"Örtmen" "hoca" olmamıştı daha... Silgiler kokusuz, domatesler hormonsuzdu. Servis yoktu, okul çıkışında sımsıkı sarılan anneler vardı. Kara tahta fena tozutuyor, beyaz kolalı yaka boğazımı kesiyordu. "Şans, talih, kader, kısmet 5 kuruşa" satılıyordu. Zenci kızlı Mabel sakızından Cemil Turan kartları çıkıyordu. Çamlıca gazozunun içine leblebi atıp içince daha eğlenceli oluyordu; kerrat cetveli zor ezberleniyordu; yerli malı
haftalarında kuru incirle üzüm yeniliyordu, hiçbir şey atılmıyor, onarüıp yeniden giyiliyordu. Takvimler 1968'i gösteriyordu.
20. yüzyılın en güzel yıllarından biri başlıyordu; ne yazık, biz bunu bilmiyorduk.