Fakat sonuçta düşüncelerin de, ne kadar herhangi bir özden yoksunmuş gibi görünürlerse görünsünler, bir destek noktasına ihtiyaçları vardır, aksi takdirde dönmeye ve anlamsız bir biçimde kendi etraflarında çember çizmeye başlarlar;
Güneş her gün yakıyordu. Zaman’ı yakıyordu. Dünya hızla çember ciziyor ve kendi ekseni etrafında dönüyordu, zaman da Montag’dan yardım almadan seneleri ve insanları yakıyordu zaten .
"Ama alışkanlıktan olsa gerek, uzaklaşamadık fazla evlerimizden. Geçemedik iki yıl önce çizilmiş sının... Belki çocukça yapılmış bir savaştı. Ama çevremize çizilmiş daire, içimizde de beynimizi sıkmaya başlamıştı. Daralmıyordu çember. İçinde yaşadığımız Faşistan'ın sınırları daralmıyordu. Ama her sabah uyandığımızda, Kerem'in yazdığı bir yazıyı arıyordu gözlerimiz. Bizi daha da kıstırdıklarını anlatan. Daha da yakınlaştıklannı söyleyen, komşu evin duvarında bir Komünistan yazısı bekliyorduk. Ama gelmedi... Sadece biz öyle hissettik... İnsanların ileride bizi nasıl terk edeceklerine, yalnızlığa mahkûm edeceklerine dair bir işaretti bu. Biz anlayamamıştık o zamanlar ama kurulmuş olan tuzak buydu. Ölene kadar toplumdan sürülmüş olarak yaşamak. Ölene kadar Faşistan'da yaşamaya zorlanmak !"