Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dafne

104 syf.
10/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Bir babanın, hem fiziksel hem de zihinsel engeli olan iki çocuğuna karşı hislerini, birlikte hiçbir zaman yapamayacakları hayallerini okuyoruz ve inanın, bu hiç kolay olmuyor. Başından sonuna kadar içim titreyerek okudum. “Onun dünyaya gelmesine neden olduğum için, benim yüzümden dünyada korkunç günler geçirdiği için ondan özür dilemek istiyorum.”
Nereye Gidiyoruz Baba?
Nereye Gidiyoruz Baba?Jean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20092,994 okunma
Reklam
116 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Kendinden bahsetmekten ve kendisi hakkında güzel şeyler söylenilmesinden hiç hoşlanmayan Sylvie, 12 Kasım gününü, kırk yıllık eşi için erkenden kış etti, öldü. Sanırım bu sefer kış, çok uzun sürecek ve her zamankinden daha sert geçecek. “Madem şimdi gitti, fırsattan istifade edeyim.” diye başlayan yazar, eşinin muhteşem olduğunu anlatmış sayfalarca. Kitabın başlarını okurken kendimi, yazarın küçük torunu gibi hissettim. Sanki dizine oturmuşum, “Hadi büyükbaba, babaannemi anlat!” deyip heyecanla onu bekliyormuşum gibi. Öyle sıcacık, öyle samimi bir kitaptı ki gözlerimin dolu dolu olmasına rağmen sevinçle okumayı sürdürdüm. Fakat sayfalar ilerledikçe büyüdüğümü hissettim; sanki ben büyüdükçe yavaş yavaş üzüntüsünü göstermeye başlamıştı yazar, acısını hissediyordum. Yas tutmuyor ama onu her hareketinde anıyor, ufacık detaylarda buluyor, sayfalara saçıyordu; yaşarken utangaçlığından söyleyemediği pek çok şeyle birlikte. “Yazarken üzüntümü unuttuğum anlar oluyor. Sana yazıyormuşum ve sen omzumun üstünden okuyormuşsun gibi hissediyorum. Umarım kitabımı beğenirsin. Renkli bir kitap olmasını istiyorum. Anılarımızı canlandırdığım hissine kapılıyorum. Zaman içinde renkler biraz matlaştı.”
Dul
DulJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20133,982 okunma
50 syf.
9/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Seçim, Yaşam, Gerçek Mecburiyeti
50 sayfaya sığdırılmış dolu dolu bir anlatım. Her ne olursa olsun insanlara zarar verilmemesi gerektiğine inanan çift, kendi ülkelerinde çıkan savaştan kaçarak İsviçre’ye gelirler ve Ferdinand’ın hep beklediği, onun askere gitmesinin zorunlu olduğunu yazan mektubun gelişine kadar özgürce yaşarlar. Bir tarafta iradesinin zayıf olduğuna inanan ve gitmek ‘zorunda’ olduğunu düşünen, buna inanan Ferdinand... “İnsan kendini kaçak hissettikten sonra hiçbir yerde özgür değildir, içerde ya da dışarda olmuş hiç fark etmez.” Diğer tarafta hiçbir şey yapmak zorunda olmadığını, inandığı doğruların peşinden devam etmesi gerektiğini ve seçimlerinde özgür olduğunu anlatmaya çalışan Paula. “Aksini düşünmene rağmen dünyanın işlediği bu en büyük suça ortak olacak mısın, olmayacak mısın? Çünkü itiraz etmeyen, karşı koymayan herkes suç ortağıdır. Ve sen itiraz edebilirsin, bu yüzden itiraz etmek zorundasın, karşı koymak zorundasın.” Kesinlikle okunması gerektiğini düşündüğüm Zweig eseri. Karakterleri sadece okumakla kalmayıp hissederek çeviriyorsunuz yaprakları. Keyifli okumalar.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202161,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
168 syf.
6/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Kitabın sonu hiç tatmin edici değil ve okurken beni yordu. Son sayfasına kadar Dostoyevski kendini göstersin diye bekledim ama maalesef... İlk Dostoyevski okuyuşu için kesinlikle önermiyorum zira yazarın, okuyacağınız muhtemelen ilk ve son kitabı bu olur. Pekâlâ, belki o kadar da kötü değildir fakat yazarın okuduğum diğer kitaplarının çok çok gölgesinde kalmış. Üçüncü kitabı olmasına rağmen duygu izlenimleri ve karakter tahlilleri gayet güzeldi ama... Hâlâ çok şaşkınım. Yazardan böyle bir kitap beklemediğim için hayal kırıklığına uğrayışımın sonucu olabilir bu şaşkınlığım.
