Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Muhammed’in Vücud sarayı kâbesinde zatıyla, sıfatlarıyla, fiilleriyle, güzel esmalarıyla mevcud olan tek yaratıcı Allah’tır. Allah’tan başka mal sahibi, mülk sahibi kimse yoktur ve hiçbir yaratıkta yoktur. Kendinden gayrılarda. Muhammed Mustafa’nın vücudu enfüsünde ve afakında Allah’tan başkası yoksa bu cümlenin hakikat cihetine bakmamız iyi ve sağlam düşünmemiz lazım. Buradan seyrettiğimizde Muhammed’in esma-i aynasından tecelli eden Cenab-ı Zülcelal vel ikram Muhammed’de hiçbir varlık bırakmamış. Muhammed HU’ya gark olmuş. İkiden bir yok olmayınca biri görünmez. Ancak birin ikincisi kaybolunca TEK kendini gösterir. Yok, olmayınca BİR kendini göstermez. Çünkü seni yaratan var gibi gösterendir. Birin varlığıdır. Sen ikincisin. Yani birin gölgesisin. Gölge çekilince sırf yaratan kalır. Gölgenin de ortada olmasıyla gölge varım der. Gölge görüntüsü bağlı bulunduğu varlığa bağlı. Esas onun zuhuruna sebep bağlı bulunduğu varlıktır. Kendinden türemiş gibi görünse bile onun vücudu yoktur. İşte bizde aynı o gölge gibiyiz. Fakat gölge görüntüsü itibariyle kendinin var olduğunu zanneder. O hâlde kul olmaya taliptir. Talip olan sonradan yaratılmış gölge olan kul, yaratıcısına hizmet etmesi gerekir. Hizmet; sahibine iyi bir görünüm sağlaması için onun emir ve nehiylerini tam yerine getirmesidir. Kulluğunun icabı kendisinin Hakka alet olmayı kabul edip, hayâlden geçip gerçeğe soyunması gerekir. İşte o zaman cenab-ı Allah kutsi ayetinde ben o kulumun işleyen eli, yürüyen ayağı, görüşü ve işitişi olurum buyuruyor.
“Eğer aklın varsa kanaate alış ve rızaya çalış. Tahammül etmezsen, ‘Ya Sabur’ de, ve sabır iste, hakkına razı ol, teşekkî etme. Kimden kime şekvâ ettiğini bil, sus. Her halde şekva etmek istersen, nefsini Cenâb-ı Hakk’a şekva et; çünkü kusur ondadır.”
Reklam
ŞİRK KOŞMAMAK: Allah’tan başka yaratıkların ilahlığını emirlerini dinlememektir. Allah’a eş, ortak koşmamak, Allah’a her an tövbe etmektir. Cenab-ı Allah’ın hakikatinin dışında benlik ve benden geçmektir. Lokman suresi 13’ de geçer, şirk kişinin kendi cahilliği ile buluşmasıdır. Lütfi filiz şöyle söyler; Kulda benlik bir şirktir ki felaket Fırsat varken benliği gel Hakka ver Hakka teslim olan buldu saadet. İşte bu manevi kapılar iç içedir. Kapıların açılması Allah’ın elindedir. Kullardan hiçbiri bu kapıları yalnız başına açmaya muktedir değildir. Kapı Muhammed ve Ali kapısıdır. Kapının kapıcısından el almalıdır. Şirk en büyük beladır. Şayet kul, kendi isteğiyle benlikleri terketmeyi istemiyorsa, yaşadığı zamanın önemini ve ömrünün bir yel gibi geçip gittiğini devam ettiği kötü amellerin getireceği vehametini düşünmeden yaşamına devam ederse sonuçtaki suç kendine ait olur.
kul olmak..
İnsan olmaktan yegâne gayemiz; Hakk’a kul olmak ve Hakk’ı bilmek olmalıdır. Unutmayalım ki bizler başıboş, müstağni varlıklar değiliz. Cenâb-ı Hakk, bizleri kendi muradı için halk etmiştir. Bu manada bizim yaşantımızın da Rabbimizin muradı üzere olması gerekir. Zaten insan olmanın, kul olmanın esası da budur
Sayfa 165 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Hz.Bilal(r.a)
Hazret-i Bilal'in, bütün bu dayanılmaz eziyetlere, bu çekilmez işkencelere karşı tek dayanak noktası, o haşmetli ve azametli imanıydı.İman, evet, kâinatı kabza-i tasarrufunda tutan Cenâb-ı Hakka îman, Onun sonsuz kudretine i'timad, insan için sarsılmaz, yıkılmaz bir istinad noktasıdır.O, bu kahramanca tavrıyla âdeta, "İman hem nurdur, hem kuvvettir.Hakiki îmânı elde eden adam kâinata meydan okuyabilir" hakikatını bütün dünyaya ilan ediyordu.
