272 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 27 hours
12 MART SONRASI BİR TÜRKİYE MİNYATÜRÜ
“Tam karanlığı bilmeyenler, dünyayı aydınlatacak bir ışığın da ne olduğunu bilmezler, bunu aramazlar,” | Yenişehir ‘de Bir Öğle Vakti | Sevgi Soysal Selâmlar🩷 Bu kitap kusursuz bir mekan, kişi, dönem gözlemi içeren bir Ankara romanı. Yenişehir ise o dönemin Ankara’sında Ulus ve Kızılay arasını ifade eden bir mekansal ifade. Türkiye’nin buhranlı
Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
Yenişehir'de Bir Öğle VaktiSevgi Soysal · İletişim Yayınları · 20122,194 okunma
Artık, çöküşle ilgili kehanette bulunmak veya sevindirici ih­timalleri tasvir etmek meselesi değil bu. Amaç er ya da geç çöküş gerçekleştiğinde buna hazır olmaktır. Nasıl bir isyan ol­ması gerektiğinin şeması çıkarmak da değil mesele. Mesele bu başkaldırı halinin kesintiye uğramaması, yaygın bir kanı olduğu kadar gençliğin içinde uyanan ani bir dürtü olmayı sürdürme­sidir. Nasıl hareket etmesi gerektiğinin bilincinde olan biri için, bir şemanın yokluğu engel değil fırsattır. Direnişçiler için işin özü şudur: İnisiyatifi elde tutmak. Bu noktada yaratılması gereken, ateşi canlı tutar gibi canlı tutulması gereken belli bir bakış açısı, belli bir taktik heyecan kalıyor geriye; bir kez doğ­duktan sonra (şimdi bile) tayin ediciliğini -daimi bir belirlenim kaynağı olduğunu- gösteren bir bakış açısı bu. Daha dün de­mode ve grotesk görünen belli başlı sorular zaten tekrar gün­deme geliyor; bu sorular değerlendirilmeli ama yapılması gereken bu sorulara kesin yanıtlarını bulmak değil sorulmaya devam etmelerini sağlamaktır. Bu soruların tekrar tekrar sorul­masını sağlamak Yunan başkaldırısının en büyük erdemlerinden biridir: Genel bir ayaklanma durumu nasıl isyana dönüştürülür? Bir kere sokaklar ele geçirilip polisler kesin bir yenilgiye uğratıl­dıktan sonra ne yapılmalı? Parlamentolar hâlâ saldırılmaya değer yerler midir? Yerel ölçekte iktidarı devir menin pratik anlamı nedir? Nasıl karar vereceğiz? Nasıl geçineceğiz? Birbirimizi nasıl bulacağız?
Sayfa 120Kitabı okudu
Reklam
Onu en çok kaygılandıran, kendi mantığına duyduğu güvensizlikti: yavaş yavaş, önüne geçilmez bir çöküş içinde doğru düşünme yeteneğini yitirdiğinin bilincine varıyordu.
Bu yüzden, matbaanın keşfinden beri mimarinin yavaş yavaş kuruduğunu, köreldiğini, içinin boşaldığını görebilirsiniz. Suyun alçaldığı, özsuyun çekip gittiği, dönemlerin ve halkların düşüncesinin ondan uzaklaştığı kolayca hissedilebiliyor! Mimariden soğuma on beşinci yüzyılda belli belirsizdir, o dönemde henüz güçsüz olan matbaa kudretli mimariden en fazla bir yaşam kıvılcımı sızdırır. Ama on altıncı yüzyıldan itibaren hastalığı ilerleyen mimari toplumu yeterince ifade etmez; sefilce klasik sanat kılığına bürünür, Galyalı, Avrupalı, yerliyken, Yunanlıya ve Romalıya; gerçek ve çağdaşken sahte antiğe dönüşür. İşte Rönesans olarak anılan bu çöküş yine de muhteşemdir, çünkü eski gotik deha, Mainz'in o devasa baskı makinesinin ardında batmakta olan o güneş, son ışınlarını bir süre daha Latin kemerlerinden ve Korint sütunlarından oluşan o melez yığının üzerine göndermeye devam eder.
Erdoğanların bencil dünyalarını anlatması bakımından, kü­mes iyi bir simge değil mi? Kim ne derse desin; bunun adı, çöküş'tür. Düzenin, siyasetin ve insanın çöküşü'dür... (1 Nisan 2015)
309 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 6 days
Almanya'nın çöküş dönemidir. Hitler intihar etmeden yeni varisine çok önemli bir liste verip denizaltı ile Güney Amerika'ya gitmesi görevini verir. Çok önemli belgeler ve liste ile denizaltı Karayipler'de batar. Ancak başbakan listesi ile görevini kısmen yerine getirir. 1992 de ise denizaltıyı Baker bulur. Sonrasında ise bazı sırların açığa çıkmasını engellemek isteyen İngiliz parlamenter ile eski IRA askeri Dillon'ın da karışacağı macera dolu olaylar birbirini takip eder.
