Şu dünya nasıl karışık bir şey. Bir yanda geride bıraktıkların bir yanda yaşadıkların. İnsan geride bıraktıklarına karşı mı yoksa yaşadıklarına karşı mı zayıf düşüyor?
Yahu şu dünya ne karışık bir şey. Bir yanda geride bıraktıkların, bir yanda yaşadıkların. İnsan geride bıraktıklarına karşı mı yoksa yaşadıklarına karşı mı zayıf düşüyor
18 Mart günü başlayan büyük saldırı ile aslında bu cephenin kaderi de belli olacaktı . 18 Mart 1915 'te sabah saat 11 sularında Çanakkale deniz den dövülmeye başlanmştı. Düşmanı elinde 18 büyük zırhlı , muhrip, deniz altı ve 506 top varken Osmanlı ordusunun elinnde yalnızca 150 top vardı.
Kitabın ismi Fikriye ama kitabın yarısından çoğundan Fikriye yok. Fotoğraf albümünü ekleseniz bile bu durum değişmiyor. Tarih ders kitabı ile tarihsel roman karışımı bir şey olmuş bu çalışma ama maalesef güzel olmamış. Öte yandan baskı hataları da çok fazla yordu okurken. Arada böyle kötü çalışmaları da okuyup ibret almak gerekiyormuş demek ki. Benim açımdan kitap için tek olumlu yan; kitabı 1-2 lira civarına almış olmamdı.
Güzel bir kitap ama fikriye ile alakalı çok bir anlatım olduğunu düşünmüyorum, fikriye hakkında daha çok bilgi edinmek isterdim. Sanırım başka bir kitap arayışına gireceğim.
Yahu şu dünya nasıl karışık bir şey.Bir yanda geride bıraktıkların,bir yanda yaşadıkların.İnsan geride bıraktıkların karşı mı yoksa yaşadıklarına karşı mı zayıf düşüyor?