Sayfa 211 - Yeni Asya Neşriyatı/1993 basımKitabı okudu
Cenab-ı Allah siz neredeyseniz ben sizinle beraberim buyurdu. Burada birçokluk ifadesi var. Bu ehline malumdur. Cenab-ı Allah söylenenlerin cümlesine camidir. Çünkü Allah dediğimiz latif olan varlık, cümle yaratıklarda münezzeh ve münezzeh olmayan durumuyla hâkimdir. Ferdiyetiyle şöyledir; secde konusunda olsun diğer fiillerinde olsun. Secde etki
Reklam
Muhammed’in Vücud sarayı kâbesinde zatıyla, sıfatlarıyla, fiilleriyle, güzel esmalarıyla mevcud olan tek yaratıcı Allah’tır. Allah’tan başka mal sahibi, mülk sahibi kimse yoktur ve hiçbir yaratıkta yoktur. Kendinden gayrılarda. Muhammed Mustafa’nın vücudu enfüsünde ve afakında Allah’tan başkası yoksa bu cümlenin hakikat cihetine bakmamız iyi ve sağlam düşünmemiz lazım. Buradan seyrettiğimizde Muhammed’in esma-i aynasından tecelli eden Cenab-ı Zülcelal vel ikram Muhammed’de hiçbir varlık bırakmamış. Muhammed HU’ya gark olmuş. İkiden bir yok olmayınca biri görünmez. Ancak birin ikincisi kaybolunca TEK kendini gösterir. Yok, olmayınca BİR kendini göstermez. Çünkü seni yaratan var gibi gösterendir. Birin varlığıdır. Sen ikincisin. Yani birin gölgesisin. Gölge çekilince sırf yaratan kalır. Gölgenin de ortada olmasıyla gölge varım der. Gölge görüntüsü bağlı bulunduğu varlığa bağlı. Esas onun zuhuruna sebep bağlı bulunduğu varlıktır. Kendinden türemiş gibi görünse bile onun vücudu yoktur. İşte bizde aynı o gölge gibiyiz. Fakat gölge görüntüsü itibariyle kendinin var olduğunu zanneder. O hâlde kul olmaya taliptir. Talip olan sonradan yaratılmış gölge olan kul, yaratıcısına hizmet etmesi gerekir. Hizmet; sahibine iyi bir görünüm sağlaması için onun emir ve nehiylerini tam yerine getirmesidir. Kulluğunun icabı kendisinin Hakka alet olmayı kabul edip, hayâlden geçip gerçeğe soyunması gerekir. İşte o zaman cenab-ı Allah kutsi ayetinde ben o kulumun işleyen eli, yürüyen ayağı, görüşü ve işitişi olurum buyuruyor. Pir Seyyid Mustafa Altun
Hz Nuh AS Hayatı Ve Kıssasını Bırakıyorum Okuyun ..
🌹🤲🤲🌹🤲🤲🌹🤲🤲🌹🌹 Hz. Nuh (as.) kimdir? Hz. Nuh’un (a.s.) özellikleri nelerdir? Hz. Nuh’un (a.s.) eşi kimdir, Müslüman oldu mu? Hz. Nuh’a (a.s.) oğlu niçin iman etmedi? Hz. Nuh’un (as.) adı Kur’an’da geçiyor mu? Hz. Nuh’a (a.s.) neden ikinci Adem denir? İnsanlığın ikinci atası kimdir? Hz. Nuh (a.s.) kaç yıl yaşadı? Hz. Nuh (a.s.) kaç yıl tebliğ etti?
Muhammed’in Vücud sarayı kâbesinde zatıyla, sıfatlarıyla, fiilleriyle, güzel esmalarıyla mevcud olan tek yaratıcı Allah’tır. Allah’tan başka mal sahibi, mülk sahibi kimse yoktur ve hiçbir yaratıkta yoktur. Kendinden gayrılarda. Muhammed Mustafa’nın vücudu enfüsünde ve afakında Allah’tan başkası yoksa bu cümlenin hakikat cihetine bakmamız iyi ve sağlam düşünmemiz lazım. Buradan seyrettiğimizde Muhammed’in esma-i aynasından tecelli eden Cenab-ı Zülcelal vel ikram Muhammed’de hiçbir varlık bırakmamış. Muhammed HU’ya gark olmuş. İkiden bir yok olmayınca biri görünmez. Ancak birin ikincisi kaybolunca TEK kendini gösterir. Yok, olmayınca BİR kendini göstermez. Çünkü seni yaratan var gibi gösterendir. Birin varlığıdır. Sen ikincisin. Yani birin gölgesisin. Gölge çekilince sırf yaratan kalır. Gölgenin de ortada olmasıyla gölge varım der. Gölge görüntüsü bağlı bulunduğu varlığa bağlı. Esas onun zuhuruna sebep bağlı bulunduğu varlıktır. Kendinden türemiş gibi görünse bile onun vücudu yoktur. İşte bizde aynı o gölge gibiyiz. Fakat gölge görüntüsü itibariyle kendinin var olduğunu zanneder. O hâlde kul olmaya taliptir. Talip olan sonradan yaratılmış gölge olan kul, yaratıcısına hizmet etmesi gerekir. Hizmet; sahibine iyi bir görünüm sağlaması için onun emir ve nehiylerini tam yerine getirmesidir. Kulluğunun icabı kendisinin Hakka alet olmayı kabul edip, hayâlden geçip gerçeğe soyunması gerekir. İşte o zaman cenab-ı Allah kutsi ayetinde ben o kulumun işleyen eli, yürüyen ayağı, görüşü ve işitişi olurum buyuruyor.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.