Beni öncelikle ismiyle kendine çeken bir kitaptı. Daha sonra hiçbir inceleme okumadan arka kapak yazısını okudum, ön fikir edinmek mahiyetinde. Sonra dedim ki ben bunu okumalıyım.
Eser oldukça hacimli ve bir çırpıda okunabilecek içerikte değil.
Okumaya başladığınızda her ne kadar farklı bir ülkeden bir yazar yazmış olsa da şiddetin ağır patolojik
Ölmeden önce yaşamamız gereken tek bir hayatımızı olduğunu aslında hepimiz biliyoruz. Lakin bu öyle bir durum ki, bunu çoğu zaman unutuyoruz ya da hayat gailesi içerisinde aklımızdan çıkıyor belki de kim bilir. İnsan gerçekten çok garip ve tahmin edilemeyen bir sosyal varlık.
Cem Mumcu'nun bu söyleşi tarzındaki kitabında farklı bir şeyler
Ülkemizde bir erkeğin bir başka erkeğe, bir arkadaşına "Beni çok incittin" dediğinizi duysanız şaşırırsınız. İncinme duygusu bizde daha zayıfa, kadına atfedilir. İncinme duygunu ifade edemediğinde öfkeyle ifade etmeye başlarsın, çünkü bu sana güçlü hissettirir. Öfkeli olmayı güç zannederiz. Aslında "Bununla baş edemiyorum, bu bana çok iyi gelmiyor, bu beni çok incitiyor" demek daha büyük güç ister, fakat narsistik bir yere dokunur o çoğu insanda.
Psikiyatrist Cem Mumcu "Ölmeden Önce Mümkünse Yaşamanız Gereken 1 Hayat" kitabında "Depresif bir bireyi iyi olmaya zorlamak kadar ona zarar verecek hiçbir şey yoktur." diyor.
Bilsem ki sen değilsin, unuturdum. Bilsem ki sensin, bütün hatırlamaları bırakırdım ayağının ucuna. Kendimi bırakır sen olurdum. O yüzden daha şimdiden, sen gelmeden senin düşlerini görmeye başladım.
Kaygan bir zemine çevirmeliyim zihnimin yatağını. Anladığım şeyleri anlaşılmaz sözlerle mırıldandım. Ben anladım tabii. Sonra amuda kalkıp tersini denedim. Anlamadığım şeyleri düşünüp onlara anlamlı isimler verdim. İçimi bir mağara duvarına çevirdim. Kendimi avladığım resimler yaptım içime. Ben kanıyorum ama kuşkular devam ediyor. Kanımın içinde kıpırdayan solucanlar soru işaretlerine dönüşüyor.
Korkması bile yasak olan çocuklar diye bir şey var değil mi? Halbuki ne çok korktuk birbirimizi kaybetmekten. Ağız tadıyla korkmak ne güzeldi değil mi?