Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet Sarı

Mehmet Sarı
@dantearafta
Antikapitalist,antişovenist,popüler kültürden uzak,
kitapevi işletmesi
adana
ADANA
22 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
·
Puan vermedi
Başladığı yerde biten ve bittiği yerde başlayan bir roman: Yürekteki Hayvan. Herta Müller, diktatörün baskısı altında yaşamı ve yaşamın imkânsızlığını anlatıyor... düşünmeyi yasaklayan köy sessizliği ile yaşamayı cezalandıran kent gürültüsünün arasına sıkışmış insanları kendine özgü diliyle sayfalara taşıyor. Kuşatılmışlığa ve bir direniş alanı olarak dostluğa dair çarpıcı bir büyüme öyküsü bu, diktatörün ölümünden başka umudu kalmamış insanların, her şeye rağmen dayanışmanın ve ne kadar uzağa gidilirse gidilsin kapanmayacak yaraların öyküsü.
Yürekteki Hayvan
Yürekteki HayvanHerta Müller · Siren Yayınları · 2022152 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Bütün Günlerin Akşamı’nda hayata ve edebiyata ince bir yerden bakmış. 20. yüzyıl boyunca Avrupa’yı kasıp kavurmuş kıyımlarla, kırımlarla boğuşmuş ya da bunların bazısına şu ya da bu biçimde dahli olmuş insanların hikâyelerinin geçit resmi yaptığı Bütün Günlerin Akşamı bu yanıyla, yaşanan, yaşanmakta olan ve muhtemel, bunca acımasız kıyımın ardından hayatın nasıl devam edebildiği, edebileceği sorusuna da bir yanıt...
Bütün Günlerin Akşamı
Bütün Günlerin AkşamıJenny Erpenbeck · Can Yayınları · 2020297 okunma
·
Puan vermedi
Soner Sert tarafından hazırlanan, içerisinde cinsiyet kotası gözetilerek yirmi yazar tarafından on sekiz makalenin kaleme alındığı Sinemanın Teorisi, Kasım 2021’de Yordam Kitap tarafından yayımlandı. Sinema teorisinin estetiğini, tarihini, kültürünü, siyasetini ve ekonomisini tarihsel olarak karşılaştırmalı biçimde ele alan çalışmaların bir araya geldiği kitap, teorik tarihi yüz yıllık olan sinema sanatının hiçbir kesitinin birbirinden bağımsız düşünülemeyeceğini, hatta felsefe, sosyoloji ve psikoloji gibi alanların da sinemayla ne kadar ilişkili olduğunu gözler önüne sermekte. Her bir yazarın alanında uzman olduğu konuları derinlemesine inceleyen makaleler hem sinema teorisinin başlangıcına hem de günümüzdeki sinema algısına ufuk açıcı bir perspektif sunmakta.
Sinemanın Teorisi
Sinemanın TeorisiKolektif · Yordam Kitap · 20216 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
·
Puan vermedi
Çocukluğundan beri yolculuk yapma, başka ülkeleri görme hayali kuran Puşkin, 1828’de izinsiz olarak Kafkasya’ya, sürgündeki asker arkadaşlarını görmeye gider. Arkadaşlarının katılacağı Osmanlı-Rus Savaşı’na tanık olmak için sivil olarak, orduyla birlikte Kafkasya, Ermenistan ve Erzurum’a doğru yola çıkar. Yol boyunca aldığı notlardan bir bölümünü yayınlar ve çok eleştiri alır. Bunun üzerine notların hepsini yayınlamaya karar verir ve kısmen 1830’da yayınlanmış notlarını gözden geçirerek 1836’da, Sovremennik dergisinde, 1829 Seferi Sırasında Erzurum Yolculuğu ismiyle yayınlar.
Erzurum Yolculuğu
Erzurum YolculuğuAleksandr Puşkin · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20221,341 okunma
·
Puan vermedi
Homofobi, ırkçılık, mavi yakalılar, aile içi şiddet, alkolizm… Kısaca “ötekilik” diyelim. İnsanoğlunun hâlâ sindiremediği, “olmaz öyle şey” dediği olgular bunlar. Dünyanın her yanında geçerliliğini koruyan, muktedirlerin anlamsız bir şekilde görünmez olmasını diledikleri bu insanlar “biz de buradayız” demek için ellerinden geleni yapıyorlar. Sokaktaki hakları ellerinden alındığı için aralarından “şanslı” olanlar sanat aracılığıyla seslerini duyurabiliyorlar. Edouard Louis de bunlardan biri. Şu anda otuzuna merdiven dayamış Louis’nin 21 yaşındayken yazdığı ve çocukluğundan beri maruz kaldığı fiziksel ve psikolojik şiddeti tüm dehşetiyle anlattığı Eddy’nin Sonu kitabı Can Yayınları etiketiyle yayınlandı...
