVULMUŞ OLMAK? Bunun karşılığında Allah, A'raf-13: “Hemen, buyurdu: in oradan ne haddine ki orada tekebbür (kibir) edesin, haydi çık, çünkü sen alçaklardansın” Hicr-34: Buyurdu: "O hâlde çık oradan! Muhakkak ki sen racîmsin (tard edilmiş, taşlanmış, kovulmuş bulunmaktasın) Kovulmuş olmak: İnsanın varoluşunun sistemle uyumdan uzaklaşması anlamına gelir. Kovulanların başına gelebilecek hadiseler de, dışarıdan ayrı bir ilah tarafından cezalandırılma şeklinde olmaz. Doğrudan bu uyumsuzluğun doğal sonuçları olarak ortaya çıkar. Çağrı DÖRTER
KURBAN? Başka bir canı keserken, kendine dokunmayan bıçaklarla yapılan ibadetler kabul görür mü? Ayetlerde yazıyor cevabı... Kendine zerre kadar dokunmayan bıçaklarla, hakkıyla kurban verilir mi? Yazıyor...Şovlarla O Kudret kandırılabilir mi? Yazıyor... Ama nefsin itibarı ayetlerin gerçek anlamlarına değil de, doğru kabul edilen ezberlere, yani
Reklam
Hikayeler dışında okumalara devam etmemin bir sakıncası var mı? -Nefsin, bilgi toplamaya alışkanlık haline getirdiğinde, bu değerli süreci tam tersine çevirecektir…Bir oyalanma aracına! Bu nedenle, okumalarına devam etsen dahi “işlevsel okumalar”la, “yürüyüşünü erteleme aracı olmaya başlamış okumalar” arasındaki ince çizgiyi kaçırmamaya dikkat etmenin önemi, kelimelerin ötesindedir…Bu süreç içerisinde aklını gereksiz bilgi bombardımanı ile bulandırmak yerine okuduklarını anlamak, üzerlerinde tefekkür etmek, anlamların açılması için belirli kavramlarda derinleşmek esastır…Aradığın “su”ysa; amaç, susuz bin kuyuya sahip olmak değil, kazdığın o tek kuyuda su çıkana kadar derinleşmeye devam etmektedir Çağrı DÖRTER
SECDE, Eşitliğin sembolüdür. Dişi bir haldir. Ancak bu hal kendinden yeni bir varlık meydana getirebilir. Çağrı DÖRTER
KOVULMUŞ OLMAK? Bunun karşılığında Allah, A'raf-13: “Hemen, buyurdu: in oradan ne haddine ki orada tekebbür (kibir) edesin, haydi çık, çünkü sen alçaklardansın” Hicr-34: Buyurdu: "O hâlde çık oradan! Muhakkak ki sen racîmsin (tard edilmiş, taşlanmış, kovulmuş bulunmaktasın) İnsanın varoluşunun sistemle uyumdan uzaklaşması anlamına gelir. Kovulanların başına gelebilecek hadiseler de, dışarıdan ayrı bir ilah tarafından cezalandırılma şeklinde olmaz. Doğrudan bu uyumsuzluğun doğal sonuçları olarak ortaya çıkar. Çağrı DÖRTER
TASAVVUF: Dinleri doğuran hakikattir. ŞEYTAN: Nefsin bir niteliğidir. İNSAN: Sıfatlarını değiştirebilen bir varlıktır.Rolünü değiştirebilen bir varlıktır. KADER, Çabaya aşıktır. HARAM, Evrensel olarak insanı kendi özüne yürümekten perdeleyen eylemler, hareketler. KUR’AN’ ın kendisi insandan insana aktarılan bir manadır. Çağrı Dörter ile Tasavvuf Sohbetleri
Reklam
İnsan adı verilen varlık, içinde "dönüşebilen tek varlık" olmasıyla insandır. Bu varlık, henüz cehalet dönemindeyken, bilmediği alanlardan elbette korkacaktır. Bu korku, onu sömürmek isteyen odaklar tarafından bulunmaz bir nimettir. Ama farkındalığı ve bilgisi arttıkça, insan adı verilen bu varlık artık uydurma olan şeyleri gerçeklerden ayırt edebilmeye başlar. Bu durumda, ona din adı altında anlatılan hurafeleri dinin özünden ayırabilmeye başlar. Yani gerçek anlamda dindar olmak üzere bir adım atar. İşte sözde din otoritelerinin tahammül edemediği şey, aslında insanın insanlığa, olgunluğa, bilgiye ve farkındalığa adım atarak, onların hurafelerinden özgür hale gelmesidir. Daha da ilginci, sözde din otoritelerinin aslında istemediği şey, bir insanın dininin özünü anlamasıdır. Bu nedenle, nerede din adına bir otorite kurulmuşsa, orada sömürü ihtimali yüksektir. Otorite sahibi otoritesini