Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kürtlerin hürriyeti, tabiattan doğan bir çeliktir.
Sayfa 110 - Avesta yayınevi
Bulunduğumuz kasaba civarında bir köy vardı. Arasıra atlarla bu köye gezmeğe giderdik. Köyde 102 yaşında bir Kürt tanımıştık. Köye her gidişimizde birkaç saat ihtiyar dostumuzun yanında geçirirdik. Bir aralık 15 gün kadar köye gitmemiştik. Dostumuzu adeta göreceğimiz gelmişti. Atlarımıza bindik ve köyün yolunu tuttuk. Köye vardığımızda doğruca
Sayfa 98 - 99 Avesta yayınevi
Reklam
Ordu, Ağrı ihtilalini bastırmıştı. Fakat kanunun da bu ihtilali cezalandırması lazım gelmez miydi? Efkâr-ı umumiye [kamuoyu] hainlerin cezalandırıldığını görmeli idi. Fakat mücrimler [suçlular] ortada yoktu. Harp esnasında ne rüesadan [yetkililerden] ne de efrattan [askerlerden] hiç kimse ele geçmemişti. Mamafi Kürt bulmak o kadar müşkül [zor] bir
Sayfa 93 - 94 Avesta yayınevi
Diyarbakırlı Ziya!
Yalnız Türklüğün en büyük peygamberi olan Ziya Gökalp Bey'in Kürtçe hakkında cidden şayan-ı dikkat [dikkate değer] olan bir hükmünü burada zikredeceğim.(...) 1926 senesinde merhum Ziya Bey'in Giresun gazetesinde bir eseri tefrika ediliyordu. Ziya Gökalp bu eserin bir noktasında Kürtçeyi diğer Şark lisanlarıyla mukayese ederken diyor ki: "Kürtçe, Arapça da dâhil olmak üzere, Şarkın en zengin lisanıdır."
Sayfa 82 - Avesta yayınevi önsöz Mesut keskin
"Lisan bir milletin aslını gösteren en büyük bir vesikadır [belgedir]."
Sayfa 82 - Avesta yayınevi önsöz Mesut keskin
ilmi hakikatleri yalanlamaya cesaret edebilecek yegâne kuvvet cehalettir.
Sayfa 46 - Avesta yayınevi önsöz Mesut keskin
Reklam
Ezberleyene kadar okuyun
1925 ihtilali patladı. Şeyh Said merhumun askerleri Harput'u işgal, Diyarbekir'i muhasara ettiler [kuşattılar]. Genç cumhuriyetiniz tehlikeli, saralı ölüm dakikaları geçirdi. Yine namaz kılmak icab etti. İtiraf edelim ki üşenmediniz. Taksir etmediniz [vazgeçmediniz). Şeyh Cennet mekânı, İngiliz parası ve Ermeni akidesiyle hareket eden
Sayfa 42 - Avesta yayınevi
Ez mem im , tu zîn î Ez kurê mîrê mexribiyan im Tu keça mîr zangîn î Ez xwedanê 1.500 xortên kurdan im Tu xwedîya 40 cariyên qember zêrîn, Bi xelxalên zîvîn î.
Sayfa 13 - Avesta yayınlarıKitabı okuyor
were dotmam
Welat! Welat! Kanî xweşî? Qewî îrû tu nexweş î Kanî ew ken, kanî geşî? Çiman holê wek dilreş î? Çiman wisa tu bêmad î? B'kurê xwe re xeber nadî? Kul û kûvan ji her alî Lewra welat wer dinalî Destên tirko li te ketin Bi xwîna te sor bûn repin Mîr û mela dar ve kirin Xort û xurtan ji te birin... Were Dotmam Celadet Alî Bedirxan
Hür ruhun haya sahibi hayat çemberinde zuhur eden mekansallık, tarihin de gösterdiği biçimde tahribatlara uğrasa bile hiçbir tek ırk keyfiyetine boyun eğmedi. Kürtlerin kendi kendilerini vücutsal ara sferin sıfır noktasında buldukları ve gördükleri merhalede, Kürt kültürüne yönelik sömürgeci-benzeştirici "suret icatları" da tarihin yüz kızartıcı alet edevat takımları ve diktatör oyuncakları arasında yerini alacaktır.
Sayfa 12 - Avesta yayınevi önsöz Mesut keskin
Reklam
O halde Celadet'in erken sönen yaşamı değil, ama utanma, huşu ve tevazuyla bezenmiş ömrü hayatı, Kürt münevverinin silüetidir, her Kürtçe yazıya bir gölge gibi eşlik eder. Celadet, dört sömürge sınırında gezinen şu düşünür ve filozof hayaleti ya da masa başında yazanın tepesinden bakan varlık mütefekkiri asla değildir, ne var ki Kürtçe yazanın tenine Yabancı'nın mührünü basmıştır, Kürtçenin vücudu olarak.
Sayfa 10 - Avesta yayınevi önsöz Mesut keskin
168 syf.
