Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

can demirkan

can demirkan
@candemirkan
reklamcı
üniversite
İstanbul
istanbul
37 okur puanı
Mart 2015 tarihinde katıldı
"Mücadeleye devam etmek ancak unutmakla mümkündü."
Reklam
Bu sırada yemeklerimiz geldi. Siyah pirinç pilavı yatağında taze ördek budu. Lezzetliydi. Yemeği yerken gazetecilikten, medyadan ve sonra yine ilişkilerden konuştuk. “Sen neden ayrıldın ki kız arkadaşınla?” diye sordu. “Bencil olduğumu düşünüyordu,” dedim. “Öyle misin peki?” “Bilmiyorum. Ama belki bir gün daha az bencil olduğumu düşünen biri çıkar elbet. Tek sıkıntı, zaman beklerken çok ağır akıyor.” “Önce onu aklından çıkarabilmen lâzım.” “Çıkarmadığımı nerden biliyorsun?” “Senin gibi adamlar kaderlerine pek boyun eğmezler.” Şarabı aldım tekrar ve kadehine doldurdum. “Ben kaderimden çok kadehime boyun eğemiyorum galiba,” dedim.
“Onlara şöyle demek istiyorum aslında; siz bugün televizyona ve cep telefonlarınıza bakmaktan başka hiçbir şey yapmıyorsunuz ve bu gidişle de kimse için hayırlı tek bir şey bile yapmadan öleceksiniz. Elinizde telefonlarla, karşınızda monitörlerle ve boynunuza kravatlar bağlı hâlde öleceksiniz. Banka gişelerinde, havasız ofislerde, sıkışık otobüslerde ve tüm bu gri betonun arasında sürünürken öleceksiniz. Bir gün toprağın altına girdiğinizde ise bu dünya ve evren sizi sonsuza kadar lanetleyecek. Güzel olan her şey çevrenizde, ama siz hiçbirini görmüyor ve avuçlarınız arasına dek alabildiğiniz o küçük, parlak ekranlardan gözünüzü bir an bile ayırmıyorsunuz.” Daha devam edebilirdim ama susmam gerekiyordu. Dudaklarımı büzerek ona baktım. Suratı bir tuhaf gibiydi. “İşte bunları söylemek istiyorum onlara,” dedim. “Bunları yazmaman daha iyi belki de… Bilmiyorum, çok gerçekçi olmak iyi değil. İnsanlar kaldıramıyor. O yüzden çoğu insan benden nefret eder.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kral Thamus yazıyla ilk karşılaştığında, “İnsan başkasının hafızasıyla hatırlayamaz,” demiş ve yazı denen şeyi yararsız bulmuş. “Bu boş bir uğraş. İnsanlar kaydedecek ama hatırlamayacaklar, tekrarlayacak ama yaşamayacaklar...”
Sayfa 378Kitabı okudu
"Her gün yeni bir macera gibi başlar ama yaşanan her şey çoğunlukla tekdüzedir ve hemen hepsi hayal kırıklığı ile biter. Bazen gün boyunca yeni insanlar tanırsınız, onlarla ve yarattıkları şeylerle zaman geçirirsiniz, farklı yerlere gidersiniz ve her an bir şeyler olacakmış gibi gelir ama günün sonunda, ta uykunuzun geldiği o istemsiz âna kadar hiçbir şey olmaz. Hayat bir film, kitap ya da tiyatro oyunu değildir çünkü. Çok daha ışıltısız, çok daha plânsız ve çok daha acımasızdır. Ondan yine de keyif alırız çünkü bir şeylerin olacağına dair umudumuz vardır."
Reklam
"Hayat her türlü hileyi deneyen zalim bir poker oyuncusuydu. Ezeli bir rakibi olarak siz, sürekli gözlerinin içine bakar ve bir şeyler yakalamaya çalışırdınız. Ama çoğu zaman size tek verdiği şey koca, sinir bozucu ve anlamsız bir bakış olurdu."
"Her şey gelip geçiyordu ve eşyalar da insanlar gibi çürüyordu. Zaman, dünya üzerinde oynayacak rolümüz kalmadığında, önemsizliğimizi başımıza kakarak her birimizi sahneden öylece siliyordu. Toprağın içinden bir filiz gibi yükseliyor, havayla kısa bir süre temas ediyor, ardından da öylece toprağa karışıyorduk. Yaşattığımız her şey gelecek nesillere bıraktığımız büyük bir aldatmacaydı."
“Ne de olsa insan tümüyle çocukluğunda şekillenir. Sonraki yıllar ise yaşadıklarımızı hazmetmeye çalışırken çevremize verdiğimiz zararla geçer. O yüzden hepimiz hayatlarımız boyunca bir şeylerden nefret edip dururuz. Üstelik nefret ettiklerimiz etmediklerimizden fazladır.”
"Sabah erken bir saatte gözlerimi açtım ve yeni doğan güne bir kere daha küfrettim. Beni gerçeklik denen bokla bir kere daha tanıştırdığı için sevmiyordum doğan günleri. Gece her zaman daha iyiydi. Tükenişin karanlık fermanıydı gece. Ve bütün güzel şeyler gece ortaya çıkıyordu. Barlar, gökyüzündeki yıldızlar, alkol şişeleri, çıplaklık, orgazm, hüzün ve yeni hikâyeler... Gündüz olanlar ise tümüyle vasattı. Herkes ölesiye çalışıyordu ve hiçliğe, uykuda olduklarından bile daha tutsaktılar."
"Bazı kadınların sıcaklığı hiç kaybolmuyor. Sizi öptükleri an ölümsüzlüklerini ilan ediyorlar. Orada kalıyor dudakları, sizin dudaklarınızın tam üstünde. Yıllar geçse de hissediyorsunuz, o kadını, tam dokunduğu yerde. Bu gibi anlarda zihnimiz gerçekliğin oyununu bozuyor ve geçmişle şimdiki anı üst üste bindiriyor. Hayatı yaşanabilir kılan ufak bir detay bu."
Reklam
"Umut, kimilerinde ters çevrilmiş kırık bir kum saatinden dökülüp giden tanelerden bile hızlı tükenir. İnançlar yerini endişeye bıraktığında tüm mücadele ortadan kalkar, zihnin içinde tek yönlü bir savaş başlar. Aklın cepheleri teker teker istila edildiğinde, delirmek gerçeklikten sıyrılmanın en kolay yoluna dönüşür."
“Şans, tesadüflerden ilham alan bir şairdir. Bize de yazdığı dizeler arasında kaybolmak düşüyor sadece.”
Sayfa 396Kitabı okudu
"Özgürlük belki de tutsak olduğunu bilmektir sadece."
Kara GüneşKitabı okudu
"Hayat rastgele kazanılmış zaferlerden hoşlanmaz."
Sayfa 11 - Piri Reis'in SırrıKitabı okudu