Fırtına Burnu
Fırtına BurnuJack Higgins · İnkılap Kitabevi · 199420 okunma
Reklam
200 syf.
·
Not rated
Amin Maalouf'un "Uygarlıkların Batışı" adlı eseri, insanlığın geçmişinden dersler çıkararak geleceğe dair umut ışığı yakmayı amaçlayan bir kitap. Tarihin tozlu raflarından özenle seçilmiş örnekler ile günümüzün karmaşık dünyasını aydınlatmaya çalışan Maalouf, uygarlıkların yükseliş ve çöküş döngüsünü ustaca analiz ettiğini göreceksiniz
Uygarlıkların Batışı
Uygarlıkların BatışıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20191,753 okunma
İş işten geçmeden...
"... İş işten geçmeden, demokrasi acilen dünya çapında tartışmaya açılmalı ve bu tartışma demokrasi ve demokrasinin çöküş nedenleri; yurttaşların siyasal ve toplumsal yaşamdaki rolü; devletler ile küresel ekonomik ve finansal güç arasındaki ilişkiler; demokrasiyi pekiştiren etkenler ve demokrasiyi yadsıyanlar; insan onuruna yaraşır bir yaşam ve mutlu olma hakkı; insanlığın ya da daha sade bir ifadeyle, onu oluşturan sıradan insanların teker teker ya da toplu olarak yaşadığı acılar ve beslediği umutlar üzerinde yoğunlaşmalı. KENDİNİ KANDIRAN KİŞİNİN İÇİNE DÜŞTÜĞÜ YANILGI KADAR BERBATI YOKTUR." (José Saramago)
Sayfa 28 - Kafekültür Yayıncılık, İstanbul, 2013Kitabı okuyor
Çöküş bir yandan da çıkış demekti.
Sayfa 282Kitabı okudu
Eskide kalmış, çok eskiyen, eski bir zaman.
O ışıltılı dünyanın ardına bambaşka bir yalnızlık, bir çöküş gizlenmek istenmişti. Bir yanlışı sonuna kadar yaşamaya o zamanda hiç kimse hazır değildi galiba. Bir hayalin henüz yıkılmadığı, parçalarına ayrılmadığı, bir umudun, tüm eksilmelere, zorunlu ayrılmalara karşın, yenilenebileceğine duyulan inancın yitirilmediği bir zamandı o zaman..
Reklam
2324. Her şeyi yaşayıp dayandığında, yüzlerce kez düştükten sonra tekrar ayağa kalktığında, sahte umut ve avuntulardan vazgeçerek, gerçeklerle dişini sıka sıka yüzleştiğinde, işte o anda anlıyorsun ki hayatın bütün anlamı kötülük ile mücadele etmekte. Bu mücadelede yapılabilecek çok az şey vardır fakat geriye kalan tek şey mücadele etmektir. Onun dışında mutlak bir çöküş ve sonsuz bir ölüm vardır.
Sayfa 59 - Hayata, insanlara ve özgürlüğe dairKitabı okuyor
88 syf.
·
Not rated
·
Read in 13 hours
Stefan Zweig
Stefan Zweig
i hassas ve duygusal bir yazar olarak görüyorum ben. Sahiden de kitapları, hikayeleri ve kahramanları bunu yansıtıyorlar. Ayrıca insan doğasını ( belirttiğim özelliğinin de sayesiyle ) iyi anlamış ve aktarmadaki rolü çok yüksek. Kitaba gelecek olursak, iki çocuğun meraklı yapıları ve merhametli yüreklerinin bakış açısından
Mürebbiye
MürebbiyeStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202126.4k okunma
Vazgeçme
Yere en yakın çöküş mesafen karanlıktan aydınlığa yükselişin başlayacağı yerdir
"Başarı denen şey nedir ki? Anlatılması zor gizli bir güç, basiret, bir şeye hazır olma... Salt var olmakla insanın çevresindeki hareketleri etkilemesi, onları baskı altında tutma bilinci... Sözünü geçirebileceğine inanma... Başarı ve mutluluk bizim içimizdedir, başka hiçbir yerde değil. Onu tutmasını bilmeliyiz, sıkı sıkı ve var gücümüzle. Burada, bende olduğu gibi, birşeyler gevşemeye, çözülmeye ve yıkılmaya başlayınca, çevremizdeki her şey hemen denetimimizden çıkar, bize başkaldırır bize karşı koyar ve bizim etkimizden çıkar... İşte o zaman her şey birbiri arkasına gelir, başarısızlık başarısızlığı izler ve sonunda bitersiniz. Son günlerde bir yerde okuduğum bir Türk atasözünü, 'Ev yapan ölür,' diyen atasözünü sıkça anımsadım. Bunun ille de ölüm olması gerekmez kuşkusuz. Ama bir geriye gidiş... bir çöküş... sonun başlangıcı... anlıyor musun Tony?"
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.