Ana, eğer bir çiçek olsaydın seni kökünle beraber alır, ruhum hiç yalnızlık çekmesin diye çalışma masamdaki o kocaman yerli işi vazoya koyardım.
Bir seferinde neredeyse bütün bir ay boyunca sanki bulutların üstünde gezmişti, sırf o meydanın ortasında hiç tanımadığı biri ona çiçek verdi diye.
Reklam
Burada soluyorsun saydam çiçek. Bir masal kahramanının bu duvarların ötesine götürmesini bekliyorsun seni.
İhtimal, belki.
Kırıldım mı, kızdım mı anlamadım insanın kalbi kara kış bazen. Çerçevesini bozduğu hiçbir fotoğrafa benzemiyor tekrar. Nerede o taşrasını bırakıp kaçan küçük kara çocuk. Bir ipliğin üzerine dizilmiş kilometrelerce, her küstüğünde şehri terk etme isteği. Vardır hepimizin bir yolculuğu telaşlanınca gözlerimizin bile titrediği. Tarlanın ortasındaki o yalnız, bir gün tarla da yalnız kalacak. Benim koptuğum, bağımınsa hiç kopmadığı bu coğrafyada ruhuma yapılan her çiçek açışı bir tekmeyi getiriyor aklıma. Kış hani bu kadar uzun sürmeyecekti? Deneme. Bir iki. İhtimal, belki. Çerçeveyi düzgün kurduğun zaman erkekler de güzel ağlıyor, hele de yedikleri basit gollerde.
elbette bazen çiçek açıp bazen solacağım
Reklam
Gelmeyen Bahar
Gel kardeşim, gel beri Hey kurt hey kuş hey börtü böcek Ah gidenler gelir mi geri Açar mı bugün dört bahardır kanayan çiçek Demek Daha bizim yaşımızda İnsanlar ölecek.
Sayfa 45 - evrensel basım yayın
“Çiçek olsan yakamdan eksik etmezdim seni..”
Cahit Zarifoğlu
Cahit Zarifoğlu
Burada kadınların yaptığı her şey kabahat sayılıyor; içeri giremez, dışarı çıkamaz, arkadaşının koluna giremez, eğlenceli bir kitap okuyamaz. Fakat bu saygısızlık; resmen doğanın kanunlarına karşı gelmek! Niçin bir çiçek Sevr işi bir vazoda duruyor diye havadan ve gün ışığından mahrum bırakılsın ki?
Dışarıya çiçek bahçesisin, içeride çiçeklerden mezarlık yapmışsın kendine. Dışarıya umut veriyorsun, içeride umutları toprağa veriyorsun. Dışarıya gülümseyip mutluluk saçıyorsun, içeride ağlayıp toprağı suluyorsun. Ölüsün ama yaşıyorsun, bu hissin tarifi yok.
Reklam
Türkçülük büyük bir ülküdür. Bütün ülkeler gibi büyük bir inanç gücüne dayanmakta ve bir toplum davranışı olduğu için de bütün toplum davranışları gibi sosyal kanunların etkisi altında bulunmaktadır. Bu Ülkü, büyük Türk milletinin şuurunda ve şuur altında yüzyıllardır yaşamakta olan büyüklük düşüncesinin bir görünüşü, Türk soyundaki özelliklerin
Köy okulu
Bugün sivil bir şekilde okula gittiğimde öğrencilerin beni daha samimi karşıladığını farkettim . Öncesine kadar tanıdıklarını sevdiklerini bilmiyordum. Adımı bilmiyorlar ama asker abi diyorlar 😅. Hayatımda ilk defa çiçek aldım😇. Hemde bir kız çocuğu tarafından😊. Bu mutluluk kâfidir. Öğretmenler aldıkları sevgi için çok şanslı olabiliyorlar.
Etrafta çiçek olmasını isteyip, var olan çiçekleri öldürüp, yerine yapay çiçek koyan tek canlının insanoğlu olduğunu sanıyordum.
Sayfa 28
Uykulu gözlerle, döndüm rüyamdan Sana sarı laleler aldım, çiçek pazarından Sen olmasan buralara, gelemezdım ben Sevemezdım bu şehri, anlamazdım dilinden Nasıl bir sevdaysa bu karşı koyamam Dayanamam kıskanırım seni paylaşamam Satırlar uçar gider aklımdan Sana sarı laleler aldım, çiçek pazarından
256 syf.
·
Puan vermedi
Hollanda'nın laleleri ne meşhurdur bilirsiniz. ⚘Bu yüzden hikayenin burada geçmesi çok doğal. Fakat Hollanda halkının çiçeklere ve özellikle lalere tutku derecesinde bağlı olduklarını hatta saygıda kusur etmediklerini bilmiyordum. Doğaya olan saygıları doğrusu takdir edilesi. Johan de Witt ve kardeşi Cornelis'in önce mahkum ve sonrasında idam edilişi ile başlıyor hikaye. Bir başbakanın idamı haliyle ülkede bazı krizlere neden oluyor. Fakat Cornelis idam edilmeden önce içinde siyasi yazışma bulunan bir zarfı, vaftiz oğlu Baerle'ye bırakmıştır. Sırf bu sebepten dolayı müebbet hapse mahkum edilen Baerle aslında genç bir doktor olmasının yanında ünlü bir lale üreticisidir. Bu sırada ise Çiçek Üreticileri Derneği ilk siyah laleyi üreten kişiye ödül vereceğini söyler. Baerle zaten bunun için çalışırken hapishaneye düştüğü için çok üzülür. Fakat gardiyanın kızı Rosa ile tanışır ve aralarındaki aşk her geçen gün daha da ilerler. Peki yaralanırken yanına siyah lalenin tohumlarını da alan Baerle bu hayaline kavuşacak mı? Kendisini ihbar eden ve "kıskanç" olarak anlatılan komşusu siyah lalenin formülüne ulaşacak mı? Ve tabi ki Rosa ve Baerle kavuşacak mı? Kitabın ilk sayfaları biraz karmaşık. Fakat sonrasında elimden bırakamadım desem abartmış olmam. Şahane bir hikaye ve muhteşem bir üslup. Çok severek okudum bu kitabı. Hatta uzun zamandır Hasan Ali Yücel klasiklerinden bu kadar keyif alarak bir okuma yapmamıştım. Yürekten tavsiyedir. Keyifli okumalar dilerim...
Siyah Lale
Siyah LaleAlexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202113,6bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.