sahip olduğumuz bir çok şeyi kaybederiz bu hayatda ailemizi, sevdiklerimizi çok hüzünlendirir insanın sevdiklerini kaybetmesi-tek bir teselli kalır yanlarında-hepimiz bir gün öleceğiz diye - bu ayakta tutar bizi sevdiğimiz kişileri kaybettikçe ölümü biraz daha anlarız ona bir adım daha yaklaşırız. kaybetmeyi öğrenen birisi nasıl hisseder, nasıl devam eder hayatına - olgunlaştırır mı kaybetmek yoksa dalgınlaştırır mı yada hissizleştirir. ilk kaybettiğim şeyi hatırlıyorum bir bozuk para - hiç üzülmemiştim ozamanlar benim için pek bi deperi yoktu hayatıöda son skralarda bi yerlerdeydi. sonra anladım onunla bir sürü gagalar alabileceğimi, beni mıtlu edeceğini - sizce insan çıkarsız bir şekilde karşısında kim olırsa olsun sevebilir mi...
hangimiz empati kuruyoruz, kursakta ne kadar yardımcı oluyoruz. hep öğretirlerdi bize empati kurun karşınızdakini anlamaya çalışın bunu bize öğretenler nekadar anlıyorlardı bizleri anlamak demişken insanlar bizi ne kadar iyi anlıyorlar-bence sadece anlamakla kalıyorlar sadece bir söz-anladıklarımız hiçbirzaman eyleme geçmiyor geçirmeye üşeniyoruz- hiçkimse karşısımdakinin hayatına, düşüncelerine, hatalarına saygı duymuyor. aslında biz zorlaştırıyoruz yaşamı hiçkimse bu dünyaya sadece hissetmek için geldiğinin farkında değil- imsanların düşğncelerinin içine girip eleştirebiliyoruz ama kendimize dışardıdan bakamıyoruz-yanlışa alıştığımız için doğrusu bize zor geliyo....
henüz ilk kitabını okudum eğer dosteyevski ye ilgi duyuyosanız onu bi mebze anlamaya çalışıyosanız eminim sizin için yararlı olacaktır çünkü dosteyevski bu son kitabında öleceğini biliyormuş gibi alel acele bir çırpı içimde tüm düşümcelerini anlatmaya çalışmış bem kitaptaki tüm karakterlerde dosdoyevskiyi gördüm düşüncelerinin çarpıştığını...