Cemal ile Gülce'nin aşkının hikayesi; bu hikayeyi, ailenin geçmişini, aile sırlarını, Cemal Bey'in ölümü ile günlüğünü bulan en sevdiği kızı Emel ile birlikte öğreniyoruz. Roman hem ailenin bugün yaşadıklarını, hem de günlük sayesinde geçmişi anlatıyor. Cemal ile Gülce'nin aşk hikayelerini öğrenirken, Emel ile Kerim'in sevgilerine tanık oluyoruz. Sade, günlük dille yazılmış, rahatlıkla okunuyor. Keyifle de okununca da bir günde bitti.
Bir bölümde Emel kardeşlerine: " Ondan hepiniz kaçtınız. Sandınız ki giderseniz daha özgür olacaksınız." diye sitayişte bulunuyor. Aileden, akrabalardan, anılardan, yaşananlardan kaçılabilir mi? Mesafeler ve zaman aradaki bağı yok edebilir mi? Bence hayır edemez. Kişi ne kadar uzağa gitse de, ne kadar zaman geçse de "kendinden", ailesinden, geçmişinden, yaşadıklarından kaçamaz.
Hırs ölçülü olunca güzel, ama her şeyde olduğu gibi fazlası zarar. Hırsın fazlası dengeyi bozuyor. Bir dönem Cemal Beyin yaptığı gibi insan hırsına kapılınca kazandıklarının yanında kaybettikleri de oluyor, hayatı kaçırıyor.
Anadol üretiminden ve fabrikanın kuruluşundan bahseden bölüm benim için özeldi. Çünkü çocukluğumun bir bölümü Otosan ( Acıbadem) fabrikada geçti. İkinci babam (eniştem) Otosan'da satın alma müdürü idi, evde işe yakın olsun diye Acıbadem'de idi. Kendisi de ölene kadar Anadol arabasını severek kullandı.
Bu güzel kitabı keyifle okuyacaksınız.
Türkler'in esas besinlerini, tahıldan ziyade et-süt teşkil ederdi. Içilen kımız ise, ferahlık vermesi bakımından önemli idi. Litre başına 450 kalori sağlayan kımız, eski Türkler'de vitamin eksikliği diye bir hususun soz konusu edilmemesini sağlamıştır.
Madem ki insansın... Madem ki duyuyor, düşünüyor ve seziyorsun ? Büyük gerçeği bulmak için gönlünü ve idrakini yoracaksın!..
Duyduklarını ve bulduklarını söyleyeceksin!...
Sen söylemezsen, ruhunun vasıl olduğu sırları, şiirlere, sazlara ve "sema"lara söyleteceksin!
Bütün bunlarla dahi söylenemeyecek ölçüde büyük sırlara erdiğin zaman ise...
Işte o zaman susacaksın!
Türk tarihine yeni merak salmış okuyucular icin dili ağır bir kitap olduğunu söylemeliyim. Yani bir Türk Kültür ve Medeneyeti 101 kitabi değil. Gerek kaynakçanın, gerekse yazarların üslubundan dolayı bunu soyleme ihtiyacı hissettim.
Türk Kültür ve Medeniyetini olabildiğince geniş bir yelpazeden aktarmaya çalışmışlar. 800 sayfa içerisinde bunu yapmaya çalışınca da konulari toparlamak zorlaşıyor. Okurken sık sık not alarak bunun üstesinden gelmeye çalıştım .
Türk Kültür ve Medeneyeti 101 kitabı değil dedim ama, her bir konunun ayri bir derinligi olduğunu düşünürsek rehber bir kitap olarak da sınıflandırabiliriz.
Zira Türk, Kültür ve Medeniyet tanımlarını öğrenir öğrenmez, yolculuğunuz Türk efsane ve destanlarına, oradan ; Islam ve Türk Kulturune , Türkler de bilime , sanata, müziğe kadar uzanacak.
Hızlıca geçtiğim bu başlıklar altında büyük Türk Büyükleri ile kısa kısa vakitler geçireceksiniz.
Ancak şu var ki; ilginizi çeken konu ve isimler için detay barındıran farklı kaynaklara başka başka kapılar açmanız gerekecek.
Keyifli Okumalar
Bazı kimseler, felsefe ile uğraşanların çoğunun “alem” in büyüklüğünü farketmeyerek, hâlâ “Allah”ın varlığını tartışmaları gibi, bazı şeylere karşı bazan “aptalca” bazan da “kötü maksatlı” meraklar duyarak, “devlete ait” sırları öğrenmeye, bazan da mensubu oldukları devlet veya cemiyetleri küçük düşürmek için, bu gibi mahremiyetleri “deşifre” etmeye çalışırlar..
Bu gibi olayların birinde, bir tarihteki “Peşmerge” akınına yol bulabilmekten başka bir görüntüsü olmayan bir talepte, Güneydoğu’daki mayınlı arazinin mayınlarının sökülerek, köylüye tarla (!) diye dağıtılmasını isteyecek kadar, belki de satan (!) parlamenterlere bile rastlandığını, siyasi tarihimizin kaydettiği de bir gerçektir.
Ey Türk beyleri, milletim, işitin! Yukarda Gök çökmedikçe, aşağıda yer delinmedikçe, Türk ulus'u, senin İlini kim alabilir? Töreni kim bozabilir? Ey Türk ulus'u, titre ve kendine dön!
Çinlilerin verdikleri hediyelerle, Çin güzellerine kapılanlar, Türk milletinin içerisine nifak sokarak onu böldüler. Ey Türk milleti yine bu hediyelerle, tatlı sözlere kanacak olursan, yok olacaksın.
Yenildiğin veya esir düştüğün zaman neden yenildiğini, niçin esir düştüğünü bilmeli ve unutmamalısın. Bir daha bu duruma düşmemen, bunu bilmene bağlıdır.
Artık sizlerin Başbuğ'u benim. Dünya Türk' ün bayrağı altında toplanacak. Benimle dost olanlara yüreğimde yerim var, olmayanlarla er meydanında karşılaşacağız.
Çok mağrur olan Çin imparatorları, ülkelerinin Türkler tarafından istila edilmesini, kendilerini fazilet yolundan ayrılmalarına karşı ebedi ruhun cezası olarak göstermişlerdir.
Türk lerin tarih sahnesine çıktığı günden yakın tarihe kadar Türk milletinin kurduğu tüm Devlet ve beylikleri anlatan bu anlatım esnasında Türk isminın tarihi kaynaklarını tüm detaylarıyla anlatan aklınıza bir şey geldiğinde başvurabileceğiniz bir el kitabı bir ansiklopedi tadında mükemmel bir eser.
Savaşta muhariplerin kaderi ölümdür. Biz ölsek de, kahramanlığımızın şöhreti kalacak, çocuklarımız ve torunlarımız diğer kavimlerin efendisi olacaklardır.