Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kelimelerin ruhu vardır.
Kelimeler, sadece harflerin bir araya gelmesiyle oluşan anlamın dışında bir şeydir. "Çiçek" sadece çiçek değildir mesela. Ya da "mektup". Yalnızca bir zarfın içindeki kağıt mıdır, mektup? "Fotoğraf" denilince niye içiniz titrer o zaman? Çünkü o yalnızca bir fotoğraf değildir de ondan.
Ha çiçek, ha kitap… İki temiz, asil ve derin unsuru yan yana getirmiş olmaktan mutlu.
Reklam
“Omletten bir ısırık daha aldım ama ağzımdaki lokma bir türlü bitmedi, büyüdükçe büyüdü sanki.”
Sayfa 211 - Martı YayınlarıKitabı okuyor
“Ah Çiçek...” diye mırıldandı. “Çocukken seninle rastlaşsaydık, saklambaç oynarken senin yerine hep ben ebe olurdum."
Sayfa 211 - Martı YayınlarıKitabı okuyor
İçime işleyen acıyı size değil bir suya bırakmayı öğrendim dal olmaktan vazgeçeli çok oldu bu yüzden ne bir ağacım var bana beden ne de çiçek açacak benden.
Sayfa 117Kitabı okudu
“Eğer istersen sonsuza kadar burada kalabilirsin," dedi. "Eğer istersen sonsuza kadar sana o makarnadan yapabilirim. Eğer gitmek istersen, nereye gidersen git, gelip sana yine o makarnadan yapabilirim. Ama iste, sadece iste."
Sayfa 189 - Martı YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"Bir şeyleri sevmek istemiyorum," diye itiraf ettim. "Bir daha kimse bana o makarnadan yapmayacak. Bir daha o takıları takmayacağım. Buraya alışamam ya da sevemem çünkü sonsuza kadar burada kalmayacağım. Sen hep istediğin şeylere sahip olmuşsun, hiç istediğin ama ulaşamadığın bir şey olmamış, hiç sevdiğin şeyler elinden alınmamış, bunu nasıl anlayacaksın ki?"
Sayfa 189 - Martı YayınlarıKitabı okuyor
“Beni ise suyun içine itmişlerdi öğreneyim diye, seçeneğim yoktu. Ya boğulacaktım ya da yüzecektim. Hayatlarımız arasındaki uçurum buydu. İşte, bu yüzden anlaşamayız biz seninle.”
Sayfa 151 - Martı YayınlarıKitabı okuyor
"Çocukluğumun büyük hayal kırıklığıydı mimoza. Karşıma koyar, saatler boyunca soluşunu seyrederdim. Yüreğim ezilirdi çaresizligimden. Bu çiçeğe hem tapar, hem de nefret ederdim. Tüm kısa süreli güzel şeylerin sembolüydü bu çiçek benim için. Şimdi sorsan, tek kelimeyle hayatımın sembolüdür derim."
Sayfa 42 - Aras Yayıncılık
Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç.. Başka şehirleri özleyelim orada seninle. Bu evler, bu sokaklar, bu meydanlar İkimize yetmez
Reklam
Benim en sevdiğim söz senden duyduğum ben'dir
Sayfa 302
Narkissos’un kendi güzelliğini her gün bir gölün sularında seyretmeye giden bu yakışıklı delikanlının efsanesini biliyordu Simyacı. Bu delikanlı kendi görüntüsüne öylesine vurgunmuş ki, günün birinde göle düşüp boğulmuş. Onun göle düşüp boğulduğu yerde de bir çiçek açmış, bu çiçeğe nergis adı verilmiş. Ama kendi yazdığı öyküyü böyle bitirmiyordu Oscar Wilde. Tatlı su gölünün kıyısına gelen orman tanrıçaları Oreas’ların onu bir acı gözyaşı kavanozuna dönüşmüş olarak bulduklarını yazıyordu Oscar Wilde. – Neden ağlıyorsun? diye sormuş Oreas’lar. – Narkissos için ağlıyorum, diye yanıtlamış göl. – Ne var bunda şaşılacak, demiş bunun üzerine orman tanrıçaları. Bizler ormanlarda boşu boşuna onun peşinde dolaşır dururduk, ama onun güzelliğini yalnızca sen görebilirdin yakından. – Narkissos yakışıklı bir genç miydi? diye sormuş göl. – Bunu senden daha iyi kim bilebilir ki? diye karşılık verdi iyice şaşıran Oreas’lar. Her gün senin kıyılarına gelp sularına bakıyordu! Göl bir süre sessiz kalmış. Sonra şöyle konuşmuş: – Narkissos için ağlıyorum, ama onun yakışıklı olduğunu hiç fark etmemiştim ben. Narkissos için ağlıyorum, çünkü sularıma eğildiği zaman, gözlerinin derinliklerinde kendi güzelliğimin yansımasını görebiliyordum. -İşte çok güzel bir hikaye, dedi simyacı.
“Bunu sana kimse söylememiş olabilir, fakat depresyon artık senin aydınlanmanın, çiçek açmanın habercisidir. Bir çiçek tohumunu düşün; tohumun filizlenmesi, çiçek vermesi için nasıl ki artık son derece patlamaya hazır duruma gelmesi gerekiyorsa insan da depresyondayken çiçek vermeye hazır demektir.”
Sayfa 13 - Destek yayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.