Ben çok illeri çağ görmüş bir kimse değilim Ve herhangi birinize sözlerden seçip nasihatler vermek haddim değil. Bu savaş coğrafyasında yarı gülmek bile bazen beni incitiyor Ve fazla yemek bazen beni utandırıyor Önüme iki çeşit yemek geldiğinde yada çok fazla akan bir su bulduğum da Aklıma ya kerbela gelir, yada herhangi bir yokluk için de
Kız Çocuğu
K. Köyü’nde sıradan bir yaz günüydü. Burada günler birbirine o kadar çok benzerdi ki haftanın veya ayın hangi günü olduğunu kimse bilmezdi. Ortadan akan bir derenin ikiye ayırdığı köy, sağlı sollu iki tepeye kurulmuştu ve bu haliyle adeta ortadan ayrılmış kalın bir kitaba benzerdi. Derenin suyu yazın kuruyacak kadar azalır, ilkbaharda ise birkaç
Reklam
Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
Edebi fikir sitesi
15 Maddede Cemil Meriç 1. “Kimim ben? Hayatını, Türk irfanına adayan, münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi” ifadesiyle sürekli kendini arayan Hüseyin Cemil Meriç’in babası tarafından Kur’an-ı Kerim’e düşülen doğum tarihi 12 Kanunievvel 1332 yani 12 Aralık 1916. Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde dünyaya gelmiştir. Babası Mahmut Niyazi Bey, annesi
Cemal Süreya'nın gözünden Ahmed Arif:
Ahmed Arif'in şiiri bir bakıma Nâzım Hikmet çizgisinde, daha doğrusu Nâzım Hikmet'in de bulunduğu çizgide gelişmiştir. Ama iki şair arasında büyük ayrılıklar var. Nazım Hikmet, şehirlerin şairidir. Ovadan seslenir insanlara, büyük düzlüklerden. Ovada akan "büyük ve bereketli bir ırmak" gibidir, uygardır. Ahmed Arif ise dağları söylüyor. Uyrukluk tanımayan, yaşsız dağları "âsi" dağları. Uzun ve tek bir ağıt gibidir onun şiiri. "Daha deniz görmemiş" çocuklara adanmıştır. Cesareti söylüyor Ahmed Arif. Yiğitliği. Bir pınar gibi, bir yeraltı suyu gibi, bir tipi gibi. Dostuna yarasını gösterir gibi. Yücelerde yıllanmış katar katar karın içinde yürüyor yalınayak ve ayakları yanarak. - Papirüs, Ocak 1969
Yağmurlu bir Kasım günü, Cebimde ıslanmış bir mektup, Zar zor toparlamışım kendimi, Sol yanım alev, alev, Seni bekliyorum okul bahçesinde, İçimde deli bir cesaretle, Hayatım boyunca unutamayacağım O ses yankılanıyor uzaklardan ve gittikçe yaklaşıyor, Merdivenlerde bir koşuşturmaca, Acı siren sesleriyle bir ambulans geliyor okulun
Reklam
221 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.