Ev Sahibesi
Ev SahibesiFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202210,4bin okunma
109 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Başından itibaren, sizi ağlatmaya ant içmiş ve etkilendiğiniz için okumayı bırakmak istemenize rağmen sizi kendine çekmeyi başarıp kopamamanızı sağlayan muhteşem bir kitap. Tek oturuşta bitirebileceğim kadar akıcı, dili sade ve sayfa sayısına göre çok çok doyurucuydu. Biraz da fazla ağlatmış olabilir. “Kuş­lar tutsak yaşayamazlarmış. Ya çocuklar, İnci? Onlar tutsak yaşayabilirler mi?” “Dışarısı ne kadar büyükmüş! Dışarısının gökyü­zü de kocaman.” Eser; çok sevdiği İnci ablasının gidişine uyanan ve küçücük yaşında özgürlüğünden olan Barış’ın, çevresinde olup biten şeyleri, çocuk aklıyla anlamlandıramadığı haksızlıkları yazdığı mektuplardan oluşuyor. Her ne kadar çoğu mektup demir kapılara takılıp İnci’ye ulaşmasa da... Aslında yazarın içinde bulunduğu durumu, düşüncelerini, doğrularını bir çocuğun masumiyetiyle okuyoruz. "Bak, uçurtma kaçmış!" "Hani bakayım! Nereden kaçmış?" "Bizim göğümüzden kaçmış. Ama sakın onu vurma!"
Uçurtmayı Vurmasınlar
Uçurtmayı VurmasınlarFeride Çiçekoğlu · Can Yayınları · 202111,9bin okunma
Reklam
140 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yazarın, “İyiyi kötüden ayırmak külfetini okuyucuya bıraktığım için özür dilerim.” notuyla başlıyor ve gerçekten de kitap boyunca zihnimdeki mahkeme hiç durmuyor. İnsan kalabilmenin, insan olmaktan çok farklı olduğunu bir kez daha anlıyorum. Kitabın, adını aldığı öykü karşılıyor sizi; ‘yürekten sevenler’in etkileyici aşk öyküsü. “Sen aşkın ne olduğunu bilir misin adaşım, sen hiç sevdin mi?” Bütün hikayeleri beğenmiş olsam da, o hissi iyi bildiğimden olacak, en benimsediğim öykü Kırlangıçlar oldu. Sürekli bir şeylere geç kalma...hayata, sevgiliye... “Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: 'Dünyada neler gördünüz?' dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki...” Tek oturuşta bitirmek isteyeceğiniz kadar akıcı, anlaşılır ve tabii ki düşündürücü. Yazar, her ne kadar ön sözde öykülerini yerden yere vursa da çok beğendiğim ve kesinlikle okunması gerektiğini düşündüğüm bir Sabahattin Ali eseri daha. Okuyun, okutun.
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202144,8bin okunma
202 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Korkuyu Beklerken, Oğuz Atay’ın eserlerinde okunması gereken ilk kitap olabilir. Tutunamayanlar’ı okurken kitabın beni dışladığını fark etmiştim oysa bu kitap, beni Atay’ın kalemine ve düşüncelerine alıştırmaya yatkın. Birçok öyküden oluşuyor olması; okunması, anlaşılması ve sindirilmesi açısından okur için büyük kolaylık sağlıyor. Öykülerde her yenilgiyi kabullenmiş, kasveti benimsemiş birilerini görüyoruz ve bu kadar yoğun aktarılması, istemsizce kitaba dahil olmanızı sağlıyor. Okuyorum ama yaşıyorum daha çok. Ve kesinlikle yaşamaya değer bir eser.
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,5bin okunma
151 syf.
7/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
umudu mu seçmeli, kabullenişi mi?
Okurken hep buhranlı bir hava esti etrafımda. Gayet akıcıydı ve yormadı. Her ne kadar sonu beni pek tatmin etmese de beni ittiği düşünceleri sevdim. Umutsuzluğa düştüğünde, bahtına küstüğünde bile ona koşulsuz güvenmeye devam eden bir çocuğun olması ve bunun sonucunda yaşlı adamın, umutla işe koyulması etkileyiciydi tabii. Fakat ‘çok istesek de olmaması gereken şeyler, genellikle bizim iyiliğimiz için olmuyor’ mesajı, beni düşünmeye itti; Umudumuzu yitirip kaderimize boyun mu eğmeli yoksa sonunda kötü bir şeylerin olma olasılığına rağmen umudumuzu hiç yitirmemeli mi?
