Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
-Görmeyen, duymayan, konuşamayan insanların bir profesör sayesinde yaşama tutunma hikayesi..
Yeni bir yayın evi yeni bir yazar ve ilk kitabı bütün ilklerin yaşandığı güzel bir farkındalık kitabı yorumu ile geldim.
Bu kitabı okurken çoğu kez kendi düşüncelerime yaşadığım zor hayatıma daldım. Engelli olmanın elbette zorlukları var ama Allah üstün edecek duruma getirmesin asla.
Hüsrev küçük yaşta sonradan engelli olmuş ve o olaydan sonra kendini bu hayatta yük olarak gören biri. Hiç bir işe yaramayan bir et yığını olarak düşünmektedir artık kendini.
Hayatında onun için değerli olan tek kişi annesidir. Onun da bu durumunda üzüldüğünü anlaması onu daha çok üzmekte yaşamak istememektedir. Taa ki mahalleye gelen profesörün onu "Kitaplaşan İnsanlar Okulu'na" götürene dek. Profesörün ona verdiği dersler ve anlattığı yol gösterici hikayeler sonucunda kendini daha iyi hissetmeye başladı Hüsrev.
İnsan kendi gibi olan insanların yanında daha mutlu ve özgüvenli olur her zaman. Konuşmadan, görmeyen,duymayan insanların yaşadığı bu okulda Hüsrev'in yüreğine bir güneş doğdu.
Özgüveni yerine gelen Hüsrev bedeni ile değil yüreği ile yaşamayı öğrendi.
Siz de Hüsrev ile bu zorlu yaşamda hissettiği duygulara ortak olmak isterseniz mutlaka bu kitabı okuyun.
Bizim gibi hayatın zorlukları ile mücadele eden insanların penceresinden bakarak bize bu güzel eseri sunan yazarımıza çok teşekkür ederim. Yüreğinize sağlık.
Mutlaka okunmali
️Sevgili Cihan Buğdaycı'nın kaleminden,harika bir kitap.Bir kasaba ve kasabada yaşayan insanların çaresizliği, yoksulluğu bu anlatıyor.
Atilla adında liderleriyle yeniden İnanmak, çalışmak, umut etmek, dua etmek inançlarına yeniden sahip olup,yeniden hayata sımsıkı bağlanmaya çalışırlar .Fakat insanoglunun karşılaşacağı zorluklar bitmez. Başka şekilde zorluklar devam eder.
.
.
Mutlaka herkesin okuyup ders alması gereken bir kitap.
Seçilmiş Huzursuzluk
Yıllar önceydi. Uzak ve bilinmeyen kasabanın her karış toprağında bereket vardı. İnsanlar açlık nedir bilmezdi. İlgilendikleri tek şey; onları mutlu edecek şeyler yapmaktı. Zihinlerini yormadan yaşamak, mutluluk veren yemekler yemek ve bu yaşamda ruhlarının ısdırap çekmemesi için sürekli içmek. Toprak bu insanlara hizmet etmekten
Yaşadığım şehirde bir üniversite öğrencisi olan genç yazar kardeşimizin ilk kitabı.
Kitap görme engelli bir genç olan Hüsrevin ailesinin yanından ayrılarak kendisi gibi engelli çocuklara eğitim veren bir proje okula yerleştirilmesini, ve orada yaşanılanları hikaye etmiş.
Hüsrev gibi engelli birçok gence umut olan onları tekrar hayata bağlaya, yaşama sevinci veren, meslek edindiren bu kurumun başında kendini bu çocuklara vakfetmiş bir profesör bulunuyor.
Özellikle kitaptaki tasvirlerin yoğunluğu ve güzelliği dikkate değer.
Yazar kardeşimizin romanında da geçen "Kitaplaşan İnsanlar" adlı bir projesi olduğu hatta bu konuda farklı şehirlere gidip seminerler verdiğini kendisinden dinleyip mutlu oldum.
Bu kardeşimiz gibi çevresine faydalı olmak için fırsat kollayan, kabuğunu kırmaya çalışan bu memleket için dertlenen gençlerimizin sayılarının artması temennisiyle...
Okuduğumda inanılmaz etkilenmiştim. Özellikle profesörün kurduğu engelliler okulunda yetişen öğrencilerin öğretmen olup, kendileri gibi engelli kişilere öğretmenlik yapmaları çok hoşuma gitmişti. Öte yandan duyamadığı halde çok güzel keman çalan Mihrimah ve ona olan sevgisini anlatabilmek için göremediği halde normal yazı yazmayı öğrenen Hüsrev beni çok etkilemişti. Eğer okumayı düşünüyor ve erteliyorsanız veya bir bahane arıyorsanız hemen okumalısınız. Pişman olmayacağınıza eminim.
.
Zamanın birinde insanlar yaşamına devam ederlerken bir anda tabiata dair her şeyin zamanla tükendiği, kıtlık ve kuraklık sorununa dönüştüğü görülür. Böyle bir durumla daha önce hiç karşılaşmamış olan zamane insanları büyük bir endişe duyarlar. Bu durum onları derin düşüncelere sevk eder. Neden biz bu hale geldik diye kendilerini sorgulamaya