İlk olarak üstadımızı tekrar saygıyla anarak onun bu güzel eseri hakkında naçizane düşüncelerimi söylemekten mutluluk duyarım. Üstadın yıllarca hapislerde çektiği acıyı bir nebze olsun tatmak için ve zulmün karşısında hangi esaret gücünün gölgesine sığınacağımızı öğrenmek için her bir dava yurttaşıma önerebileceğim eserlerin başında gelmektedir. Gözyaşını kaybeden, gözlerine biber doldursa yeridir.
Herkesin kahkahadan hoplayacağı, zıplayacağı sözde saadet şartları içinde, beni bulutlar dolusu gözyaşı nasibine kavuştur Allah’ım!
Ağlayabilmek için ille de yılanlı kuyuya düşmek mi lazım? Asıl dünyanın en korkunç bir yılanlı kuyu olduğunu anlamak yetmez mi?
Cinnet MustatiliNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20161,481 okunma
yazarın cezaevi psikolojisini anlatan bir kitap. mustatil dikdörtgen demek zaten, cezaevinin ve şartlarının böyle farklı anlatılabileceği bir kitap olacağınını düşünmüyorum
Cinnet MustatiliNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20161,481 okunma
Zor, çok zor bir gün... Ama Allah, verdiği her zorluğu misillerce fazla kolaylıkla takip ettirecektir. Öyleyse kumbara gibi biriktiriyorum. Dayanmalıyım. Sarfedenler! İflas edeceksiniz. Biriktirenler! Kaazanacaksınız!
Ey irşad yolunun isteklisi!... Allah, senin insanlara güvenmemen için, eziyeti sana onların elinden veriyor. Hatta seni kendisinden başka hiçbir şey oyalamasin diye, seni bütün masivadan iz'aç ediyor. Muradı budur.
Büyük bir velîye, ondan alarak velîler halkasını mukaddes noktaya iliştiren son veya ilk düğüm Ebubekir hazretlerine atfedilen bir dua vardır:
- Allahım; sen kâmil kudretsin.. Ne dilersen yaparsın. Benim vücûdumu büyüt, o kadar büyüt ki, cehennemini yalnız ben doldurayım.. Başka hiçbir kuluna orada yer kalmasın..
İslâmiyette merhamet yok diyenlerin ve merhametin bu kadar ulvîsini, aynı zamanda bu kadar gizlisini görmeyenlerin yüzüne tükürmek istiyorum!
Tasavvuf büyükleri <<Yaş ağaçlar gibi haykıra haykıra, sızlana sızlana yanma; kuru ağaçlar gibi, sessiz ve şikayetsiz, çatırtısız ve patırtısız, yan!>> demişler...
Tefekkür - ki biricik hayat hazzım, vücud hikmetimdir- benim için ya başkalariyle halleşerek, yahut iradî fasılalarla kitaplarıma ve kağıtlarıma kapanarak meydana gelen bir iş..
Yalnızlık, yalnızlık... Şu dakikalarda sen, benim için, bir (pansuman), bir (konfor), bir (Âb-ı hayat) gibisin.
Fakat biraz sonra, ya zehirlerin zehri olmaya başlarsan? Sende öyle bir niyet sezer gibiyim.