Eddy’nin Sonu
Eddy’nin SonuÉdouard Louis · Can Yayınları · 2021394 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Cemal Kara, İstanbul Tapu Kadastro Parsel Sorgulama Şubesi’nde çalışan, iş-ev arası mekik dokuyan ve hayatta bulunan ne varsa hepsinden nefret eden, sıradan bir memur. Ve hayatı o kadar monoton ki, yaşadığı apartmandaki otomat bile hep aynı yerde sönüp onu delirtir. Yaptığı iş de hayli basittir: Karışık dosyaları listeler ve onları tekrar başka dosyalara koyarak ‘memur’ statüsünün tüm gerekliliklerini (!) yerine getirir. Bir gün müdürü tarafından çağrılır ve ebe-öreke ikilisiyle hemhal olmuş Karaköprü adındaki bir ilçeye giderek bir hazine işini halletmesi için görevlendirilir.
Kadastrocu
KadastrocuTayfun Pirselimoğlu · İletişim Yayıncılık · 202131 okunma
“Erkek egemenliğinin yapıları çok sağlamdır zaten, o yüzden feminist mücadele bu kadar zorludur. Öte yandan feminizmin yapabildiklerini görünce, surda gedik(ler) açmanın zevkine varabilirsiniz! İradenin iyimserliği bu değilse nedir?”
·
Puan vermedi
1980’ler. Glasgow şehrinin adeta öleyazdığı, ailelerin güçbela ayakta kalabildiği bir dönem. Ne var ki orta yaşlarındaki alımlı Agnes Bain daha fazlasını hak ettiğine inanır; müstakil bir ev sahibi olmak, istediğini satın almak gibi... Gelgelelim taksi şoförü kocası tarafından sürekli aldatılan Agnes, üç çocuğuyla birlikte harap olmuş bir madenci kasabasında yaşamaya mahkûm olur. Çocukları, yavaş yavaş alkol batağına saplanan Agnes’i kurtarmak için ellerinden geleni yapsalar da, bir süre sonra kendilerini kurtarmak için bir bir onu terk ederler. Yalnızca en küçükleri Shuggie, bir gün düzeleceği ümidiyle annesinin yanında kalır.
Shuggie Bain
Shuggie BainDouglas Stuart · Can Yayınları · 2022497 okunma
Mehmet Sarı
@dantearafta·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Shuggie Bain
Shuggie BainDouglas Stuart
8.4/10 · 497 okunma
"Ben kendi hayatımda depresyon hakkında iki hikâyeye inanmıştım. Hayatımın ilk on sekiz yılında bunun ‘tamamen kafamın içinde’ olduğunu düşünmüştüm – yani gerçek değildi, hayaldi, sahteydi, şımarıklıktı, utanç vericiydi, zayıflıktı. Sonraki on üç yılda ise yine ‘tamamen kafamın içinde’ olduğuna inanmıştım ama bu defa çok farklı bir şekilde: Beyindeki bir arızadan kaynaklanıyordu. Ama bu hikâyelerin ikisinin de doğru olmadığını öğrenecektim. Depresyon ve kaygının bu kadar yükselişte olmasının öncelikli sebebi kafamızın içinde değildi. Ben bu sebebin büyük ölçüde etrafımızdaki dünyada ve o dünyada nasıl yaşadığımızda yattığını keşfettim."
Reklam
''Ben de hayatta kalırım; unutmanın aktif bir eylem olduğuna inanmak bunu dayanılmaz bir miğren ağrılarına çevirse bile ..
287 syf.
·
Puan vermedi
Jar
JarKemal Varol
8/10 · 477 okunma
''Şiddet kesinlikle en kötüsünden bir temas,bir dokunmadır;insanın öteki insanlar karşısındaki ilksel yararlanabilirliğini en korkunç şekilde açığa çıkması,denetliyemediğimiz bir şekilde bir başkasının kasıtlı eylemiyle yaşamın kendisinin yok edilebilecek olmasıdır...
77 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.