Hz. Ebû Hûreyre radıyallahu anh dan, Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu: "Namaz kılmayanın İslam'dan bir payı yoktur. Abdesti olmayanın da namazı olmaz." Başka bir hadiste, "Namazı olmayanın dini
yoktur, dinde namazın yeri, vücuttaki başın yeri gibidir" buyurulmuştur.
(Bezzâr, Hâkim
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiş-tir: "Bir kimse namazını kazaya bırakıp sonra o namazı kilsa bile (vaktinde
kılmadığı için) ona bir hukb müddetince Cehennemde azab edilecektir." Bir
hukb ise seksen senedir. Bir sene üç yüz altmış gündür. Kıyametin bir günü
bin seneye eşittir. (Bu hesaba göre bir hukb yirmi sekiz milyon sekiz yüz
bin sene eder.)
(Mecalis-al Ebrâr)
Ebul Leys Semerkandi rahmetullahi aleyh Kurretul Uyun adlı eserinde Pey
gamber aleyhissalatu vesselam'ın şu hadisini naklediyor: "Kim farz olan bir namaz
bilerek terk ederse onun adı Cehennem'in kapısına yazılar ve oraya girmesi
vacip olur. Hz. Ibni Abbas radıyallahu anhuma'dan rivayet edildigine góre bir defa
Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem, "<Ey Allahım bizlerden kimseyi şaki mah-rum etme> deyiniz" buyurdu. Sonra "Şaki mahrum kimdir bilir misiniz?" diye sordu.
Sahâbe-i Kirâm radıyallahu anhum açıklamasını isteyince, Resulullah s av , "Şaki mahrum, namazı terk edendir. Onun Islam'dan hiçbir nasibi
yoktur" buyurdu. Bir hadiste buyuruluyor ki: "Allahu Teala bilerek ve özürsüz
namazı terk edene kıyamet günü iltifat bile etmeyecek ve ona acıklı bir azab
verecektir."