kaybetmek istemez. Ve bunun için de, insan gibi insana karşı, koyun gibi sürülere muhtaçtır. Yani destekleyeceği şey farkındalık değil, cehalettir. Özetle; sözde din otoritelerinin çoğunun bugünkü işlevi, hakiki dini unutturmak şeklindedir. Ve o dinin peşine düşenleri durdurmak. Bu nedenle; sorgulamamak, dünya üzerindeki en büyük kumar ve israftır. İnsanı bu ellerin içine düşürüverir. Peki sorgulanmamış bir inançla hakikate denk gelme şansı var mıdır? Elbette... Bu sınırsız varoluşta yok yoktur. Ama oranlar vardır... Bu durumda; dünyanın en fazla kaybettiren kumar makinesini sadece bir kez deneyip en büyük ödülü kazanma şansı, sorgulanmamış bir inançla işin aslını bulabilme şansından çok daha fazladır... Çağrı DÖRTER
Sadece çocuk doğuran, bakan, büyüten, yetiştirenler midir anne? Daha derin manada, "doğurmak “tır annelik. Sadece fiziksel bir bebek değil; aynı zamanda bir anlam, bir yol, bir mana, bir eser doğuran herkes "doğurduğunun annesi" değil midir? Hele kimileri vardır ki; talep edenlere kendi varlıklarının hakikatlerini öğretir (onlara ruh üfler), sayısız insanın özgür ve özgün birer Ferd olmalarına vesile olur, cehaletten irfaniyet doğurtur. Çağrıları duyulmadığı hallerde uçurumdan aşağı yuvarlanacak nice yaşamları çevirir. Beden olarak doğmuş ancak henüz kabuklarını kırıp gerçek varlıklarını kendilerinden doğurmamış insanların doğumlarına vesile olurlar. Bunların hepsi, anneliğin farklı mertebeleridir. Ve her biri değerlidir. Çünkü ancak anneliğin bu iki kolu bir arada olduklarında "insaniyet" doğar. Birincisi eksik olduğunda, biyolojik hayat biter. İkincisi eksik kaldığında, ortada sadece "hareket edebilen kılıflar" kalır. Ve içlerindeki potansiyeli doğuramayan kılıflar, hiç yaşamadan ölürler. Bu nedenle, insan olmaya iki anne gereklidir... Herkes kendini hâlihazırda birincisinden doğmuş olarak bulmuştur. Geriye ikincisi kalmıştır... Ancak onun için emek vermesi, araması, sorması ve uykularının kaçması lazımdır... Çünkü ikincisi, ilkinden nazlıdır... Turistleri sevse dahi; ancak kalbini açanları alır, evine... Çağrı DÖRTER
🗣️ Kurban Etme Diye Bir Bayram Olabilir mi? Kurban bayramı Ortadoğu kültürüne ait bir gelenek. Hacca giden insanlara deve keserek et ikram etmek zamanla et bayramı yapılmış. Arkasında RANT zihniyeti var. Bugün bakın tarikat ve cemaatler hiçbir vergi ödemeden kurbanlık hayvan ticaretini kurban hizmeti adı altında para çoklamak amaçlı
Hikayeler dışında okumalara devam etmemin bir sakıncası var mı? -Nefsin, bilgi toplamaya alışkanlık haline getirdiğinde, bu değerli süreci tam tersine çevirecektir…Bir oyalanma aracına! Bu nedenle, okumalarına devam etsen dahi “işlevsel okumalar”la, “yürüyüşünü erteleme aracı olmaya başlamış okumalar” arasındaki ince çizgiyi kaçırmamaya dikkat etmenin önemi, kelimelerin ötesindedir…Bu süreç içerisinde aklını gereksiz bilgi bombardımanı ile bulandırmak yerine okuduklarını anlamak, üzerlerinde tefekkür etmek, anlamların açılması için belirli kavramlarda derinleşmek esastır…Aradığın “su”ysa; amaç, susuz bin kuyuya sahip olmak değil, kazdığın o tek kuyuda su çıkana kadar derinleşmeye devam etmektedir… Çağrı DÖRTER
Reklam
KURBAN? Başka bir canı keserken, kendine dokunmayan bıçaklarla yapılan ibadetler kabul görür mü? Ayetlerde yazıyor cevabı... Kendine zerre kadar dokunmayan bıçaklarla, hakkıyla kurban verilir mi? Yazıyor...Şovlarla O Kudret kandırılabilir mi? Yazıyor... Ama nefsin itibarı ayetlerin gerçek anlamlarına değil de, doğru kabul edilen ezberlere, yani
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.