Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
FREUD'UN PSİKANALİTİK RÜYA KURAMI Sigmund Freud, rüyalarımızın içeriğinin olmasını arzula­dığımiz şeylerle oluştuğuna ve rüyalarımızın bilinçaltın­dan gelen düşünce, dürtü ve arzularla ortaya çıkhğına ina­nıyordu. Dahası, Freud bilincin baskıladığı cinsel arzuların da rüyalarda ortaya çıktığını düşünüyordu. Freud, Rüyala­rın Yorumu adlı kitabında rüyaları iki bileşene ayırır: • Açık İçerik- Rüyalardaki gerçek düşünce, içerik ve gö­rüntüler. • Gizil içerik-Rüyada gizlenmiş psikolojik anlam. Rüya­lardaki gizli anlamları anlamak için Freud rüyalan beş bölümde inceler: • Yer değiştirme: Arzu edilen şeyin bir varlık ya da kişi tarafından temsil edilmesi. Yansıtma: Rüyayı görenin arzu ve isteklerinin rüyada başka bir kişiye yüklemesi. Sembolleştirme: Bastırılan dürtü ve arzuların rüyada metaforlar halinde ortaya çıkması. Yoğunlaşma: Deşifre edilmesi çok zor olacak şekilde bir düşünce ya da görüntüye pek çok bilgi yüklenmesi. İkincil revizyon: Birbiriyle uyumsuz elemanların bir araya gelerek anlamlı bir rüya oluşturduğu rüyaların son bölümü.
Aslında belki de epeyce etkin olmasına karşın, yetenekleri gizli, karanlıkta kalmış bir adamdır. Kaldı ki, zamanımızda insanlardan açıklık beklemek de tuhaftır ya... Yalnız, onun tuhaf, hatta garip bir adam oluşunun su götürür yanı yoktur. Ama tuhaflık ve gariplik, bir adamın özelliklerini bir araya toplayıp karmaşanın bütününden bir anlam çıkarmakta, insana yarardan çok zarar verir. Garip adamın çoğu zaman birtakım özellikleri ve apayrı halleri vardır, değil mi?
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Mizah, bizlere sunulmuş çok özel ve çok değerli bir hediye, bir görme biçimi. Mizah her yerde var ve bunu görme melekesi, bizlere, gülmekten veya güldürmekten de öte, çok daha üst bir amaçla bahşedilmiş olmalı: Her lütuf bir sebeple gelir, bir şeyin aracıdır; beraberinde bir sorumluluk getirir. Mizahın belki de gizli anlam ve amacı, sonucunda yol açacağı gülme eylemi yoluyla düşmanlıkların, kırgınlıkların birkaç saniyeliğine de olsa unutulduğu ortak bir sinerjik deneyimin yakınlaştırıcılığını, sıcaklığını tattırmak insanlara.
Sayfa 103 - ALFA, 1. Basım, Temmuz 2017Kitabı okudu
Aldığımız terbiyenin gizli polisle işbirliği halinde olması trajikomik bir gerçektir. Yalan söylemeyi beceremeyiz. Analarımızla babalarımızın her an kafamıza kakıp durdukları, “ doğruyu söyle!” buyruğu öyle bir kendiliğinden işler ki, bir soruşturma sırasında gizli polise bile yalan söylemekten utanırız. Onlarla tartışmak ya da hakaret etmek (ki bu hiçbir anlam taşımaz) yüzlerine baka baka yalan söylemekten (tek yapılacak şey budur) çok daha kolay gelir bize.
Sayfa 202Kitabı okudu
Yazardan:
Bence bu adamda bazı özellikler var ama bunu okurlara kanıtlayıp kanıtlayamayacağımdan pek emin değilim. Aslında belki de epeyce etkin olmasına karşın, yetenekleri gizli, karanlıkta kalmış bir adamdır. Kaldı ki zamanımızda insanlardan açıklık beklemekte tuhaftır ya… Yalnız, onun tuhaf hatta garip bir adam oluşunun su götürür yanı yoktur. Ama tuhaflık ve gariplik, bir adamın özelliklerini bir araya toplayıp karmaşanın bütününden bir anlam çıkarmakta, insana yarardan çok zarar verir. Garip adamın çoğu zaman bir takım özellikleri ve apayrı halleri vardır, değil mi?
Sayfa 2 - Türkiye İş Bankası kültür yayınlarıKitabı okuyor
Duyarlı olmak beni yaşlandırdı. Çok düşünmek beni yordu. Yaşamım, olaylarda hep gizli bir anlam arayan, gizemli benzetmelerin ateşiyle oynayan, açıklığa ve normal senteze ulaşmayı erteleyen metafizik bir heyecan oldu.
Sayfa 225 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Yani eş seçimimizi ve ilişkimizin içeriğini kişilik özelliklerimiz belirler. İlişkilerimizde olumlu ya da olumsuz yönlerimize en fazla benzerlik gösteren partnerleri buluruz. Örneğin geçmişimiz bize, fazla bağlanmadan yaşanan fiziksel yakınlaşmaların bizim için en doğrusu olduğunu öğrettiyse, tam bu kalıba uygun birilerini kendimize çekeriz.
