Şey var bir de, bugün güne seni unutmuş bir şekilde uyandım. Kuş gibi hafiflemiş hissettim uzun bir zamandan sonra ilk defa. Hafif bir tebessüm, ardından bir iç çekiş yaşadım. Banyoya girdim, aynanın karşısına geçip sakallarımı sıvazladım. Sakallarımı sevişin aklıma bile gelmedi. Kestim sakallarımı. Hala unutmuş gibiyim bu arada seni. Öyle ya çok sevdiğin sakallarımı kestim bir çırpıda. Sonra soluk kahve gözlerim odakladı kendini bir noktaya. Kitli kaldı bir süre. Unuttum ettim diyorum ya seni; Bazı anlar yanımda olsaydın keşke diyorum, sonra tüm gerçekliğiyle tokat gibi çarpıyor yüzüme seni unuttuğum yalanı. Gerçi bu ilk kandırışım değil kendimi… Bak işte, ellerim yüzüme gitti benden bağımsız. Biraz buğulandı gözlerim, kirpiklerim ıslanmıştı sanki. Deliriyor muydum, bilmem. Ben sakallarımı kesmiştim. Bak yine çarptı tokat gibi yüzüme varlığının her bir milimi. Seni unutmak, yeni bir Müslüm Gürses parçası kadar imkansız şimdi.
~Cihan