9/10 puan verdi
" Ji aliyê du kesayetên ku di dîroka siyasî û çandî ya kurdî ya sedsala 20. de roleke pir girîng lîstine Celadet û Kamîran Bedirxan ve pirtûkê hê bêtir balkêş dike. " dermanê çivîk e ku ji bo berjewendiya hinek Tirkiyeyê hatiye çêkirin. Lê çivîka ku di devê vê birînê de asê maye ji agir e. Ev agir wê birînê bixwin û Tirkiya bihesibîne ku zindî ye û xeteriya mirinê heye.
Edirne Sukutunun İç Yüzü
Edirne Sukutunun İç YüzüCeladet Alî Bedirxan · Avesta Basın Yayın · 20092 okunma
1925 ihtilali patladı. Şeyh Said merhumun askerleri Harput'u işgal, Diyarbekir'i muhasara ettiler [kuşattılar]. Genç cumhuriyetiniz tehlikeli, saralı ölüm dakikaları geçirdi. Yine namaz kılmak İcab etti. İtiraf edelim ki üşenmediniz. Taksir etmediniz [vazgeçmediniz]. Şeyh Cennet mekanı, İngiliz parası ve Ermeni akidesiyle hareket eden Müslüman düşmanı, bir mürted [sapkın] halinde gösterdiniz ve biçare Kürtleri iğfal ettiniz [aldattınız] . Kürtleri, Kürtlere kırdırtmak suretiyle ve mühim fedakarlıklar pahasına hadisenin önüne geçtiniz. Salonlarından doğrudan doğruya darağaçlarına gidilen İstiklal Mahkemelerini Kürt mefkure-i milliyesine [Kürt milli ideallerine], Kürt istiklalcilerine açtınız. Bilmem bil iltizam mı [bile bile mi], yoksa bir tesadüf eseri midir? Diyarbekir İstiklal Mahkemesi heyetini bir sinema salonunda içtima ettirdiniz [topladınız] ve "Kürt Meselesi" nin bu kanlı filmini sureti mahsusada [özel olarak] gönderilmiş aktörlerinize çevirttiniz. Hadisede hiç müdhali [yeri ve rolü] olmac yan birçok kimseleri yalnız Kürt oldukları için kanlı filminize kurban ettiniz. Mazlumiyeti cezalandırdınız. Mamafı şunu da itiraf eylemeliyim ki milletlerine hıyanetle size hizmet eden "Kardeşim, .. Ağa"ların birçoğunu da sinema salonundan darağaçlarına göndermek suretiyle bizler hesabına icrayı adalet ettiniz. Bu hareketinizi Kürtlüğe hizmet şeklinde kayd eylemekliğime müsade buyurunuz.
Zat-ı fahimaneleri ise Diyarbekir'de bir Kürt muhitinde bulunuyordunuz. Arkadaşlarınıza muhalif ve netice-i harpte [harbin sonunda] Türkiye'nin parçalanacağına mü'tekid olanların [inananların] belki birincisi idiniz. Kürtlere hoş görünmek istediniz ve ilk defa olmak üzere, muahharen [sonradan] Elaziz'de idam ettirdiğiniz Dersim Mebusu Hayri Bey'in kumandasında, karargahınıza merbut [bağlı] bir Kürt taburu teşkil eylediniz. Efrad ve zabıtanı kamilen Kürt olan bu taburun kıyafeti de temamen Kürt kıyafeti idi. Bu tabur efradı [fertleri] şal, şepik ve kolos giyiyor, Kürt hançeri takıyorlardı. Kumandanlar değilse de emirler aralamnda Kürtçe olarak söyleniyordu. Bu, Osmanlı ordusunda Kürtlere ilk defa yapılmış bir cemile idi. Bu tarihi hakikati da muhtasaran [kısaca] zikreyledikten sonra, yine mevzuya rücu ediyorum [geri dönüyorum]. Evet, eslafınız Ermenileri taktil ve Kürtleri tehcir ve taktil ile [öldürerek] mahvedemediklerini nazar-ı itibare (ciddiye] almadınız. Maziden ibret alarak Kürtlerin milli haklarını itiraf ve Kürt vicdan-ı millisini [milli vicdanını] tatmin edecek makul ve hakimane tedbirlerle Türkiye dahilinde kalmış olan yegane ve kıymettar unsuru kazanmak yollarını araştırmadınız. Hakikati görmek istemediniz. İradenizin kuvvetiyle başa çıkarmak [başarmak] istediğiniz işin tatbik-i kabiliyetini [uygulanabilirliğini] mukayese ederken yaptığınız hesapta yanıldınız. Evet, zannettiniz ki deniz içilmekle biter. Eslafınızın [seleflerinizin] planını daha büyük bir şiddet, bir ünf ve sürat ile tatbike koyuldunuz.
Cemal Paşa Arabistan viys ruvası olmuştu. Onun Suriye'de Arap imparatorluğu ilan edeceği ve siyah kalpağını atıp başına bir murassa [şaşaalı] bir tac giyeceği şayiaları [söylentileri] deveran ediyordu [dönüyordu].
1.380 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.