51. Eyalet ve Gerçekler (uzun ama buna değer)
Jeffrey'ye bakıp yeniden oturmasını işaret etti. Kendisi de yerine geçti. Profesör, Amerika sizce de bir şekilde yolunu kaybetmedi mi? Atalarımızın dağlara taşlara kazıdığı idealler yozlaştırılmadı mı? Unutturulmadı mı? Değersizleştirilmedi mi?" Jeffrey başıyla onayladı. "Bu görüşte olanların sayısı her geçen gün
Önsöz
Elinizdeki kitap toplumsal Bilinçdışının süregiden mutasyonunu araştırıyor. Şu an bulunduğumuz noktadan, yani virüs salgını ve kapitalizmin felaketler doğuran çöküşünün damgasını vurduğu tarihsel eşikten gözlem yapıyorum. Bu eşikten bakınca, ufukta kaosu, tükenmişliği ve yokoluş eğilimini görebiliyoruz. Bu mutasyonun mükemmel bir özetini sunan
Sayfa 9 - Otonom Yayıncılık -1. Basım Şubat 2022, İstanbul - Kitabın Özgün Adı : The Third Unconscious - The Psycho-sphere in the Viral Age
Acı çekmenin anlamı bizim için açıklık kazandıktan sonra, görmezlikten gelerek ya da sahte yanılsamalar besleyip yapay iyimserliğe sığınarak, kamptaki işkenceleri önemsiz görmeyi ya da hafifletmeyi reddettik. Acı çekmek, sırtımızı dönmek istemediğimiz bir iş oldu. Acının, başarıya yönelik gizli fırsatlarını kavradık; bu fırsatlar, şair Rilke’nin şu dizeyi yazmasına neden olmuştu: “Wie viel İst aufzuleiden!” (Bitirilecek ne kadar çok acı var!) Başkalarının “bitirilecek işler”den söz etmesi gibi, Rilke de “acıların bitirilmesi”nden söz ediyor. Bizim için bitirilecek bolca acı vardı. Bu nedenle, zayıflık anlannı ve gizli gözyaşlarını minimum düzeyde tutmaya çalışarak, acının tamamını göğüslememiz gerekiyordu. Ama gözyaşlarından utanmamız gerekmiyordu, çünkü gözyaşlan, bir insanın, cesaretlerin en büyüğüne, acı çekme cesaretine sahip olduğuna tanıklık ediyordu. Ancak çok az kişi bunu kavrıyordu. Ödemden nasıl kurtulduğuna ilişkin soruma, “Göz yaşlarımla dışan akıttım,” diye itirafta bulanarak yanıt veren bir yoldaşım gibi, bazıları, ağladıklarını utana sıkıla itiraf ediyordu.
Sayfa 94
Reklam
Bir toplumda kadınların çıkarlarına verilen önemin şiddet oranıyla bir bağı daha var. Şiddet erkek sayısının çok olmasıyla değil, genç erkek sayısının çok almasıyla bağlantılı. Hiç değilse iki büyük çalışmada genç erkek oranı görece yüksek olan ülkelerde devletler arası savaş ve iç savaş olasılığının daha yüksek olabileceği sonucuna varılmış (6. bölüm). Genç yaşların yoğun olduğu geniş tabanlı bir nüfus piramidi, yalnızca genç erkeklerin kıyamet koparmaktan hoşlanmaları ve görece daha yaşlı ve daha ihtiyatlı erkeklerden sayıca daha fazla olmaları nedeniyle risk oluşturmuyor. Bu durumun tehlikeli olmasının bir nedeni de bu genç erkeklerin toplumda statü ve eş sahibi olamamaları. Gelişmekte olan ülkeler dünyasındaki cılız ekonomiler kolay kolay gençlere iş veremiyorlar ve erkeklerin çoğu işsizlerden ya da gizli işsizlerden oluşuyor. Ve toplumda resmi ya da fiili olarak belli bir oranda çokeşlilik varsa ve genç kadınlar daha yaşlı ve daha zengin erkekler tarafından gasp ediliyorsa, bu marjinalleşmiş genç insan fazlası genç erkek fazlasına dönüşecektir. Bu erkeklerin kaybedecek hiçbir şeyleri yoktur ve kendilerine milislerde, savaş ağalarının çetelerinde ve terörist hücrelerde iş bulup yaşamlarına anlam kazandırabilirler (6. bölüm).
Sayfa 755Kitabı okudu
Gücün 48 Yasası
Gücün 48 yasası 1-Sizin üstünüzde bulunanların kendilerini üstün hissetmelerini sağlayın. Onları memnun etme ve etkileme arzunuzla yeteneklerinizi göstermede çok fazla ileri gitmeyin, yoksa tam tersine neden olursunuz, yani korku ve güvensizlik uyandırırsınız. Ustanızın olduğundan daha parlak görünmesini sağlayın ve gücün doruklarına
Bildiğimiz konulara geldik
Bitirilecek ne çok acı var! Bizim için bitirilecek bolca acı vardı bu nedenle zayıflık anlamını ve gizli gözyaşlarını minimum düzeyde tutmaya çalışarak acının tamamını göğüslememiz gerekiyordu.
Acı çekmek, sırtımızı dönmek istemediğimiz bir iş oldu. Acının, başarıya yönelik gizli fırsatlarını kavradık; bu fırsatlar, şair Rilke’nin şu dizeyi yazmasına neden olmuştu: "Bitirilecek ne kadar çok acı var!"
Acı çekmek, sırtımızı dönmek istemediğimiz bir iş oldu. Acının, başarıya yönelik gizli fırsatlarını kavradık; bu fırsatlar, şair Rilke’nin şu dizeyi yazmasına neden olmuştu: “Wie viel ist aufzuleiden!” (Bitirilecek ne kadar çok acı var!)
643 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.