Türk Milleti
Yüksek dağlardan kaynağını alan ve 4.000 km boyunca akan bir ırmak düşünelim.
Bu ırmağa sağdan soldan katılımlar da olmuştur. Ama ırmağın adı değişmemiştir; Türk’tür.
Ahmet Taşağıl
Sayfa 15 - Kronik Kitap
Kür Şad
Kür Şad, bir romandaki kahramanın adıdır. Gerçekte ise adı Jieşı-şuay yahut Chie-shih-shuai olarak geçer. 639 yılındaki o olay doğrudur yani. Tarihi bir gerçektir. O isyan, prensin saraydan çıkmaması, sarayı basma, havanın yağışlı olması, Vey ırmağın taşması ve öldürülmeleri… Doğrudur yani. Kahramanlıktır.
Sadece, ismi Kürşad değildir. Roman tabii farklı. Nitekim Nihal Atsız romanı yazarken Kül Tegin’den Kür ismini üretmiş. Bilge Kağan’ın ilk unvanıysa Şad. İkisini birleştirmiş.
Sayfa 29 - Kronik Kitap
Nizamülmülk, Ömer Hayyam ve Hasan Sabbah’ın aynı dönemde, aynı hocadan ders almış oldukları iddiası gerçeğe aykırı görünmektedir. Amin Maalouf o çok meşhur, Semerkant adlı romanında yer vermişti bu hadiseye. Kurguyu güçlendirmek için yapmış olsa gerek bunu. Başarmış da… Ama birbirlerini tanıyor olmaları muhtemel tabii…
Sayfa 61 - Kronik Kitap
Biz bu ülkede bir etno-genetik değişim gerçekleştirdik. Burası ıssız bir Afrika parçası
değildi. Önemli bir bölgeydi, geldiğimizde burada sadece Helenler falan da yoktu. Geldik ve vatan tutup, bu coğrafyaya oturduk. İyi de yaptık. Kimseye hesap verecek de değiliz.
Prof. Dr. İlber Ortaylı
Sayfa 83 - Kronik Kitap
Ben üç tane şehri ayrı bir seviyorum; birincisi Roma, ikincisi İstanbul, üçüncüsü İsfahan. Roma ve İsfahan çok iyi korunmuş durumdalar; ama aynı şeyi İstanbul için söylemek mümkün değil.
Benim anladığıma göre Roma ve İsfahan’da barbar istilaları sona ermiş ama İstanbul’da halen devam ediyor.
Prof. Dr. İlber Ortaylı
Sayfa 99 - Kronik Kitap
Osmanlılar yerli halka iyi davrandılar ve istimalet politikası uyguladılar.
Osmanlı Devleti aslında bir ‘Balkan Devleti’ olarak ortaya çıktı. Balkanlarda
düzen sağlandıktan çok sonra Anadolu’da birlik sağlandı.
Sayfa 160 - Kronik Kitap
O, ‘gâvur atalarımız’ doğru bir laf değil. Çünkü onlar gâvur değil. Devşirilen çocuklar
Müslüman Türk haline geliyorlardı.
....
Müslümanlardan devşirme alınmazdı. Ancak bunun tek istisnası vardı; Boşnaklar.
Bosna’da topluca İslam’a geçen aileler böyle bir söz almışlardı.
Sayfa 164 - Kronik Kitap
Atatürk hem baba hem de anne tarafından Türk’tür. Eldeki bütün belgeler ve bilgiler bu konuda hiçbir tereddüde yer bırakmayacak kadar açıktır. Hem ailesinde
hem de kendisinde derin bir Türklük bilinci vardır.
Sayfa 220 - Kronik Kitap
Atatürk dinle, İslam’la kavgalı bir insan değildir. O, dini, İslam’ı siyasi, ticari ve şahsi menfaatleri için kullanan insanlarla kavga etmiştir. Ve hayatı boyunca Müslüman Türk milletinin, İslam’ı, Kur’an ve hadis gibi asli kaynaklarından doğru bir şekilde anlayabilmesi için gayret göstermiştir.
Dr. Ali Güler
Sayfa 247 - Kronik Kitap
Cumhuriyet
Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti, Türklüğün yeniden var olma, esareti kırma ve tarihe karşı dik durma mücadelesinin sembolüdür.
Sayfa 217 - Kronik Kitap
Türk adının ilk hecelendiği zamandan beri Türkler, Orta Asya'dan başlayarak doğaya, iklime, sert coğrafyaya ve bol düşmana karşı varlıklarını korumuş, sürdürmüş ve bugüne gelmiştir. Türklerin günümüze ulaşan tarih yolu, gerçek anlamda bir destandır.
Sayfa 13Kitabı okudu
Şu anki verilere göre en eski yurdumuz Hakasya'dır.
Sayfa 16Kitabı okudu
Yüksek dağlardan kaynağını alan ve 4000 km boyunca akan bir ırmak düşünelim.Bu ırmağa sağdan soldan katılımlar da olmuştur.Ama ırmağın adı değişmemiştir;Türk'tür.(Ahmet Taşağıl)
Sayfa 15Kitabı okudu
Doğrusu biz Türkler tarih yapan ama tarih yazamayan bir milletiz çünkü tarih yazımı çok ayrı bir sanattır.(İlber Ortaylı)
Sayfa 76Kitabı okudu
Osmanlı Devleti, Türklerin imparatorluğuydu. Günümüzdeyse Türkiye Cumhuriyeti'yiz ve bu da yine Türklerin cumhuriyetidir. Millet aynı, biz sadece rejimi değiştirdik.
Sayfa 90 - KronikKitabı okudu