İhtiyar Balıkçı
İhtiyar BalıkçıErnest Hemingway · Bahar Yayınevi · 200532,1bin okunma
71 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Kitabı kapatıp öylece yana bıraktım. Uzun bir süre boyunca tek hareketim bu oldu. Zihnimde, satırların arasındaki hüzün kırıntılarını kemirişim hâlâ sürüyor. Okurken dahi bu kadar sarsan bir yaşam öyküsü, başımıza gelse altından nasıl kalkardık diye düşünüyorum ama çıkar yol bulamıyorum. Heloise haklı, mektup denemez, bunlar hıçkırık. Ronald Duncan, yeniden şekil verirken en az hayat kadar acımasız davranmış. Derinden inciten bu mektuplar okunmalı.
Abelard ve Heloise: Mektuplar
Abelard ve Heloise: MektuplarRonald Duncan · Mitos Boyut Yayınları · 20022,404 okunma
187 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Okumuş olduğumu dahi hatırlamadığım fakat ortaokul yıllarındaki defterimde bolca alıntısına rastladığım bir kitap daha. Her ne kadar içeriği hatırlamasam da birçok cümlenin ruhuma işlediğini, yeniden okurken her şeyin çok tanıdık gelmesinden anlıyorum. “...hayat her sabah yeniden yaratıldığında, sen yeniden ayaklarının altında kanayan yaralarını sarmalayıp yürümelisin. Dikbaşlı yürüyüşlerin olmalı. Her aşkı feda edebilecekmiş gibi duran çelik bir kalp taşıyormuş gibi asi, umarsız ve ifadesiz bakışlarla yürümelisin. Fakat hiç kimse bir yaprağa gözyaşı dökebilecek olmanı anlamamalı. Güçlü ve direngen yürüyüşlerin olmalı.” Kelimeleriyle düşüncelerini harmanlayışına bayıldığım ve hayran olduğum bir yazar, Tarık Tufan. Yalın ve akıcı anlatımıyla her cümlesi zihnimde yankılanıyor. Bir kitabıyla daha yaralarıma dokunmayı başarıyor. Her okuyucu, kitapta kendi aradığını buluyor; hüzün hariç, orada buluşuyoruz hepimiz.
Kraliçenin Pireleri
Kraliçenin PireleriTarık Tufan · Profil Yayıncılık · 20163,375 okunma
Reklam
330 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kardeşimin Hikayesi
İnsan psikolojisinin ve beyninin, kötü anılara karşı açtığı savaşların incelikle işlenmiş olduğu bir eser. Unutmak zorunda olduğumuz anıların ve acıların, hayatımıza kısım kısım değil de bir anda yüklenmesiyle nasıl bir son oluşabileceğini de gösteriyor bize Livaneli. Beynimizin, bizi ayakta tutmak için nasıl çabaladığına şahit oluyorsunuz yani. Kitabı, insanların “Sonu beni çok şaşırttı,” cümleleriyle okumuş olsam da yazarın birkaç kitabını okuduğumdan mıdır bilinmez, kitapta yakaladığım ayrıntılar yüzüne sonu beni pek şaşırtmadı. Zülfü Livaneli’nin akıcı diliyle bir solukta bitirmek isteyeceğiniz ve kesinlikle ölmeden önce okumanız gereken eserlerden biri.
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2019105,4bin okunma
166 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Birçok yazardan farklı olarak, sadece 166 sayfada günlük yaşantımızın, sürekli koşuşturma içerisinde olmasından dolayı tozlanmış birçok hayalimizi gerçekleştirememişlikten doğan yorgunluğumuza, derin bir nefes alıp da üflemiş sanki Barış Bıçakçı. Okurken hayatın akışından sıyrıldığımı hissettiren bir kitaptı. Ve okurlara, birçok şeyin derinliğini düşünebilme fırsatı tanınıyor. Kesinlikle tavsiye ediyorum.
Sinek Isırıklarının Müellifi
Sinek Isırıklarının MüellifiBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20213,506 okunma
74 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Dönüşüm
Toplumun, kim tarafından belirlendiği bilinmeyen, sınırları çizilmiş ‘normal’e uymayanları ve kendilerine benzemeyenleri dışlayışının, böcek metaforuyla fevkalade şekilde anlatılmış olduğu bir eser. Toplumun çoğunluğunun farklı olandan korkup uzaklaşmasını, bir kısmının sırf merak uğruna kalıp inceleme yaptığını hatta bir kısmının da kaale almadan farklılığıyla dalga geçişini dahi incelikle işlemiş Kafka. Kesinlikle okunması gereken klasiklerden. Keyifli okumalar.
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Can Yayınları · 2012223bin okunma