𝐻𝑎𝑘𝑖𝑚 𝑦𝑎𝑠̧𝑙ı 𝑐̧𝑖𝑓𝑡𝑒 𝑠𝑜𝑟𝑚𝑢𝑠̧: “Bunca yıldan sonra niçin ayrılmak istiyorsunuz?” Yaşlı kadın cevaplamış : “Hakim Bey, bir ay öncesine kadar aklımda böyle bir şey yoktu. Eşim bana bir mine çiçeği hediye getirdi, bende çiçekleri çok severim. Çiçek çok sulanması gereken bir çiçekmiş ve kocam düzenli aralıklarla sulanmadığında çiçeğin öleceğini söyledi. Ben kemik rahatsızlıkları olan bir insanım. Geceleri uykumdan kalkıp çiçeği sulamam gerektiği halde, bir gün fark ettim ki kocam bir kez olsun benim ağrıma rağmen gece kalkıp da çiçeği sulamadı. Bunun üzerine bende, bu kadar düşüncesiz bir insanla yaşamamam gerektiğine karar verdim.” Hakim kadına hak vermiş, ama adettendir diye birde adama sormuş : “Senin söyleyecek bir şeyin var mı?” Yaşlı adam cevaplamış : k” Eşimin anlattığı her şey doğru, tek bir şey dışında. Mine çiçeği çok sulandığında ölür. Karımın kemik rahatsızlığı var ve iyileşmesi için düzenli egzersiz yapması gerekir; ama eşim bunu yapmadığı için bende bu yalanı buldum. “Çiçeği ölmesin” diye her gece kalkmak zorunda kaldı. O her uyandığında, bende uyanık olurdum, işini bitirip uyuduğunda gidip çiçeğin suyunu boşaltır, peçetelerle toprağını kuruturdum. Sonra da yatağa gelip bana bu güzel hayatı bahşeden, canımdan çok sevdiğim eşimi doyasıya seyrederdim.” Hakim yaşlı çifti boşamamış 🌺
Hakim yaşlı çifte sormuş: Bunca yıldan sonra niçin ayrılmak istiyorsunuz? Yaşlı kadın cevaplamış: Hakim Bey bir ay öncesine kadar aklımda böyle bişey yoktu. Eşim bana bir mine çiçeği getirdi, ben de çiçekleri çok severim. Çiçek çok sulanması gereken bir çiçekmiş ve kocam düzenli aralıklarla sulanmadığında çiçeğin öleceğini söyledi. Ben kemik rahatsızlıkları olan bir insanım. Geceleri uykumdan kalkıp çiçeği sulamam gerektiği halde, bir gün farkettim ki kocam bir kez olsun benim ağrıma rağmen gece kalkıp da çiçeği sulamadı. Bunu üzerine ben de bu kadar düşüncesiz bir insanla yaşamama gerektiğine karar verdim. Hakim kadına hak vermiş ama adettendir diye adama sormuş: Senin söyleyecek bir şeyin var mı? Yaşlı adam cevaplamış: Eşimin anlattığı herşey doğru, tek bir şey dışında. Mine çiçeği çok sulandığında ölür. Karımın kemik rahatsızlığı var ve İyileşmesi için düzenli egzersiz yapması gerekir, ama eşim bunu yapmadığı için ben de bu yalanı buldum. Çiçeği ölmesin diye her gece kalkmak zorunda kaldım. O her uyandığında ben de uyanık olurdum, işini bitirip uyuduğunda gidip çiçeğin suyunu boşaltır, peçetelerle toprağını kuruturdum. Sonra da yatağa gelip, bana hayatı bahşeden, canımdan çok sevdiğim eşimi doyasıya seyrederdim.. Hakim çifti boşamamış.
Reklam
MAVİCE
Kanatları yere nazır açıldı birden Mavice bir düş yansıması yüzü Manevralar icat etti gözlerinin hizasında Önünde hayâlden üretilmiş kaçış kapısı Ve fırlayıverdi bulduğu küçük bir boşluktan dışarı Boşluk büyüdü peşinde adım adım Mavice bir kuş kanadı vardı üzerinde Rüzgârlardan aşırma bir güç bezendi Uçtuuu, uçtuuu Başının sarı güneşi
Gülümse | Nurullah Genç
Gözyaşlarına gülümse Çünkü onlar İçinden parçalar indirirler yeryüzüne Dudaklarına gülümse Kelâmın kirlendiği vakitlerde Sessizliğin durağı Erdemin kapısıdır onlar
Hakim yaşlı çifte sormuş : “Bunca yıldan sonra niçin ayrılmak istiyorsunuz?” Yaşlı kadın cevaplamış : “Hakim Bey, bir an öncesine kadar aklımda böyle bir şey yoktu. Eşim bana bir mine çiçeği hediye getirdi, bende çiçekleri çok severim. Çiçek çok sulanması gereken bir çiçekmiş ve kocam düzenli aralıklarla sulanmadığında çiçeğin öleceğini söyledi. Ben kemik rahatsızlıkları olan bir insanım. Geceleri uykumdan kalkıp çiçeği sulamam gerektiği halde, bir gün fark ettim ki kocam bir kez olsun benim ağrıma rağmen gece kalkıp da çiçeği sulamadı. Bunun üzerine bende, bu kadar düşüncesiz bir insanla yaşamamam gerektiğine karar verdim.” Hakim kadına hak vermiş, ama adettendir diye birde adama sormuş : “Senin söyleyecek bir şeyin var mı?” Yaşlı adam cevaplamış :” Eşimin anlattığı her şey doğru, tek bir şey dışında. Mine çiçeği çok sulandığında ölür. Karımın kemik rahatsızlığı var ve iyileşmesi için düzenli egzersiz yapması gerekir; ama eşim bunu yapmadığı için bende bu yalanı buldum. “Çiçeği ölmesin” diye her gece kalkmak zorunda kaldı. O her uyandığında, bende uyanık olurdum, işini bitirip uyuduğunda gidip çiçeğin suyunu boşaltır, peçetelerle toprağını kuruturdum. Sonra da yatağa gelip bana bu güzel hayatı bahşeden, canımdan çok sevdiğim eşimi doyasıya seyrederdim.”
1.000 öğeden 621 ile 630 arasındakiler gösteriliyor.