Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Damla Kurşun

Kısacası bu dünyada, kimliği, kişiliği, yüzü silinmiş, hepsi birbirine benzetilmiş milyonlarca mülteci gibi yaşıyoruz ve bunun farkında olmak benim canımı sıkmıyor. Herhalde mutluluk dedikleri de bu olsa gerek: Biraz güvenlik, biraz can sıkıntısı.
Sayfa 221Kitabı okudu
Reklam
Ayağa kalkıyor ve Farsça'nın ağdalı, dramatik üslubuyla "Bağrında düşmanın derin yarası," diyordu. "Ey söğüt, ulu söğüt! / Dimdik durdun ayakta, düşmedin / Bilirim, huyundur senin ayakta ölmek."
Sayfa 187Kitabı okudu
O kalabalık içinde hiç konuşmamak, sadece birbirimizin varlığını bilmek daha iyiydi aslında.
Sayfa 157Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Galiba aşk, utanç duyusunun ortadan kalkması demek. İki kişinin birbirine karşı hiçbir şeyden, hiçbir düzeysizlikten utanmaması demek... Filiz'le birbirimize öyle cümleler kullanıyorduk, öyle sözler söylüyorduk ki, bir üçüncü kişinin bunları duymasına dayanamazdık.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
Bu denli huzursuz zamanlarda insan nasıl evine tıkılıp kalır? Toplu halde, kitle olarak yaşamak gerek!
"Evet, otuz yaşıma geldim. Ama yüreğimin acı çekmeyip sızlamadığı bir yer bulamadım gitti."
Tiunov'un "Ama omurgan noksan!" konuşması
"Gençliğimizde toprağı baştan çıkarıyoruz, yaşlandık mı, gökyüzünü yüceltmeye başlayıp, manastırlara sığınıyor, kutsal topraklarda hacı olmaya çalışıyoruz..."
İnançla konuşuyordu, gözündeki bakış ciddiydi, çevresindeki bütün insanlar ellerinde olmadan düşünceye dalarlardı.
"İnsanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa, o adam o toprağın insanı değildir."
Reklam
"Benimle vedalaşmaya kalkma sakın. Ne kimsenin önünde eğil, ne kimseye dil dök. Beni çok önceden vurmuşlar gibi davran."
Sayfa 144Kitabı okudu
Sonra büyük tutkuların ölüme rağmen sürebildiğini öğrendiler ..
Sayfa 455Kitabı okudu
"Bu erkeksiz evde kül olup gideceğiz, ama bu alçak kasabaya bizi ağlarken görme zevkini tattırmayacağız."
Sayfa 201Kitabı okudu