Günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü...
Çok yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen,Vasconcelos'un çocukluğundan derin izler taşıyan Şeker Portakalı ,yaşamın beklenmedik değişimleri karşısında büyük sarsıntılar yaşayan küçük Zezé'nin başından geçenleri anlatıyor.
-
Çocukların yaraları çabuk kabuk bağlar.
-
Yıllar geçti,sevgili Manuel Valadares. Şimdi kırk sekiz yaşındayım ve zaman zaman, özlemimde, hep bir çocuk olduğum izlenimine kapılıyorum. Birden ortaya çıkıverecekmişsin, bana artist resimleri ve bilyeler getirecekmişsin gibi geliyor. Hayatın sevilecek yanlarını bana sen öğrettin, sevgili Portugam. Şimdi bilye ve artist resmi dağıtma sırası bende, çünkü sevgisiz hayatın hiçbir anlamı yok. Ara sıra sevgimle mutluyum, ara sıra da yanılıyorum; bu daha sık oluyor.
O çağlarda, bizim çağımızda yani, yıllar önce bir Budala Prens'in, mihrabın önünde diz çökmüş "Budala" nın, gözleri yaşlarla dolarak ikonlara şunu sorduğunu bilmiyordum:
"OLUP BİTENLERİ ÇOCUKLARA NİÇİN ANLATMALI?"
Gerçek, sevgili Portugam; bunları bana çok erken anlatmış olmalarıdır.
Hoşça kal!
-Ubatuba,1967
-
-
Öncelikle kitabı bir gün içerisinde soluksuz bitirmiş bulunmaktayım. Okurken içimin parçalandığı o kadar nokta oldu ki,çocukların okumaması ama ailelerin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Kitapta ben bunu yapmamalıyım dedirttirecek o kadar çok şey var ki Çok sevdim Şeker portakalını anlatamam Hep var ol.
Son olarak bence okunması gereken bir kitap diye düşünüyorum
Sevgiyle kalın...
-